Polonya’nın Türkiye’ye ‘Bükreş Dokuzlusu’ Teklifi Ne Anlama Geliyor? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Polonya’nın Türkiye’ye ‘Bükreş Dokuzlusu’ Teklifi Ne Anlama Geliyor?

Abone Ol 

Uluslararası ilişkiler yazarı Nedret Ersanel, Türkiye’nin savunma sanayiindeki hamlelerinin Batı’da uyandırdığı rahatsızlığa dikkat çekti.

Ersanel, Polonya’ya satılan 24 SİHA ile birlikte aynı ülkeden gelen ‘Bükreş Dokuzlusu’ teklifini, ayrıca ABD-AB ekseninde NATO-Türkiye-Rusya ilişkilerinin boyutlarını değerlendirdi.

Madem ‘en yüksek teknoloji savaş ‘makinaları’nı çöpe gönderebilecek stratejik dönüşümden bahsediyoruz, yani ürünlerden değil, akıldan; Polonya’ya, ilk kez bir NATO ve AB ülkesine stratejik silah satmışken.. Ukrayna gibi iki süper güç ve Avrupa’yı kavurma ihtimali bulunan ‘aradaki’ ülkeyle yine askerî ve stratejik anlaşmalar yapmışken.. Macaristan ve belki Romanya’yı kucaklarken…

Polonya Cumhurbaşkanı’nın, “Türkiye, ‘Bükreş Dokuzlusu’nu düşünmeli” teklifini de ‘siyaseten’ de ele almayalım mı?..

Bükreş Dokuzlusu şu; Polonya, Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya. Haritada bu ülkeleri farklı renge boyayıp, şöyle geri çekilip baktığınızda, bir yandan Rusya’yı kepçelediğini diğer yandan Avrupa’ya sırt verdiğini görürsünüz. NATO’nun içine ‘kama’ gibi girer.

Bu bölge hem iç hem dış politik ilişkilerinin karışıklığıyla meşhurdur. Ama Türkiye’nin her biri ile müktesebatı vardır ve ‘kimseyi delirtmeden’ koza dönüştürülebilir. Ruslar’ın buna bozulacağı kesindir. Lavrov’un, ‘Türkiye’nin, Kiev ve Kırım çizgisini düzeltmesi gerekiyor’ mealindeki çıkışı odur. Dokuzlunun ‘amacı’ başka bir şey ama ülkeler tek tek ele alınarak NATO bağlamındaki yerine ağırlık verilebilir. Kremlin bunu anlayacaktır.

Berlin’le birlikte Varşova, NATO-ABD için Soğuk Savaş’taki sembol ve ‘yeri belli’ başkent olmasına rağmen Türkiye ile kurduğu özel ilişki sağlamasıdır…

Haziran’daki NATO zirvesi ve Erdoğan-Biden buluşmasına yapılan ‘kritik’ vurgusu hesap edildiğinde, bu da işte o ‘bilmediklerimizdendir’.

Akıl üzerine akıl oyunları kuruyoruz ve ‘altılıyı’ da hatırlıyoruz; Kafkasya’da Azerbaycan-Ermenistan savaşından sonra ortaya çıkan bir başka ‘ideal’ haritadır; Türkiye-Rusya-Azerbaycan-İran-Gürcistan ve akıl edebilirse Ermenistan…

ABD ve İsrail’in ‘aklını alan’ bir hattır bu. Yine atlas üzerinde farklı renge boyayıp uzaktan baktığınızda, iki parmağınızla büyütüp Avrupa’daki hatla senkronizasyonuna baktığınızda, bu sefer dünyayı parantezlediğini görürsünüz.

Bu da ‘bilmediklerimizdendir’…

Aynı kamburlu zorluklar burada da geçerlidir. Daha şimdiden Batı Asya’da, Afganistan, İran gibi ülkeleri bu hattı sulandırma, gedik noktalarına dönüştürme ataklarını izliyoruz.

Uçak fabrikalarında dikiş kutusu yaptırılacak kadar kötürümleştirilen ülke dünya savaş stratejilerini dönüştürecek işler yapıyorsa bunu da evriltebilir. İş zihinsel değişimde. Ayağınızı sağlam basın yeter. Zaman dostunuz olur…

Almanya ve Fransa, “Moskova’ya fazla abanıyorsun, bizim onlarla işimiz var” diye hayıflanırken ABD’nin Avrupa’nın enerjisini besleyecek ve Rusya’ya bağımlılığını artıracağını düşündüğü Kuzey Akım-2 itirazını geri çekerek, “Tamam, siz Ruslarla ticari çıkarlarınızı koruyun ama stratejik açıdan benim yanımda durun” demesinin, öte uçta Akdeniz enerji havzası üzerinden kurulan planları nasıl vurduğu, buradan Türkiye’ye çıkacak avantajlar da aynıdır…

Şu an bölgede bizim karşımızda görünen ülkelerin, Avrupa’ya bağlanmayacak ama herkesi ‘doyurabilecek’ işbirliği için Türkiye’yle buluşma ihtimalini tetikler…

Burayı da farklı renge boyayıp, diğer ikisiyle beraber büyük haritada nasıl göründüğüne bir bakın yine…

Parantezlerden çember böyle yapılır.

Bunu da ‘bilmiyoruz’…

Öyleyse, sahneye bakanlar devam etsin, bunlar da arkada çalsın…

Kaynak:Timetürk

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close