Çin-İran: Askeri İlişkiler - M5 Dergi
Makaleler

Çin-İran: Askeri İlişkiler

Abone Ol 

İran’ın ABD ile arasındaki sorunlar, ambargolara rağmen askeri gücünü muhafaza etmesi, Orta Doğu’da askeri olarak faal bir aktör olması ve göreceli olarak bağımsız bir dış politikasının olması İran’ı, Çin için bölge-dışı stratejik düzeyde ortaklık kurabileceği önemli bir aday konumuna getiriyor. Ayrıca İran’ın jeopolitik konumu da Çin’in ulusal çıkarları ile doğrudan ilişkili durumda. İran’ın kendi enerji rezervlerine ek olarak Hazar ile Körfez enerji havzalarına komşu olmasının yanı sıra, Orta Doğu’nun giriş kapısı konumunda da olması, Çin açısından İran’ın önemini arttırıyor.

Çin-İran askeri ilişkileri 1980 İran-Irak Savaşı’ndan beri ABD öncülüğünde, İran’a yönelik uluslararası baskılar nedeniyle istikrarlı bir şekilde olmasa da asimetrik olarak sürekli bir şekilde gelişiyor. Çin’in ekonomik ve politik olarak küresel bir güç haline gelmesiyle, ulusal çıkarlarının güvenliğini sağlamak amacıyla dünyanın farklı coğrafyalarındaki devletlerle askeri ve savunma işbirliği de kaçınılmaz olarak ilerliyor.

İran’ın ABD ile arasındaki sorunlar, ambargolara rağmen askeri gücünü muhafaza etmesi, Orta Doğu’da askeri olarak faal bir aktör olması ve göreceli olarak bağımsız bir dış politikasının olması İran’ı, Çin için bölge-dışı stratejik düzeyde ortaklık kurabileceği önemli bir aday konumuna getiriyor. Ayrıca İran’ın jeopolitik konumu da Çin’in ulusal çıkarları ile doğrudan ilişkili durumda. İran’ın kendi enerji rezervlerine ek olarak Hazar ile Körfez enerji havzalarına komşu olmasının yanı sıra, Orta Doğu’nun giriş kapısı konumunda da olması, Çin açısından İran’ın önemini arttırıyor.

Fakat askeri ilişkilerinde olduğu gibi, Çin-İran ilişkileri genel olarak Çin’in lehine olacak şekilde asimetriktir. Bunların yanı sıra İran’ın 1979’dan beri küresel hegemon ABD ile varoluşsal düzeydeki düşmanca ilişkileri, Çin ile ilişkilerinde asimetrik bir dezavantaja neden oluyor.

Bazı İranlı politikacılara göre, Çin’in etki alanının artması Batı’dan gelen baskıları azaltacak ve İran’ın oyun alanını genişletecektir Bu çerçevede Çin-İran askeri ilişkilerinin taraflar arasında geliştirilmek istenmesi açısından, İran Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hussein Baqeri’nin 11 Eylül 2019’da, Çinli mevkidaşı Orgeneral Wu Jieming’in resmi davetlisi olarak Çin’e üç günlük bir ziyaret gerçekleştirmesi önemlidir.

İRAN’IN SİLAH TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRMESİNE KATKI

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2010’da aldığı 1929 sayılı karar ile İran’a uluslararası yaptırımların uygulanması Çin-İran askeri ilişkilerini oldukça olumsuz etkilemişti. Çin, 2010’dan 2015’e kadar olan süreçte, yani İran ile 5P+1 ülkelerinin nükleer antlaşma imzaladığı döneme kadar, İran ile askeri işbirliğini ABD’nin çizdiği sınırlar içerisinde yürütmeye dikkat etti. Çin’in, Kasım 2013’ten sonra İran ve P5+1 arasında imzalanan geçici nükleer antlaşma ile İran ilişkilerine de uluslararası kamuoyuna açık bir ivme kazandırdığı görülüyor.

ABD’nin Mayıs 2018’de İran ve 5P+1 ülkeleri ile imzaladığı nükleer antlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklaması ve ABD Başkanı Donald Trump döneminde Çin-ABD ilişkilerinde yaşanan ticaret savaşları, Tayvan sorununa Hong Kong sorununun eklenmesi, Çin’in İran ile ilişkilerinde geçmişe nazaran ABD baskısını daha az dikkate almasına neden oluyor. Bu çerçevede Mayıs 2018’den sonra Çin’in ekonomik istikrarını ve güvenliğini sağlamak için stratejik, politik ve jeopolitik nedenlerle Körfez’den Çin’e petrol akışının güvenliği konusunda işbirliği yapabileceği en iyi seçeneklerden birisi İran’dır. ABD’nin, Çin-İran askeri ilişkilerinin istikrarsızlığına neden olan baskıları, aynı zamanda 1990’ların başından itibaren bu ilişkinin motive edici de bir unsurudur. 1979 öncesi İran’ın silah tedarikçisi olan ABD’nin yanı sıra İtalya, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Batılı ülkelerin İran’daki rejim değişikliği sonrasında bu ülkeye ambargo uygulamaları, İran’ı, o dönemde ekonomi temelli pragmatik politikalarıyla ön plana çıkan Çin’e yöneltti.

İran’ın 1980 sonrasında bugün sahip olduğu askeri kapasitesine ulaşmasında ve askeri modernleşme çabasına en büyük katkıyı Çin verdi. Çin, İran’a 1980’lerden itibaren sadece doğrudan silah satmakla kalmamış, aynı zamanda İran’ın kendi silah teknolojisini geliştirmesine de katkıda bulunmuştur. Çin’in hâlâ İran’ın kendi silah teknolojisini geliştirmesine katkı vermeye devam ettiği söylenebilir.

DEĞİŞEN ULUSLARARASI KONJONKTÜRÜN
ÇİN-İRAN ASKERİ İLİŞKİLERİNE ETKİSİ

Soğuk Savaş’tan günümüze kadar Çin’in İran ile askeri ilişkileri konjonktürel değişimler göstermekle birlikte bu ilişkilerde jeo-politik faktörler daha çok etkinken, 1980’lerde iki ülkenin ticari kaygılarının etkin olduğunu görüyoruz. İran-Irak Savaşı, Deng Xiaoping’in Aralık 1978’de başlattığı ekonomik reformların bir parçası olan askeri modernleşme ile aynı döneme denk geldi. Deng, Çin askeri modernleşmesinin kendi kendini finanse etmesi politikası ve ekonomik kalkınma için döviz ihtiyacı, Pekin Yönetimi’nin Üçüncü Dünya ülkelerine ticari amaçlı silah satışını arttırdı.

Devamı M5 Dergisi Kasım 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close