Çin’de Osmanlı Tüfeği: Küresel Bir Mücadele ve Yansımaları - M5 Dergi
Makaleler

Çin’de Osmanlı Tüfeği: Küresel Bir Mücadele ve Yansımaları

Abone Ol 

16. yüzyılda Osmanlı, mücadelede üstünlüğü kaybetmemek için ordu ya da büyük askeri güç gönderemediği bölgelere silah uzmanları gönderiyordu. Bu, Osmanlının, rakiplerinin işini 
zora sokmak için hayata geçirdiği önemli bir stratejiydi.

16. yüzyılda birçok alanda gücünün doruğunda olan Osmanlı İmparatorluğu, ateşli silahların üretimi ve kullanımında da dünyanın en önemli güçlerinden biri durumundaydı. Osmanlılar kuruluşundan itibaren doğuda ve batıda birçok rakibini ya ortadan kaldırarak sınırlarına katmış ya da kendine bağlı hale getirdi. Ateşli silahların yaygınlaşması bütün dünyada orduları yavaş yavaş etkilemeye, savaşların da kaderini değiştirmeye başladı. 16. yüzyılda Osmanlıların karşılarında buldukları en önemli rakipleri Portekizlilerdi. İki güç, başta Hint Okyanusu olmak üzere denizlerde hâkimiyet kurmak için amansız bir mücadeleye girdi. Osmanlı İmparatorluğu mücadelede üstünlüğü kaybetmemek için çeşitli nedenlerle ordu ya da büyük askeri güç gönderemediği bölgelere silah uzmanları gönderiyordu. Bu uzmanlar da gittikleri bölgelerdeki yerel orduları, kendi ateşli silahlarıyla tanıştırıyordu. Bu, Osmanlının başta Portekizliler olmak üzere rakiplerinin işini dünyanın farklı coğrafyalarında zora sokmak için hayata geçirdiği önemli bir stratejiydi. Peter A. Lorge, literatürdeki büyük bir eksikliği de gideren eseriyle Asya’da gerçekleşen askeri devrimi ve yansımalarını aktarmaktadır.1 Ateşli silahların ilk örnekleri barutun da icat edildiği yer olan Çin’de ortaya çıktı. Barut oradan önce İslam dünyasına ve bu yolla da Avrupa’ya ulaştı.

JAPONLARA KARŞI “RÛMİ TÜFEĞİ”

Cemal Kafadar ve Salih Özbaran’ın ortaya koydukları gibi, Batı ve Yakın Doğu kaynaklarında ve Osmanlıların kendilerini tanımlamak için uzun süre kullandıkları “Rum” ve “Rûmi” kavramları sadece Batı’da değil Çin’de de Osmanlıları tanımlamak için kullanılan bir isim durumundaydı.2-3 Osmanlı tüfeği veya Çincede kullanılan ismiyle “Rûmi Tüfeği”, 16. yüzyıl sonunda Çin’e ulaştı. Zhao Shizhen’ın Ming İmparatoru’na sunmak için hazırladığı Shen Qipu [Olağanüstü Silahlar Kılavuzu] eserinde aktardığına göre, Osmanlı’dan Çin’e gelen Duo Sima, beraberinde bir de tüfek getirdi.

Çin İmparatoru’nun isteği üzerine Çin’de kaldı ve Ming dönemine has bir kurum olan Jin Yiwei’de [doğrudan imparatora bağlı bir tür kolluk ve istihbarat kurumu] kumandan görevine atandı. Kendi ifadesiyle üç imparator dönemi ve kırk yıl boyunca burada hizmet etti. Zhao Shizhen, ondan tüfeklerle ilgili bilgi almak için ziyaretine geldiği sırada 74 yaşındaydı. Zhao, Çin’in doğusunda bir sahil kentinde doğmuş ve Japon korsanlarının saldırısının yıllarca sürdüğü bu bölgelerde yaşananlara yakından tanık olmuştu.

Japon korsanları, Portekizlilerden aldıkları ve Prangı [Çincesi: Fo Langji] adı verilen, daha çok gemilerde kullanılan ve oldukça ağır olan bir tür tüfeği Çinlilere karşı kullanıyordu. Osmanlı tüfekleri ise Portekiz Prangılarından çok daha hafif ve kullanışlıydı. Zhao, Osmanlı tüfeklerinden haberdar olur olmaz ilk olarak Pekin’de yaşamakta olan Duo Sima’ya ulaştı. Bu tüfeklerle ilgili ondan ayrıntılı bilgiler aldı. Zhao, Duo Sima’nın, Osmanlı’da ateşli silahlar memuru olduğunu kaydetmiş ve Japon korsanlarına karşı bu üstün silahın zafer getireceğine işaret etmiştir. Duo Sima’dan aldığı bilgiler ışığında bu tüfekleri imal etti ve denedi.


