Akdeniz Ortadoğu Araştırma Enstitüsü Analiz: "Tunus’u Askeri İktidar mı Bekliyor?" - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Akdeniz Ortadoğu Araştırma Enstitüsü Analiz: “Tunus’u Askeri İktidar mı Bekliyor?”

Abone Ol 

25 Temmuz’da Parlamentoyu askıya alma, Hükümeti fesh ve yürütme yetkisini üstlenme kararı alan Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, uzun süredir siyasetin dışında kalan ordunun desteğine güvendi. Ancak uzmanların belirttiğine göre bu ittifak, Mısır’dakinin aksine sonuçlar verebilir.

Ekim 2019’da cumhurbaşkanı seçildiğinden beri siyasi yetkililerle görülmekten kaçınan Said, üst düzey askeri liderlerle birlikte görülmeye hevesliydi.

Said, Aralık ayında, liman şehri Sfaks’ta Çin yapımı yeni bir hastanenin işletmesini ordunun sağlık hizmetlerine vermişti.

25 Temmuz’da parlamento çalışmalarını bir ay süreyle dondurma ve Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden alma kararlarını aldığı olağanüstü toplantıda ise yanında ordudaki kıdemli kadrolar yer almıştı.

Diktatörce kararlar

Alınan kararların ardından parlamento binasına girişi zırhlı bir araç engelledi; Kasbah’daki hükümet merkezi ve diğer önemli kurumlara askeri birlikler konuşlandırıldı. Cumhurbaşkanı ayrıca sağlık krizi yönetimi operasyon odası başına ordudan üst düzey bir yetkili atadı.

2018 yılında orduyu eleştirdiği gerekçesiyle askeri mahkeme tarafından yargılanan bir milletvekilinin gözaltına alındığı kaydedildi.

Nitekim iki taraf arasındaki bu yakınlaşma, bazı siyasi muhaliflerin Said’in istisnai kararlarını ‘askeri diktatörlük’ olarak tanımlamasına neden oldu.

Tunus Üniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Dr. Hatem Murad, Said’in ‘orduya güvenmeden kazanamayacağına, şimdiye kadar ordunun, tüm bunları onun yardımıyla hazırlayan Cumhurbaşkanı’nı desteklediğine’ inanıyor. Aynı zamanda hukukun üstünlüğünün tekrar rayına oturtulması yönünde “Ordu, belirlenen hedeflerin sınırlarına kadar Said’e eşlik edecek” değerlendirmesinde bulunuyor.

Ordu yönetmiyor denetliyor

Siyasi analist Salahaddin el-Curşi ise “Ordudaki kıdemli kadroların güvenini kazanan Kays Said, onları devletin yakın bir tehlikeyle karşı karşıya olduğuna ikna etmeyi başardı. Ordu ihtiyatını biraz kaybetmiş olsa da bu, 25 Temmuz’dan beri askeri bir yönetimle karşı karşıya olduğumuz anlamına gelmiyor. Ordu yönetmez, denetler. Cumhurbaşkanını korur, doğrudan iktidarda olmadan onun kararlarını destekler” ifadelerini kullanıyor.

Emekli Tuğgeneral Muhtar bin Nasr ise “Ordu, cumhurbaşkanının silahlı kuvvetlerin de komutasında olduğu bir rejimde devleti ve halkı tehlikelerden korumak için cumhurbaşkanının elindeki meşru güçtür” değerlendirmesinde bulunuyor.

Akdeniz Ortadoğu Araştırma Enstitüsü’nden (iReMMO) Agnes Levallois de Tunus’taki durumun diğer Kuzey Afrika ülkelerindekinden farklı olduğunu söyleyerek “Mısır veya Cezayir’de olduğu gibi bir rol oynamayacak olan Tunus ordusu, şu anda, siviller tarafından demokratik yolla seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile müzakere halinde çalışıyor” diyor.

Cezayir’de ordu, iki yıldan fazla süredir halk protestolarının hedefindeki itibarı zedeli rejimin perde arkasında manipüle edilmesiyle suçlanıyor. Diğer yandan döneminin Mısır Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi, 2013 yılında Mısır Cumhurbaşkanı olmuştu.

Arap Baharı’nın 2011’de başladığı Tunus’ta ise dönemin Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali’nin emirlerine rağmen ordu protestocuları vurmayı reddetmişti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre araştırmacı gazeteci Thierry Bresillon, “Rejimin hayatta kalması yönünde hayati çıkarları olan Cezayir ve Mısır’ın aksine Tunus ordusu, akut krizler dönemlerinde politikacıları harekete geçmeye ve kurumları istikrara kavuşturmaya teşvik etmeyi tercih ediyor” diyor.

Aynı zamanda geçtiğimiz Mayıs ayında bir dizi emekli ordu mensubunun Nahda Hareketi liderliğindeki partiler arasında yaşanan keskin siyasi anlaşmazlıkların ortasında tavizler vermesi yönünde Cumhurbaşkanı’na açık mektup gönderdiğine dikkat çekiyor.

Kaynak: Şarkul Awsat

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close