Gelecekte savaşlar artırılmış gerçeklikte yapılacak
Yarının askerlerinin gerçeklikleri artırılmış olacak. Gerekli bilgiler, savaş alanının görüntüsünün üzerinde belirecek.
Bir savaştaki başarı ve yenilgi, genelde savaş alanındaki askerlerin düşman ve çatışma alanı hakkında sahip oldukları bilgilere bağlıdır. Bu durumlarda her türden taktik istihbarat askerlerin işine yarar.
Altına bomba gizlenmiş olabilecek kasislerin konumları, sağanak yağmurun ardından tarımsal alanlardaki akıntılar yüzünden kirlenmiş olabilecek su kaynakları, düşmana yardım ettiğinden şüphelenilen yerel halkın kimlik bilgileri, dost ve düşman birliklerinin yerleri ve hatta SİHA ve İHA’lardan alınan anlık görüntüler…
Silahlı Kuvvetler, bu bilgileri toplar ve bir bilgisayarda depolar. Ama bu depolanmış bilgileri, savaşın sıcak anlarında tam anlamıyla kullanmak hiçbir zaman kolay olmadı. Bu, Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality -AR) ismindeki görüntüleme teknolojisi sayesinde şimdi değişmek üzere.
AR, temelde gerçek dünyanın görüntülerinin üzerine bilgisayar grafiklerinin üzerine yerleştirmek anlamına geliyor. Bu teknoloji şu anda mobilya satışı, bilgisayar oyunları gibi farklı sektörlerde kullanılmakta. ABD ordusu, askerlerinin o andaki görevine uygun taktik istihbaratı, askerlerin kasklarına monte edilen transparan bir vizörden, ellerini kullanmadan anlık olarak ulaşabilmesini istiyor. Ve bu yeteneğe sahip olmak için ciddi anlamda para harcıyor.
Mart ayında ABD ordusu, bu tarz bir sistemin inşası için Microsoft ile bir anlaştığını duyurmuştu. Bu proje, 10 yıl kadar sürebilir ve dudak uçuklatan 21.9 milyar dolara patlayabilir.
ABD ordusu, bu cihazı IVAS (Integrated Visual Augmantation System – Entregre Görsel Artırma Sistemi) olarak isimlendirdi. Microsoft’un bu projedeki yöneticisi olan David Marra, bu cihazı ‘holografik bir bilgisayar’ olarak tanımlıyor. Marra, ‘Asker hareket etse dahi üretilen grafik ve görüntüler gerçek dünyaya sabit kalıyor.’ ifadelerini kullanıyor.
IVAS, bu büyüyü birçok tipteki veriyi karıştırarak ve sentezlerini kurarak oluşturuyor. IVAS’taki bir GPS cihazı, kullanıcının yerini santimetreler ölçeğinde belirliyor. Sistemin üzerindeki ivmeölçer ve jiroskop gibi enstrümanlar ise askerin tam olarak nasıl hareket ettiğini hesaplıyor. Kameralar ise askerin göz hareketlerini takip ediyor.
IVAS’ın, askeri incelediği kadar askerin savaştığı çevre hakkında da bilgiler toplaması gerekiyor. Bunu ise ‘lidar’, yani ışıkla çalışan bir tür radar ile sağlıyor. Şerit halindeki alıcılar, attıkları kızılötesi ışınların çevredeki cisimlerin üzerinden sekip geri gelme sürelerini hesaplıyor. Evrende ışık hızı sabit olduğundan, bu veri o cisimlerin uzaklığını ortaya çıkarıyor. Bu cisimleri saptayan makine-görüntü yazılımı, o cisimlere kilitlenerek nasıl hareket ettiklerini takip ediyor. Marra, bu süreci ‘Her şeyin x-y-z koordinatlarının sürekli şekilde işlenmesi’ olarak betimliyor.
IVAS’ın kullanıcıya anlık grafikler sağlayabilmesi için bu hesaplamaları akılalmaz hızlarda gerçekleştirmesi gerekiyor. Zira sadece 7 milisaniyelik bir gecikme, kullanıcılarda vestibüler oküler rahatsızlığa sebep oluyor. Bu sorundan kaynaklı bu bir çeşit sersemlik hali, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojisinin gelişmesini de zorlaştırıyordu. Fakat Marra, IVAS’ın bu 7 milisaniyelik sınırın çok üzerinde bir performans sağladığını aktardı.
Ayrıca, kimliği açıklanmayan bazı müttefik ülkelerin de bu teknoloji projesine katılmak istedikleri de ifade edildi.
Fransa’dan gelen tepkiler özellikle dikkat çekti. Paris merkezli bir danışmanlık şirketi olan Avisa Partners’dan Axel Dyevre ise teknolojiye eleştiri getirdi. Dyevre, bu teknolojinin, savaşları adeta bir tiyatro (ya da bilgisayar oyunu) sahnesine çevirmesinden endişe duyduğunu; ayrıca uzakta ve güvende olan komutanların savaş alanındaki askerlere artırılmış gerçeklik üzerinden emir vermesinin ise askerleri ‘kukla’ya çevireceğini söyledi.
Kaynak: M5
