Çin, Rusya'ya karşı Ukrayna için "nükleer şemsiye" açacak mı? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Çin, Rusya’ya karşı Ukrayna için “nükleer şemsiye” açacak mı?

Abone Ol 

Rusya – Ukrayna savaşında ortaya çıkan nükleer silah tehdidiyle birlikte Çin ve Ukrayna arasında 8 yıl önce imzalanmış bir anlaşma yeniden gündeme geldi.

2013’te dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping karşılıklı bir anlaşma imzalamış, Pekin yönetimi nükleer saldırı tehdidi durumunda Kiev’e “nükleer güvenlik garantisi” sağlayacağını söylemişti.

Bu anlaşma kapsamında Çin, 1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan eden Ukrayna’nın elindeki binlerce nükleer silahı bırakması şartıyla Kiev’e herhangi bir nükleer savaş tehdidine karşı koruma sağlayacağını vadetmişti.

Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) bağlı Şinhua’nın anlaşmaya ilişkin haberinde Pekin’in Kiev yönetimine “nükleer güvenlik” sağladığı ifade edilirken, yine ÇKP’ye bağlı People’s Daily gazetesi Cinping yönetiminin Ukrayna’ya “nükleer şemsiye” teklif ettiğini yazmıştı. People’s Daily’nin haberi daha sonra sansürlenmişti.

“Nükleer şemsiye” tabiri elinde çok sayıda nükleer silah olan güçlü ülkelerin, nükleer silah bulundurmayan veya sınırlı nükleer silaha sahip ülkelere sağladığı güvenlik garantilerini tanımlamak için kullanılıyor. ABD’nin aksine Çin’in bugüne dek resmi olarak hiçbir nükleer şemsiye anlaşması mevcut değil.

Öte yandan Çin yönetimi, Ukrayna’yla anlaşmasında vadettiği “güvenlik korumasının” içeriğine dair bugüne dek net bir açıklama yapmadı. Dolayısıyla bu anlaşmanın Pekin’in süren Rusya – Ukrayna savaşında gündeme gelen nükleer savaş endişelerine ilişkin “tarafsız” politikasını nasıl etkileyeceğini kestirmek şimdilik zor.

Peki Çin şimdiye kadar mevcut savaştaki nükleer tehdidine nasıl cevap verdi?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Şubat’ta ülkesinin nükleer güçlerinin “özel alarm durumuna” geçirildiğini açıklamış ve uluslararası kamuoyunda nükleer savaş kaygısı yaratmıştı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin ise Putin’in açıklamasını doğrudan kınamadan itidal çağrısı yaparak Moskova ve Kiev arasındaki savaşın diplomatik yollardan çözülmesi gerektiğini söylemişti.

Ayrıca Rus birlikleri, 24 Şubat’ta başlayan askeri operasyonun ertesi günü Çernobil nükleer santralini ele geçirmişti. Rus askerlerinin santralde çalışanları esir alması ve bölgeye yakın noktaları bombalaması, 1986’da dünyanın en büyük nükleer felaketlerinden birine sahne olan Çernobil’de yeniden benzer bir olay yaşanması tehlikesini de gündeme getirmişti.

Kaynak: Independent, M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close