Türkiye-Kazakistan Savunma Sanayi Çalışmaları - M5 Dergi
DergiMakalelerSayı-346-Mayıs-2020Son sayı

Türkiye-Kazakistan Savunma Sanayi Çalışmaları

Abone Ol 

Kazakistan ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerimiz tarihsel süreçte önemli seviyelere gelmiştir. Fakat geçmiş yıllarda savunma sanayi ve askeri alandaki ortak proje ve çalışmalar yetersiz kalmıştır. Son yıllarda ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya verdiği destek ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yaptığı çalışmalar ile iki ülke arasındaki savunma sanayi yatırımları hızlanarak ivme kazanmıştır.

Kazakistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Türkiye, Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olmuştur. 2 Mart 1992’de de iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Türkiye’nin Kazakistan’da görev yapan ilk Büyükelçisi ise Argun Özpay olmuş ve Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e 21 Nisan 1992’de güven mektubunu sunmuştur. Bu yine Kazakistan açısından bir ilk olmuştur. Bağımsız Kazakistan tarihindeki ilk yabancı diplomatik misyon kuruluşu ve tören olarak kayıtlara geçmiştir. Bağımsız Kazakistan’a verdiği bu destek ile Türkiye, Kazakistan diplomasi tarihine altın harflerle yazılmıştır. Kazakistan Ankara Büyükelçiliği de Mayıs 1992’de açılmış ve Bağımsız Kazakistan’ın ilk Ankara Büyükelçisi’de Kanat Saudabayev olmuştur. Mart ve Nisan 2020’de Türkiye ve Kazakistan’ın diplomatik ilişkilerinin 28. yılı kutlanmıştır.

Nazarbayev her zaman Türkiye’ye önem vermiştir ve Rusya ile birlikte Türkiye’nin de Kazakistan’ın müttefiki olduğunu vurgulamıştır. Örneğin Nazarbayev’in 2014 yılının başında ilan ettiği Kazakistan’ın dış politika konseptinde Türkiye’den de bahsedilmekte ve “ortak tarihsel köklere ve kültürel değerlere sahip Türkiye Cumhuriyeti ile kapsamlı işbirliğinin güçlendirilmesine büyük önem verilmektedir” denerek Kazakistan’ın Türkiye’ye yönelik nasıl bir dış politika benimseyeceği ortaya konmuştur. Nursultan Nazarbayev, Rusya ve Türkiye arasında yaşanan uçak krizinin çözümünde de önemli rol oynamıştır.

Kazakistan’ın şu anki Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, “Çok yönlü ve çok boyutlu dış politika, biz hem uluslararası kuruluşlarda hem de komşularımız Rusya, Çin, Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz. Türkiye’yi parantez açarak belirtmemiz gerekiyor. Türkiye ve Türk dünyasıyla olan ilişkilerimiz çok özeldir. Bu hem bizim dış politikamız da hem de Türk dünyası ile olan, Orta Asya olsun, Kafkasya’da Azerbaycan olsun tabi ki Anadolu’da Türkiye olsun, Sovyetler Birliği dağılmadan önce Kazakistan’ın ilk başkanı olarak Nazarbayev buraları ziyaret etmişti” diyerek Nazarbayev ve Kazakistan’ın Türkiye’ye verdiği önemi vurgulamıştır. Yeni İpek Yolu açısından Türkiye, Çin ve Asya’nın Avrupa’ya açılmasında stratejik bir öneme sahiptir. Türkiye, hali hazırda bu alanda imza attığı Avrasya Tüneli, Marmaray, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, İstanbul Havalimanı gibi büyük projelerle Asya ve Avrupa arasındaki bu bağlantıyı kara, hava ve demiryolu açısından da tamamlamaktadır. Kazakistan’da, Türkiye’nin Çin ve Asya’ya açılan kapısı ve Türkiye’nin “Yeniden Asya” politikasının da önemli bir stratejik ortağıdır.

