Washington NPEC Enstitüsü Rapor: Ortadoğu'daki nükleer reaktörlere saldırı riski ve sonuçları! - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Washington NPEC Enstitüsü Rapor: Ortadoğu’daki nükleer reaktörlere saldırı riski ve sonuçları!

Abone Ol 

Yeni bir çalışma, ticari nükleer santrallere yönelik bir füze saldırısından kaynaklanan potansiyel radyolojik serpinti ve tahliyeleri araştırıyor.

Nükleer reaktörlere kasıtlı saldırılar neredeyse düşünülemez görünebilir. Fakat Ortadoğu, dünyada nükleer tesislere hava saldırılarının gerçekleştiği bilinen tek yer olma konusunda şüpheli bir ayrıcalığa sahip.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP26) ardından nükleer enerjinin küresel karbonsuzlaştırma çabalarında nasıl bir rol oynaması gerektiği konusundaki tartışmalar yoğunlaşırken, yayınlanan  yeni bir rapor son teknoloji füze veya dronelar ile Orta Doğu’daki mevcut veya planlanan bir ticari nükleer santraline başarıyla saldırabileceğini ortaya koydu.

Washington, DC merkezli bir araştırma enstitüsü olan Nonproliferation Policy Education Center (NPEC) tarafından yapılan bu çalışma, Orta Doğu’daki nükleer tesislere yönelik çatışma risklerinin kamuya açık nadir bir analizini sunarak, ticari bir nükleer santrale başarılı bir saldırı yapılması konusunda uyarıda bulundu. 

Raporda risklerin tehlikesinden bahsedildi ve  “milyonlarca insanın tahliyesi ile sonuçlanabilir” tespitinde bulundu. 

Neden Ortadoğu?

Küresel ekonomiyi karbondan arındırma çabaları hızlanırken, dünyanın her yerindeki politika yapıcılar, elektrik şebekelerine yeni veya ek nükleer enerji bağlamayı düşünüyor. Ortadoğu da farklı değil.

Geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri, Abu Dabi’deki Barakah nükleer tesisinde planlanan dört reaktörün ilkinin çevrimiçi hale gelmesinden sonra küresel ticari nükleer güç kulübüne katılan ilk Arap ülkesi oldu. O birim bu yıl şebekeye bağlandı. Barakah’taki ikinci bir reaktör o zamandan beri şebekeye bağlanırken, üçüncü bir reaktörün inşaatı geçen ay tamamlandı.

İran’ın şu anda faaliyette olan bir ticari nükleer güç reaktörü var, Bushehr 1, burada 2019’da ikinci bir reaktörün inşaatına başlandı. Ülke ayrıca ek nükleer santraller inşa etme planlarını duyurdu.

Mısır, Akdeniz kıyısındaki El Dabaa’da dört reaktörlü ticari bir nükleer santral kurmayı planlıyor. Bu arada Ürdün, iki ticari nükleer santral inşa etmeyi planlamıştı, ancak şimdi küçük modüler nükleer reaktörler inşa etmeyi düşünüyor. Ve Suudi Arabistan 2010’da 16 ticari nükleer güç reaktörü inşa etmeyi planladığını açıkladı.

Orta Doğu’da nükleer enerjiye artan ilgi, nükleer tesislere yönelik benzersiz hava saldırıları tarihi ve gelişmiş askeri güç kullanan devlet dışı aktörlerin ortaya çıkışı göz önüne alındığında tehlikeyi ortaya koyuyor. Olası bir başarılı hava saldırısından kaynaklanabilecek potansiyel radyolojik serpinti ve büyük felaketlere neden olabilir.

Hava saldırısı teknolojisi, İsrail ve İran’ın Irak’ın Osirak reaktörünü bombaladığı 1980’lerden, hatta İsrail’in Suriye’de yapım aşamasında olduğundan şüphelenilen bir reaktörü yok ettiği 2007’den bu yana çok yol kat etti.

Rapor; “1990’lara göre bin kat daha isabetli, 1-10 metrelik yüksek isabetliliğe sahip füzeler ve insansız hava araçları” hem devlet hem de devlet dışı aktörlerin kullanımına açık olduğu uyarısında bulunuyor.

Aslında bu durum; Eylül 2019’da, bir insansız hava aracı ve seyir füzesi barajının Suudi Arabistan’ın son teknoloji hava savunmasını geçerek Suudi Aramco’nun Khurais ve Abqaiq’teki petrol tesislerini vurması sırasında görüldü.

Reaktörler ve Senaryolar

Bir nükleer santralin yüksek hassasiyetli bir füze saldırısına karşı potansiyel savunmasızlığını göstermek için NPEC, sezyum-137’nin (Cs-137) atmosfere radyolojik salınımını içeren üç senaryo için bölgedeki mevcut ve planlanan üç nükleer enerji santralini analiz etti.

Raporun baş araştırmacısı Eva Lisowski verdiği demeçte, “Sezyum-137, özellikle çeşitli nedenlerle ilgili olan bir izotoptur ve nükleer bir kaza veya bir tür radyoaktif salım tehlikesini değerlendirirken bakılan en yaygın izotoplardan biridir. Yeterince tehlikeli ve insanları kanser yapacak etkiye sahiptir.”

Raporda, Cs-137 ile önemli ölçüde kontaminasyonun yüz binlerce insanın evlerinden tahliye edilmesine neden olabileceği ve insan ömürlerini 30 yıl kısaltabileceği belirtiliyor.

Senaryolar için seçilen üç tesis arasında BAE’nin Barakah elektrik santrali, İran’ın Bushehr’i ve Mısır’ın El Dabaa’da planlanan ticari nükleer santralinin sahası yer alıyor.

Her senaryoda salınan Cs-137 miktarları ve her bir kontaminasyon bölgesindeki tahmini tahliye sayısı, 2020 hava durumu modellerine göre yılın dört farklı ayı için simüle edildi: Mart, Haziran, Eylül ve Aralık.

Simülasyonların tümü, zorunlu tahliyelerden etkilenebilecek komşu ülkeleri de içermektedir.

Örnek olarak Buşehr nükleer santraline bir füze veya insansız hava aracı saldırısını içeren  senaryoda  6,7 ​​milyon zorunlu ve 4,8 milyon gönüllü insanın bölgeden tahliyesine ve büyük ölçekli ölümlere neden olabilir.

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close