Orta Asya'da Rusya Çin Rekabeti: "Enerji, Jeopolitik ve Ekonomi Üçgeni" - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Orta Asya’da Rusya Çin Rekabeti: “Enerji, Jeopolitik ve Ekonomi Üçgeni”

Abone Ol 

Orta Asya’da güç boşluğunu doldurmak isteyen küresel güçler de bölgeye yoğunlaştı. Rusya ve Çin rekabetinin yaşandığı  Orta Asya’da ne kadar doğal gaz var? Rusya ve Çin neden Orta Asya’da mücadele ediyor?

Stratejik öneminin yanında doğal kaynaklar bakımından zengin olan Orta Asya, zaman içinde tüm alanlarda rekabet sahasına döndü. Orta Asya’nın jeo-stratejik konumu, bölge üzerindeki rekabeti her geçen gün derinleştiriyor. Zira bölge Doğu’dan küresel liderliğe oynayan Çin, Kuzey’den Sovyetler’in mirasçısı Rusya ile çevrili. Güney’den dünyanın en büyük ekonomisi, yeni süper güç olma yolunda ilerleyen Hindistan, Batı’dan ise soydaş ülke Türkiye ile temas halinde. Bu denli çevrelenmiş olan bölgenin rekabetsiz bir coğrafya olması beklenemezdi.

İngiliz siyasetçi Halford Mackinder, bir teorisinde Avrasya’nın merkezinde bulunan bölgenin doğru bir şekilde yönetilmesi süper güçler arasında dengeyi sağlayacağını belirtmişti. Ayrıca bu bölgede hakimiyet kuran güçlerin dünyanın tüm alanlarında hakimiyet kurabileceğini iddia etmişti. Öyle ki Sovyetler sonrasında bölgede yaşanan gelişmeler bunun en net göstergesi. Bölgenin doğal kaynaklarına sahip olmak, Rusya’dan Çin’e, Hintdistan’dan Avrupa’ya kadar uzanan petrol, doğal gaz, maden ve zirai kaynaklara da sahip olmak anlamına geliyor. Öte yandan bölgeye hakim olmak kara yolları üzerinde hakimiyet kurmayı mümkün kılıyor.

Bölgenin önemini artıran bir diğer özellik ise Orta Asya’daki pek çok ülkenin petrol ve doğal gaz açısından oldukça zengin olan Hazar Denizi’ne kıyısı olması.  Son araştırmalara göre Hazar Denizi 150 milyar varil petrol ve 75 trilyon metreküp doğal gaz rezervine sahip. Türkmenistan’ın ise yaklaşık olarak 17 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunuyor. Bölgenin doğal kaynakları dışında enerji koridoru olması da cezbedici bir özellik. Ayrıca Doğu ile Batı’yı bir birine bağlayan kara yollarının da ana koridoru konumunda. Dolayısıyla bölge küresel güçlerin hem açık hem de kapalı rekabetine sahne oluyor.

ORTA ASYA’DA ÇİN VE RUS REKABETİ

Orta Asya’nın jeo-stratejik önemi ve yer altı zenginlikleri, iki önemli küresel aktör olan Rusya ve Çin’in rekabetini körüklüyor. Rusya ve Çin’in dışında Batılı ülkelerin ve İsrail’in de bölgeye yönelik emelleri var. Fakat Çin ile Rusya’nın Orta Asya’daki ekonomik ve siyasi alandaki stratejik çıkarları birbiriyle çatışıyor. Çin’in Orta Asya’nın doğal kaynaklarına yönelik projeleri, Rusya’nın bölgedeki enerji hakimiyetini baltalıyor. Çin’in Özbekistan ve Kazakistan üzerinden Türkmenistan doğal gazına ulaşmayı hedefliyor.

Stratejik konumu ve zengin yer altı kaynakları Orta Asya’yı Çin için vazgeçilmez kılıyor. Ayrıca doğal kaynakların Çin’e deniz yoluyla değil de kara yoluyla ulaştırılabilecek olması, Pekin’e Orta Doğu’dan farklı olarak yeni bir enerji tedarikçisi sunuyor.