Büyükelçi Saparbekuly bu konuda, “Teknoloji ve inovasyon hızlı bir şekilde Asya’da gelişiyor. Onun için Türkiye mevcut olan batıyla ve bölgesindeki kültürel, siyasi ve ekonomik ilişkilerini Asya’ya kaydırması önemli. Türkiye’nin Asya’da kendisine stratejik partner yapabilecek birçok ülke var. Çin başta olmak üzere, Japonya, Kore, Endonezya, Malezya gibi ülkelerle ya da ASEAN gibi bölgesel kuruluşlarla işbirliğini daha da geliştirmesi, Kazakistan dış politikası açısından da tamamlayıcı ve destekleyici unsur olarak görüyoruz. Bizim açımızdan Türkiye’ye şöyle bakıyoruz; Türkiye hem Asya hem de Avrupa ülkesidir. Bizim açımızdan Türkiye Kazakistan’ın Asya’dan Avrupa’ya, Akdeniz’e ve Afrika’ya açılan bir kapısı olarak değerlendiriyoruz. Aynı şekilde Kazakistan Türkiye için Çin, Rusya ve Orta Asya’ya açılan bir kapıdır” diyerek Türkiye ile Kazakistan’ın diplomatik ilişkilerinin iki ülkenin ekonomik ve politik stratejileri açısından önemini de belirtmiştir.

ORTA ASYA BOZKIRLARINDAN YÜKSELEN YILDIZ: KAZAKİSTAN

Kazakistan, günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olup Türk Keneşi ve TÜRKSOY’un üyesidir. Kazakistan aynı zamanda Şanghay İşbirliği Teşkilatı (Şanghay Altlısı), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) gibi birçok uluslararası kuruluşunda üyesidir.

Kazakistan Cumhuriyeti, Avrasya’nın merkezindedir, tarihi İpek Yolu üzerindedir. Bu nedenle lojistik, sosyal, kültürel, ekonomik ve diplomatik olarak Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney, Asya ile Avrupa arasında bir geçiş güzergâhıdır. Sahip olduğu kaynaklarından, jeopolitik konumunda dolayı, bağımsızlığını ilan eden eski Doğu Bloku ülkeleri arasında sosyal, kültürel, yönetsel ve ekonomik konularda en iyi performans gösteren ülkelerden birisidir.

Bu başarının mimarı ise Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’dir.

Çeşitli milliyet ve inançta olan insanların bir arada sorunsuz bir şekilde yaşaması ve Kazak milleti olmasında Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in yaptığı düzenleme, reform ve uygulamaların payı büyüktür. Nazarbayev, “Büyük Bozkırın Yedi Özelliği” adlı makalesinde de gelecek kuşaklara hem kendi tarihlerini hem de kimliklerini hatırlatmıştır.

BÜYÜK BİR LİDER: NURSULTAN NAZARBAYEV

Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in liderliğinde Kazakistan, uluslararası piyasalara entegre olmaya önem vermiştir. Bu kapsamda bölgede başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok ülke ile iyi ilişkiler geliştirmiştir. Nazarbayev, bağımsızlıktan sonra geçiş sürecindeki Kazakistan’da, birçok yapısal reform gerçekleştirmiş ve yolsuzlukla mücadeleye önem vermiştir. Bu doğru politika ve çalışmalar sonucunda Kazakistan bölge de bir istikrarlı abidesi olmuştur. Nazarbayev halkı tarafından sevilen bir lider ve Kazakistan’ı sıfırdan inşa ederek ülkenin ekonomisini 15 kat büyütmüştür.

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, 19 Mart 2019’da 28 senedir yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ettiğini devlet televizyonundan açıkladı. Nazarbayev bu istifayla, “ölene kadar görevde kalan” Orta Asya liderlerinden farklılaşarak, bölge siyaseti açısından da tarihe geçmiştir.

Kazak halkı, çoğunlukla Kazakistan’ın bağımsızlığından sonra doğan yeni nesil, Kazakistan’ın toplumsal olarak çeşitliliğinin, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişliğinin neticesinde dünyaya daha entegre olmuş ve Rusya’dan daha bağımsız, daha batıcı yeni bir siyaset tarzı istiyordu. Nazarbayev’in istifa kararında hem Rus baskılarından kurtulmak hem de yeni yöneticilerin, gençlerin ve ülkesinin önünü açmak istediği görülüyor. Nursultan Nazarbayev, yaptığı çalışmalar ile Türk Dünyası’nın “Aksakalı” olmuş bir liderdir.

KAZAKİSTAN VE TÜRKİYE ARASINDAKİ SAVUNMA SANAYİ ÇALIŞMALARI

Kazakistan ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerinde 28. Yıl olmasına rağmen savunma sanayi alanındaki ve askeri ilişkilerin geçmişi daha yenidir. Kazakistan ile Türkiye arasında askeri iş birliğinin başlangıcı 1993 ve 1994 yıllarında imzalanan askeri bilim, teknik ve eğitim anlaşmalarıdır. Fakat bu anlaşmaların etkinliği askeri ve savunma sanayii anlamında fazla olmamıştır. Sadece Türkiye’nin Kazakistan ordusuna bazı savunma araçları ve askeri eğitim vermesi gibi daha küçük kapsamlı faaliyetler yapılmıştır.