MODERNLEŞME:
TERCİH DEĞİL VAR OLMA ZORUNLULUĞU

Zhao Shizhen’ın Shen Qipu eserine göre, 16. yüzyılda Osmanlı silah teknolojisi, Avrupa’daki muadillerinden üstündü. 16. yüzyılın Ming hanedanı yönetimindeki Çin’i için iki büyük tehdit bulunuyordu: Kuzey ve kuzeybatıdan Çin düzlüklerini tarih boyunca tehdit etmiş olan atlı-göçebeler ve Çin sahillerini doğudan tehdit etmeye başlayan Japon korsanları Wo Kou’lar. Bu iki tehdit unsuru da ateşli silahlara sahipti. Bu sebeple Zhao Shizhen da Çin’in bu silahları elde etmesinin hayati önemde olduğunu fark etmekte gecikmedi. Her ne kadar bu eser Ming İmparatoru’na sunulmuş da olsa Ming hanedanı 1644’te kuzeyden gelen Mançular karşısında tutunamadı ve hanedan ortadan kalktı. Ancak Zhao’ın yazdığı bu eser, günümüze kadar ulaştı.

Böylece Çin’de yönetici sınıftan olanların bir kısmının, yaklaşan tehlikeyi gördükleri kayıt altına alınmış oldu. Osmanlı tüfekleri, 16. yüzyıl dünyasında teknolojik açıdan en üstün silahlar arasında olsalar da daha sonraki yüzyıllarda Batı’da kimya, metalürji gibi alanlardaki gelişmelere bağlı olarak Osmanlı tüfeğinden çok daha güçlü ve büyük sayılarda üretilen tüfekler ortaya çıktı.

Ateşli silahların gelişmesi 16. yüzyıl sonrasında büyük ölçüde Batı’da gerçekleşti ve savaşlarda kullanım alanları ve yıkıcılıkları geometrik şekilde arttı. Osmanlılar ise Batı’da gerçekleşen bilim ve teknoloji alanlarındaki gelişmeleri zamanında fark edemedi.

Çin ile karşılaştırıldığında Osmanlı modernleşme hareketi hem çok erken dönemde başlamıştı hem de devlet ve padişah tarafından destekleniyordu. Osmanlı hanedanı ve yönetici elitleri, modernleşmenin bir tercihten çok zorunluluk olduğunu daha 18. yüzyılda fark etmişti. Ancak buna rağmen, Batı’da yaşanan bilim, felsefe ve teknolojideki devrim ve gelişmeleri uzun bir süre sonra kısıtlı bir çerçevede ve çoğunlukla yüzeysel olarak hayata geçirebildi. Bunun en önemli nedeni, yetişmiş insan gücünün ve ilgili kurumların yetersizliğiydi.

Çin’de ise durum çok farklıydı. Modernleşmenin bir tercih değil, var olmak için bir zorunluluk olduğu, dar bir grup Çinli entelektüel dışında hanedan ve yönetici kadroların büyük bölümü tarafından anlaşılamadı. Bu nedenle Çin modernleşmesi de yine kısıtlı bir çerçevede ve çoğunlukla yüzeysel olarak çok daha geç bir döneme sarktı.

1 Peter A. Lorge, Asya Askeri Devrimi: Baruttan Bombaya (Cambridge Üniversitesi Yayınları, 2008).
2 Salih Özbaran, “Ottomans as ‘Rumes’ in Portuguese Sources in the Sixteenth Century,” Portuguese Studies 17 (2001): 64–74; Salih Özbaran, Bir Osmanlı kimliği: 14.-17. yüzyıllarda Rûm/Rûmi aidiyet ve imgeleri (Kitap Yayınevi Ltd., 2004); Cemal Kafadar, Kendine Ait Bir Roma (İstanbul, 2017).
3 Çin kaynaklarında Rum/Rûmi kavramı ile ilgili bir araştırma üzerinde hâlihazırda çalışmalarımız devam etmektedir. Yakın zamanda yayınlamayı ümit etmekteyiz.

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close