Orta Doğu Üzerinde Uygulanan Planların Genel Bir Analizi - M5 Dergi
Makaleler

Orta Doğu Üzerinde Uygulanan Planların Genel Bir Analizi

Abone Ol 

Büyük Orta Doğu Projesi

Orta Doğu Üzerinde Uygulanan Planların Genel Bir Analizi

Paul Wolfowitz, Francis Fukuyama, Samuel P. Huntington, Richard Perle, Graham Fuller, Marc Grosman, Paul Henze ve diğer Batılı stratejistler tarafından ana hatları çizilen BOP’un temel desteğini teşkil eden ‘Ilımlı İslam’ modelinde Türkiye’nin, Orta Asya ve Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılmasında anahtar rol üstleneceği öngörülmektedir. Tüm bu stratejistlerin tezlerine göre laik yapıda bir İslam ülkesinin olması mümkün değildir. Bu yüzden özellikle Türkiye’nin yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

Dünya çapındaki sosyal değişim, soğuk savaşın sona ermesi, ekonomik modernleşme ve küreselleşme süreçleri, insanları milli kimlik ve milli devletten uzaklaştırmaya başlamıştır. Bu da kendilerini boşlukta ve önemsiz hisseden kitlelerin dine karşı ilgi duymasına neden olmaktadır. Dünya genelinde Hristiyanlık, İslamiyet, Musevilik, Budizm ve Hinduizm’e ilginin giderek yoğunlaştığı gözlenmektedir. Günümüzde Batı’nın kudretin zirvesinde olması, Batılı olmayan medeniyetlerin “Ecdat Fenomenine” dönüşüne neden olmaktadır. Bu Japonya’da Asyalılaşma, Hindistan’da Hindulaşma, Orta Doğu’da ise yeniden İslam’a dönme duygularını canlandırmaktadır. Küreselleşme sendromu, ulus devletlerinin zayıflatılması, sınırların ortadan kalkacağı ve evrenselleşmenin esas olacağı hususlarının kamuoyunda işlenmesi, buna bağlı olarak BOP ve AB müzakerelerinin Türk ulusu üzerinde yaptığı psikolojik ve sosyolojik etki, tamamen ‘Ilımlı İslam’ ve misyoner faaliyetlerinin yürütülmesi için uygun ortamı oluşturmaktadır. Paul Wolfowitz, Francis Fukuyama, Samuel P. Huntington, Richard Perle, Graham Fuller, Marc Grosman, Paul Henze ve diğer Batılı stratejistler tarafından ana hatları çizilen BOP ile bu projenin temel desteğini teşkil eden ‘Ilımlı İslam’ modelinde, Türkiye’nin Orta Asya ve Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılmasında anahtar rol üstleneceği öngörülmektedir. Tüm bu stratejistlerin tezlerine göre laik yapıda bir İslam ülkesinin olması mümkün değildir ve bu yüzden özellikle Türkiye’nin yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

1952 Şikago doğumlu olan Fukuyama, son yılların en etkili emperyalizm teorisyenlerindendir. 1992’de yayımlanan “Tarihin Sonu ve Son Adam” başlıklı kitabıyla dikkatleri üzerine toplamıştır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Planlama Dairesi’nde çalıştığı 1981-1982 yıllarında Orta Doğu üzerine uzmanlaşan ilk bürokrat olmuştur. BOP önünde evrensel hedeflere ulaşmada Laik İslam’ın tek engel olduğunu söyleyen Fukuyama, bunun İslam’ın liberalleştirilmesiyle önlenebileceğini öne sürmektedir. Fukuyama, Johns Hopkins Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde öğretim üyesidir.

Burada dikkatleri çeken sorun, model ülke olarak tespit edilen Türkiye’nin rolüne uygun hale dönüştürülmesi meselesidir. Türkiye’ye ve diğer kaynak ülkelere toplumsal geçiş sürecinin tesis edilebilmesi için ‘Evanjelist Güneyli Baptistler’ ve ‘Presbiteryenlerce’ finanse edilen misyonerler ordusunun gerçekleştirdiği Hristiyanlaştırma faaliyetleri, Neocon (Yeni muhafazakâr) ABD yönetimince tetiklenmek suretiyle ivmelendirilmiştir. Esas itibarıyla din ve kilisenin etkisi ABD’de büyük önem taşımaktadır. Peter F. Drucker’e göre; “ABD’de Avrupa’nın aksine esas, kiliseyi devletten kurtarmaktı. Dolayısıyla kilise karşıtlığının bu ülkede hiçbir zaman yeri olmamıştır. Bu hürriyet dolayısıyla ABD’de dini çoğulculuk ve hükümet dışı kiliseler geleneği oluşmuştur. Bu da ABD’de Protestan mezhebinin yaygın olmasına rağmen kiliselerin önemini göstermektedir. Bu bağlamda ABD’nin BOP kapsamında istifade etmek maksadıyla belirlediği, toplumların Batı’ya müzahir hale dönüştürülmesi esasına dayanan vizyonun nüvesini, ‘Ilımlı İslam’ ve misyonerlik teşkil etmektedir.

Devamı M5 Dergisi Şubat 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close