S400 İle Patriot Arasındaki Türkiye
Füze, her zaman sadece füze değildir. Kimi zaman politik amaçların gerçekleştirilebilmesinde önemli bir araç olmaktadır füze. Bu yüzden ABD, S400 konusunda Rusya ile anlaşan Türkiye’nin dış politikasını füzeler üzerinden yönlendirmeye çalışmaktadır. Türkiye yerli, milli ve bağımsız siyasetini her alanda geliştirmektedir. Bu nedenle ABD’nin artık Türkiye’nin o yıllarının çok gerilerde kaldığını anlaması gerekmektedir.
Türkiye’nin iki önemli ihtiyacı var. Uzun menzilli ve yüksek irtifada önleme yapabilen hava savunma sistemleri ve ABM (Antiballistic Missile-Balistik Füze Önleme Sistemleri). Yıllardır bu ihtiyacını gidermek için çalışan Türkiye, son yıllarda giriştiği “yerli ve milli” olma hamleleriyle hem çok önemli başarılara imza attı hem de birçok alanda önemli gelişmeler kaydetti.
Türkiye, jeostratejik konumu itibariyle çok önemli bir ülke, bu önem oranında bölgesel güvenlik risk ve tehditleri de yüksektir. Türkiye’nin bölgesi, adeta bir balistik füze cehennemidir. Etrafı çatışmalar ve gerginliklerle doludur; ayrıca Türkiye özellikle Suriye’de meydana gelen iç savaştan insani, ekonomik, sosyal, siyasal, askeri risk ve tehditler bakımından en fazla etkilenen ülkedir.
Uzun menzilli hava savunma sistemlerine henüz sahip olamayan Türkiye, Suriye iç savaşı nedeniyle tehdit edilince, bir NATO üyesi ülke olarak NATO’ya müracaat etti ve NATO’nun ilgili maddelerince, ülkeye yöneltilebilecek balistik füze tehdidine karşı NATO’dan yardım istedi.
Bu çerçevede ülkemize ABD, Almanya ve Hollanda’dan PATRİOT sistemleri gönderildi. Son olarak da İspanya’nın benzer sistemleri getirildi. (SAMP-T. halen ülkemizde bulunmaktadır.)
Bu durumu iki şekilde ele alabiliriz. Birincisi ABD ve Avrupalı müttefikler Türkiye’nin savunmasına destek olmuştur. İkincisi katkı sağlamışlardır ancak bu sistemlere sahip olmayan Türkiye’ye yönelik bir pazarlama faaliyeti göze çarpmaktadır.
Devamı M5 Dergisi Şubat 2019 Sayısında…