Suriye'de yabancı savaşçılar analizi - M5 Dergi
DünyaStrateji Analiz

Suriye’de yabancı savaşçılar analizi

Abone Ol 

Suriye’deki yabancı cihatçı savaşçılar dosyası, ülkenin mevcut durumunun en karışık konularından başta gelenidir. Hem Suriye dosyasına karışmış başkentler hemde ülkede askeri ve siyasi olarak karşı taraflarda bulunan kesimleri ilgilendiren konudur.

Bu yabancı savaşçılar konusu her ülkenin bakış açısına göre değişiklik gösteriyor. Konu ile alakalı olmamasına rağmen en yakın örnek çatışmalarda ölmüş IŞİD üyelerinin çocuklarının sessiz sedasız ülkelerine gönderilmesi/alınmasıydı. Yaşları ve gelecekleri itibariyle farklı bir uygulama söz konusu olduğu aşikar.

Genel olarak ülkelerine iade edilen yabancı savaşçılar için adli işlemler dışında başkentlerin farklı uygulamları, yol haritaları mevcut.

Genel olarak bakış açısı yöneticilerini ve savaşçıları ayırma yönünde. Bu da şiddete bulaşma ve bulaşmama kısmında alt iki başlığa bölünüyor.

Suriye dosyasında yabancı savaşçıların tamamen ülkelerine iade edilmeleri ya da dönmeleri mümkün değil. Bazılarının savaş deneyimlerinden yararlanılması için ülkede yerleşmesine izin verilmesi bulundukları yerlerden başka yerlere taşınmaları ya da yargılanacakları ülkelere transferleri ve ülkeden çıkış yapmaları halinde bir üçüncü ülkeye gidebilmeleri gibi tartışılan başlıklar öne çıkıyor.

Suriye dinamiklerinde “muhacir” olarak bilinen ülkede evlilik yapıp aile kurmuş ve ülkede kalmak isteyenlerin iskanının sağlanacağı yüksek bir ihtimal olarak öne çıkıyor.
“Muhacir” olarak bilinen yabancı savaşçılardan Suriye’de kalacak olanların özellikle de savaş suçları veya azınlıklara karşı şiddet operasyonlarına katılmayanlarından yerleştirilmesi gündeme gelecektir.

Aynı konumda bulunmalarına rağmen İran tarafından Suriye’ye savaştırılmak üzere getirilen Pakistanlı,Iraklı,LübnanlıFilistinli, Afgan vb savaşçıların durumu halen uluslararası kamuoyunda umursanmamaktadır.

Bölgedeki İran destekli milislerinin varlığı, Esad rejimi tarafından vatandaşlık verilerek iskan sağlanması demografinin değiştirilmesi bir yana bu düşman grupların birbirini ömür boyu hedef alması büyük bir olasılık olarak da Suriye’nin geleceğinde yer alıyor.

Bu meselede örneğin Suriye-İdlib’te olduğu gibi savaşçılar,komuta kademesi ve vaizler arasında sessiz görüş ayrılıkları göz çarpıyor. Özellikle başkentler bir uzlaşıya varırsa Suriyeli olmayan komutanların bir başka ülkeye gidişi de gündeme gelecek gibi görünüyor.

Bu mesele ile ilgili çözüm planı üretmeye çalışan Batılı diplomatlar Yemen ve Somali’nin adı alternatif bir sığınak olarak sunuyor.

Afrika’daki mevcut durum düşünüldüğünde kıtanın kuzeyindeki IŞİD kuşağı ortasındaki El-Kaide kuşağı değerlendirildiğinde bu yöneticiler El-Kaide ya da IŞİD kadrolarını tedarik edebilir ve yapılarını yeniden aktif hale getirebilir. Hatta orada başka bölgelere yayılacak şekilde çalışmalarda bulunabilirler.

Bazı bölgelerde drone saldırılarının hedefinin üst düzey yöneticiler olduğu düşünüldüğünde bu yapılar da merkezi bir yönetim yerine yerel kadrolarına inisiyatif tanımaktadır. Zira merkezi bir emir-komuta zincirinin artık olduğu söylemek hayli zor.

Böyle bir durumda da zaten kontrolü zor olan çöl bölgeleri bu kesimler için daha cazip olacaktır.

Ki bölge ülkelerinin bu tip bir barındırmaya izin vermesi durumunda rakip örgütlerin birbiriyle savaşması gündeme gelecektir. Başkentlerin böyle bir strateji izlemesi halinde rakipleri de mutlaka bu yabancı savaşçıları rakiplerini saf dışı bırakmak için görmezden gelecek ya da destekleyeceklerdir.

Şu an görünen ve somut olarak söylenebilecek başta İdlib olmak üzere işte bu yabancı savaşların komuta kademesinin ABD drone’ları ile Suriye’de hedef alınarak tasfiye edildiğidir.

Bu komuta kademesinde ve aktif halde bulunan kişilerin Suriye’den ayrılmaları halinde muhtemelen Suriye’deki gibi drone’lar ile tasfiye siyaseti de çölde devam edecektir.

Yabancı savaşçılar ile birlikte bulunan kişilerinde gelecekteki Suriye polis gücü ya da yeniden yapılandırılacak Suriye Ordusu’nda görev alması da ihtimal dahilindedir.

Yabancı savaşçıların komuta kademesinin tutuklama gücü elde edildiğinde bir kısmının ülkelerine iadesine de mutlaka değerlendirilecektir.

Rusya bu konuda bazı Çeçen yöneticileri, Türkistan İslam Partisi yöneticilerini de Çin teslim almak isteyecektir.

Suriye’de başta İdlib’te ülke nasıl bir yüzleşme yaşayacak bilinmezliğini korumakla beraber bu konudaki gidişatı Suriye meselesine dahil olan ülkelerin ve ülkenin komşularının tutumu belirleyecektir.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close