MEE Analiz: "BAE; Trump Sonrası Türkiye ve Katar'ın Yükseldiği Bölgede, İzole Olmama Politikası İzliyor" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

MEE Analiz: “BAE; Trump Sonrası Türkiye ve Katar’ın Yükseldiği Bölgede, İzole Olmama Politikası İzliyor”

Abone Ol 

Ankara ekonomik bir perspektiften kazanç sağlamaya devam ederken, Abu Dabi bölgesel izolasyondan kaçınmaya ve Trump sonrası dönemde kendisine bir yer sağlamak için hevesli davranıyor.

Middle East Eye’de Gazeteci Ali BAKIR tarafından yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Geçen ayın sonlarında bildirildiğine göre; Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed,  ikili ilişkiler ve bölgesel meseleleri tartıştıkları nadir bir görüşmede bulundular. BAE’nin resmi haber ajansı Wam’a göre iki lider;  “İki ülke arasındaki ilişkiler; iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet edecek şekilde ve güçlendirme umutları çerçevesinde gözden geçirdi”.

BAE cumhurbaşkanlığı danışmanı Enver Gargash ise bir tweet atarak bu telefon görüşmesini “çok olumlu ve dostça” diyerek tanımladı. Enver Gargash; “BAE bölgedeki ilişkilerini;  yeni köprüler inşa etmek, ortaklıkları en üst düzeye çıkarmak ve herkes için onlarca yıllık bölgesel istikrar ve refahı garanti etmek için yeni bir aşamaya” taşıdı diyerek özetledi. Ve ülkesinin keskin U dönüşünü haklı çıkarmaya çalıştı.

Bu gelişme bazı gözlemcileri şaşırtsa da, Ankara ile Abu Dabi arasındaki son birkaç aydaki ikili gelişmeler ışığında aslında beklenilmesi gereken bir durumdu. Trump döneminin sonunda Abu Dabi, Türk işadamlarına karşı kısıtlamalarını hafifletti ve iki ülke arasındaki günlük uçuşlara yeniden başladı. Bunun ardından ise el-Ula anlaşması ile Katar ablukasını resmen sona erdirdi. Ankara, BAE’nin mesajlarını olumlu karşıladı, ancak daha samimi, somut ve yapıcı adımlar talep etti.

Ankara, ciddiyetini ve açıklığını göstermek için Abu Dabi’ye yeni bir büyükelçi atadı. Ve kısa süre sonra BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Nisan ayında Türk mevkidaşı ile telefonda görüşerek Ramazan’ı ayını tebrik etti.

Ağustos ayında iki ülke liderleri arasındaki gerçekleşen telefon görüşmesinden birkaç gün önce ise BAE’nin ulusal güvenlik danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed, Erdoğan’la görüşmek için bir Ankara ziyareti yaptı. Görüşmeden sonra Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE’nin Türkiye’deki “ciddi yatırımları” hakkında görüştüklerini söyledi. Bu gelişme bazıları tarafından, Şeyh’in portföyünü göz önünde bulundurarak güvenlikten ziyade finansman görüşmeleri olduğu şeklinde yorumlandı.

Ortak bir zemin bulmak

Sebeplerin birincisi; Türkiye, istihbarat kanalları aracılığı ile ortak bir zemin bulmak i.in Mısır ve İsrail gibi diğer ülkelerle de keşif görüşmeleri başlatması süreci etkin bir hale getirdi. Bu kanal son aylarda BAE ile de aktif hale geldi.

Sebeplerin ikincisi;  BAE “yeni yüzünü” yıkıcı bir güç yerine uzlaştırıcı ve yapıcı bir oyuncu olarak tanıtmaya çalışıyor. Türkiye ve Katar gibi ülkelerin bu mesajı ciddiye almalarını istiyor fakat bu aşamada dışişleri bakanını Ankara’ya göndermesi bu amaca tam olarak hizmet etmeyecektir. Zira Abu Dabi, 2016’da da Ankara ile bu yaklaşımı denedi ve iyi bir sonuç alamadı.