Öte yandan Güney Çin Denizi üzerinde hak iddia eden Pekin yönetimi, denizlerden dış dünyaya kapılı olduğunun farkında. Dolayısıyla Orta Asya denizlere karşın bir alternatif konumunda olurken aynı zamanda da güvenlik açısından da oldukça önemli. Zira Pekin yönetimi denizlerden gelecek bir saldırıya karşı iyi konumda. Fakat karadan özellikle de Orta Asya tarafından gelecek bir saldırıya karşı savunmasız durumda. Zira Çin’in Batısı iki özerk bölge ile çevrili durumda.

Orta Asya üzerinden tarihsel bir hakimiyeti olduğunu savunan Rusya, bölgeye yönelik hiç bir ülkenin girişimi kabul etmiyor. Ayrıca dünyanın önemli doğal gaz tedarikçilerinden olan Rusya, kendisine alternatif bir kaynağın olmasını da istemiyor. Zira bölgede yeni enerji merkezlerinin doğması Rus ekonomisine ciddi oranda zarar verir.

Orta Asya’daki ekonomik geleceğini “Bir Kuşak Bir Yol” projesi üzerine inşa etmeye çalışan Çin, bölge ülkelerinin ekonomilerini kendine daha fazla bağlamaya çalışırken bölgenin ulaşım konusunda problemlerini çözecek projeleri hayata geçiriyor. Bir yandan da bölgenin doğusunda yer alan ülkelerin Rusya ile irtibatını mümkün olduğunca azaltmaya çalışıyor. Çin’in devasa ekonomik gücüye mücadele edemeyeceğinin farkında olan Moskova ise alternatif güç odaklarıyla yakınlaşmaya çalışarak Çin’i dengelemek istiyor. Dolayısıyla Rus politikacılar, Japonya ve Hindistan’ı Orta Doğu özelinde önemli birer müttefik olarak değerlendiriyor.

ÇİN VE RUSYA’NIN ORTAK HEDEFİ

Çin ve Rusya Orta Asya üzerine her ne kadar rekabet etse de iki ülkenin bölgeye yönelik ortak çıkarları var. Çin ve Rusya’nın Orta Asya’ya yönelik en önemli ortak hedeflerinden birini Afganistan çekilme sürcine giren ABD’nin bölgeden uzak tutulması oluşturuyor. ABD için Rusya’nın Orta Asya’daki hakimiyetini daraltmak her ne kadar önemli ise aynı şekilde Çin’in küresel ekonomik ve askeri nüfuzunu azaltmak da o derece önemli. Bunun yanında Moskova ve Pekin’in Orta Asya’da faaliyet gösteren, güvenlik ve istikrarları için tehdit oluşturan silahlı gruplara karşı ihtiyaç duydukları iş birliği de söz konusu yakınlaşmayı teşvik ediyor.

Orta Asya, Çin ve Rusya’yı Orta Doğu kaosundan ve Afganistan’daki silahlı gruplardan ayıran önemli bir tampon bölde. Güvenlik açısından Orta Asya’nın Çin ve Rusya’ya sağladığı çıkarların dışında iki ülkenin ekonomi ve askeri teknoloji alanında dayanışma içerisinde olduğu söylenebilir.

Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar, korona virüs salgınının yol açtığı olumsuz ekonomik koşullar ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının dalgalanması Rusya için Çin’in ekonomik desteğini önemli hale getiriyor. Benzer şekilde Pekin’in de askerî teknoloji alanında Rusya’nın desteğine ihtiyacı var. Çin, zaman içerisinde Rusya’dan ithal edilen askeri materyaller azaltmış olsa da gelişmiş savunma sanayii noktasında alımlar gerçekleştiriyor. Zira Pekin’in henüz Rus teknolojisine ve S-400 gibi savunma sistemlerine ihtiyacı sona ermiş değil.

Kaynak: IStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close