Azerbaycan neden İsrail-Türk ilişkilerini Yeniden Canlandırmaya Çalışıyor? - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Azerbaycan neden İsrail-Türk ilişkilerini Yeniden Canlandırmaya Çalışıyor?

Abone Ol 

Güney Kafkasya’da yeni bir jeopolitik düzenin ortaya çıkması göz önüne alındığında, İsrail ile Türkiye arasındaki bağların iyileştirilmesi Bakü için öncelikli ve ilgi çekici hale geldi.

Al Araby English’de yayımlanan makale M5 tarafından çevrilmiştir.

İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Fas ve Sudan arasındaki son normalleşme anlaşmaları, Orta Doğu’da önemli değişiklikleri işaret ediyor.

Bu yeni anlaşmalar, İran ve Türkiye’nin artan nüfuzu da dahil olmak üzere güvenlikle ilgili çeşitli ortak tedirginlikler ve konularda yapılan kapsamlı müzakerelerin ardından imzalandı.

Ancak, Arap yönetimlerin aksine hem Ankara hem de Tahran, “İbrahim Anlaşmalarını” kınadı ve bu anlaşmaları Filistin davasına ihanet ve “Müslümanların sırtında saplanan bir hançer” olarak nitelendirdi.

Bununla birlikte Aralık 2020’de, Türkiye ve İsrail’in ikili ilişkileri ilerletmek için müzakereler yapacağına dair çeşitli basın organlarında gizli bir kanal kurdukları iddiaları ortaya atıldı.

Tel Aviv ve Ankara’nın uzlaşma sürecine girdiği iddialarının Joe Biden’in göreve gelmesinden sadece birkaç hafta önce ortaya çıkması, Ankara’nın yeni ABD yönetiminin olası herhangi bir siyasi izolasyonunu önlemeye istekli olduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin Rusya’nın S-400 füze sistemini satın almasıyla ilgili devam eden sıkıntılar, Ankara’nın Libya, Suriye, Dağlık Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan’ı açıkça desteklemesi ve Güney Kafkasya bölgesinde artan siyasi ve askeri etkisi, Biden yönetiminin Türkiye’ye karşı muhtemelen yaptırımlar da dahil olmak üzere yeni adımlar atabileceğini ortaya koyuyor.

44 gün süren Karabağ savaşı, Azerbaycan’ın hem İsrail hem de Türk yapımı silahlar ile savaş alanında bir oyun değiştirici olduğu kanıtlayarak aldığı bir zaferle sonuçlandı. Savaş sırasında İsrail tarafından Azerbaycan’a gönderilen askeri malzemelerin neredeyse tamamı Türkiye toprakları üzerinden gönderildi. Ve hem İsrail hem de Türkiye, Bakü’nün zaferinde kritik rol oynadı.

Ancak İsrail ile Türkiye arasındaki sert ilişkiler, Güney Kafkasya’daki bu ikili stratejik işbirliğini baskı altına alan bir unsurdu. Azerbaycan hükümeti bunu göz önünde bulundurarak, Ortadoğu’daki iki büyük gücü uzlaştırmak için Ankara ile Tel Aviv arasında arabuluculuk yapmayı teklif etti.Ve Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında 10 Kasım’da imzalanan ateşkes anlaşmasının ardından Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail hükümeti arasında görüşmeleri başlattı.

Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkilerini onarmakla ilgili arabuluculuğu konusunda Türkiye’nin iyimser olmasının birkaç nedeni var.

Artan ekonomik zorlukların ortasında, BAE, Mısır ve Suudi Arabistan gibi rakiplerin Türkiye’nin Mağrip ve Afrika Boynuzu boyunca büyüyen askeri hegemonyasını baltalamaya çalıştığı bir zamanda, Türkiye-İsrail arasındaki herhangi bir yakınlaşma Türkiye’ye karşı olası bölgesel izolasyonu önleyebilir.

Özellikle Dağlık Karabağ savaşından sonra Güney Kafkasya’da yeni bir jeopolitik düzenin ortaya çıkması göz önüne alındığında, İsrail ile Türkiye arasındaki bağların iyileşmesi Bakü için daha önemli bir hale geldi. Bölgede Rus Barış Gücü birliklerinin konuşlandırılması, Ağdam’da bir Türk-Rus ortak gözlem noktasının kurulması ve İran’ın çatışma sonrası bölgede daha büyük rol oynama manevraları Azerbaycan için yeni bir caydırıcı faktörü gerekli kıldı.

Moskova ve Tahran için daha endişe verici olan resmileştirilmiş bir Türkiye-İsrail işbirliğinin Azerbaycan için ise herhangi bir ‘dış müdahaleye’ karşı ek bir avantaj sağlaması olasılıdır. Aynı zamanda Türkiye, İsrail ile verimli bir diyalog yoluyla pekala mümkün olabilecek Beyaz Saray ile ilişkilerini sıfırlamaya istekli görünüyor.

Şüphesiz İran ve Rusya, Ankara ile Tel Aviv arasındaki yakınlaşmayı ve Azerbaycan’ın bu sürece aktif katılımını çok yakından izleyecekler. Ancak Tahran, Körfez monarşileriyle kötüleşen ilişkiler ve kendisine uygulanan sert ekonomik yaptırımlar nedeniyle yakın sınırlarında başka bir ‘düşman’ yapmak istemeyecektir.

Erdoğan, İsrail ile diplomatik gerilimleri hafifletmeye çalışıyor ve hatta Amiral Cihat Yaycı’nın yazdığı, ülkelerin Akdeniz’deki ortak münhasır ekonomik bölgeleri (MEB’ler) konusunda bir anlaşma bile önerdi. Başarılı olursa, yeni anlaşma iki devletin deniz sınırlarını daha da yakınlaştıracak ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni zor durumda bırakacak.

Türkiye ve İsrail’in uzlaşma süreci bölgedeki birçok aktörü etkileyebilecek bir durum. Bazı önemli nüanslar, geçmişte Türkiye’nin büyük ölçüde İsrail karşıtı söylemleri, Türkiye’nin mevcut çatışmayı bölgeselleştirme girişimleri ve İsrail ile Arap devletleri arasındaki son normalleşme süreci nedenleri sürecin çetrefilli olacağını gösteriyor.

Dolayısıyla Azerbaycan’ın ortaklarını bir araya getirmek için her türlü retorik engellerin üstesinden gelmesi gerekecektir. Bu bakımdan Azerbaycan’ın bölgedeki tüm kritik aktörlere dengeli yaklaşımı ve İsrail ile Türkiye’nin derin stratejik ortaklığı onu bu anlaşmazlıkta güvenilir bir arabulucu yapmaktadır.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close