Üçüncü sebep ise; 2020’de Tahnoun’da kurulan Mali ve Ekonomik İşler Yüksek Konseyi’dir. Emirlik; ADQ, First Abu Dhabi Bank ve Royal Group gibi birçok büyük şirkete başkanlık eden devasa bir iş imparatorluğunu yönetmektedir. Bunu akılda tutarak, ekonomik ilişkilere ilgili bir bakış açısı sergilemek daha uygundur.

Ancak asıl soru şu: BAE, özellikle son birkaç yıldır yeminli düşman olarak gördüğü bir ülkeyle neden ilişkileri onarmaya çalışıyor?

Abu Dabi Trump bahsini kaybederken,  ABD Başkanı Joe Biden’in zaferi ve el-Ula anlaşması yeni gerçeklikler yarattı. Sonuç olarak, Abu Dabi’nin müttefikleri Suudi Arabistan ve Mısır, Türkiye ve Katar ile birlikte çeşitli düzeylerde yakınlaşma çabalarına giriştiler.

Geçtiğimiz Nisan ayında Suudi Arabistan Kralı Selman, Katar emirini krallığa davet etti. Birkaç hafta sonra, Suudi Arabistan sırayla Doha ve Riyad’a büyükelçi atadı. Bu gelişmeler doğrultusunda Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry, ülkesinin  Katar ile “baltayı gömdüğünü” açıkladı ve yıllar sonra ilk kez Doha’yı ziyaret etti.

İkili ticaret

Hem Mısır hem de Suudi Arabistan, Katar’ın birincil bölgesel müttefiki olan Türkiye ile ilişkilerini bir dereceye kadar geliştirdi. Kral Selman ve Erdoğan doğrudan konuşurken, dışişleri bakanları ikili ilişkileri görüşmeye devam etti.  Aynı zamanda Mısır-Türkiye ilişkileri gelişti. Mısır, 2013 askeri darbesinden bu yana ilk kez bir Türk heyeti ile görüşmeler yaptı.  Bu görüşmelerin önümüzdeki haftalarda da devam etmesi bekleniyor.

Bu gelişmeler, özellikle Suudi Arabistan ile Abu Dabi arasında çeşitli ikili ve bölgesel meseleler üzerinde genişleyen bir çatlağın ortasında, BAE için bölgesel izolasyon riskini artırdı. Ayrıca BAE-Mısır ilişkileri de bir zamanlar olduğundan daha soğuk görünüyor.

Trump sonrası dönemdeki uluslararası ve bölgesel dinamikler Abu Dabi için uygun gelişmedi ve rolünü önemli ölçüde azaltıyor. Paradoksal bir şekilde Türkiye ve Katar, özellikle Afganistan’da yaşanan en son örnekle birlikte bölgede ve ötesinde giderek yükseliyor.

Abu Dabi, kayıplarını azaltmak, izolasyondan kaçınmak ve yeni bölgesel oyunda kendine bir yer sağlamak için Türkiye ve Katar karşısındaki konumunu yeniden ayarlıyor ve kendisini yapıcı bir oyuncu olarak tanıtıyor. Bu mesaja inandırıcılık kazandırmak için Abu Dabi, Tahnoun’a misyon veriyor ve ortak bir zemin bulmanın bir yolu olarak ideolojiden ziyade ekonomiye öncelik veriyor.

Katar-Körfez krizinin ardından, Türkiye ile BAE arasındaki ikili ticaret hacmi 2018’de yaklaşık 15 milyar dolardan 7 milyar dolara düştü. Bunun ana nedenlerinden biri Ankara’nın Doha’ya verdiği destekti. Gelişmeler ile açıkça görülüyor ki, ekonomik ilişkileri Körfez krizi öncesi seviyelere yükseltmek için bir alan var.

Covid-19 sonrası dönemde, ekonomik fırsatları test etmek ve sorunları onarmak için uygun olacaktır. Türkiye, BAE ile ekonomik ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeye büyük ilgi duyuyor. Ancak BAE’nin Ankara ile ilişkileri tamamen normalleştirmek ve kendisi için yeni bir bölgesel rol bulmak için bunun ötesine geçip geçmeyeceği henüz belli değil.

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close