Kazakistan’ın başkenti Astana’daki 5. Uluslararası KADEX 2018 Silah ve Askeri Teçhizat Fuarı’na katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Kazakistan ve Türkiye arasındaki savunma sanayi alanındaki ve askeri işbirliğinin yeterli olmadığını “Ata yurdumuzda çok etkin olmamız gayet normal ama şu ana kadar özellikle savunma sanayi ürünleri alanında çok fazla etkili olabildik mi dersek bunun cevabı pozitif değil ama bu etkinlik artıyor ve daha da etkin olacağız” diyerek belirtmiştir.

Türkiye Savunma Sanayi açısında önemli kuruluşlardan birisi olan ASELSAN, Şubat 2011’de Kazakistan’da Kazakhstan ASELSAN Engineering (KAE) Limited Şirketi’ni kurdu ve iki ülke arasındaki savunma sanayi açısından en önemli adım atılmış oldu. KAE sermayesinin yüzde 50’si Kazakistan Engineering şirketine, yüzde 49’u ASELSAN’a, yüzde 1’i de Türkiye’nin Savunma Sanayi Müsteşarlığına ait bulunuyor.

KAE, Kazakistan askeri ve sivil kuruluşlarla bölge ülkelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik elektro optik ve elektronik cihaz ve sistemleri, helikopter aviyonik ve zırhlı araçlarının modernizasyonu alanlarında faaliyette bulunmaktadır. Şirket ayrıca, bu sistemlerin her türlü platforma entegrasyonunu gerçekleştiriyor.

Artık KAE tarafından üretilen ürünler Kazakistan Silahlı Kuvvetleri envanterine girme aşamasına gelmiştir. Bunların başında Rus-T72B ve T72A tanklarına takılan KAE ürünleri geliyor. KAE bu tanklarda atış kontrol sistemlerini ve uzaktan kumandalı stabilize makinalı tüfek istasyonunu verirken T-72A’da görsel sistemleri tek başına T-72B’de bir Rus firmasıyla beraber üretmektedir. Ayrıca Kazak Savunma Bakanlığı dört adet T-72B prototipini denemektedir. Denemelerin tamamlanması sonrasında Denemeler sonrasında KAE uygulaması modernizasyon bekleyen 800 adet T-72 tankı için gündeme gelebilir.

KAE, Kazakistan için önemli bir yatırımdır. Çünkü KAE fabrikasının yılda 3 bin gece görüş cihazı, 1200 termal nişangah, 3 bin adet de gündüz görüş nişangahı üretme kapasitesi bulunmaktadır.

Nursultan Nazarbayev’in liderliğinde Kazakistan, uluslararası piyasalara entegre olmaya önem vermiştir. Bu kapsamda bölgede başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok ülke ile iyi ilişkiler geliştirmiştir. Nazarbayev, bağımsızlıktan sonra geçiş sürecindeki Kazakistan’da, birçok yapısal reform gerçekleştirmiş ve yolsuzlukla mücadeleye önem vermiştir. Bu doğru politika ve çalışmalar sonucunda Kazakistan bölge de bir istikrarlı abidesi olmuştur. Nazarbayev halkı tarafından sevilen bir lider ve Kazakistan’ı sıfırdan inşa ederek ülkenin ekonomisini 15 kat büyütmüştür.

KAE, Astana Serbest Ekonomik Bölge’de tahsis edilen 75 bin metrekarelik arazi üzerinde ilk aşamada yaklaşık 8 bin 500 metrekare kapalı alana sahip olarak 2013 sonunda faaliyete başlayan şirketin personel sayısı, projelerdeki yoğunluğa bağlı olarak 100-150 kişi arasında değişiyor. Şirket halihazırda atış kontrol, aviyonik, füze sistemleri ve zırhlı araç modernizasyonu, silah sistemleri, keşif-gözetleme konularında üretim, entegrasyon ve teslimat faaliyetlerine devam ediyor. KAE, bugüne kadar 80 milyon doların üzerinde satış gerçekleştirmiştir.

Devamı M5 Dergisi Mayıs 2020 Sayısında…

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close