Asimetrik Savaş ve İstihbarat - M5 Dergi
Makaleler

Asimetrik Savaş ve İstihbarat

Abone Ol 

Mısır Kralı III. Tutmosis, kuşatma altındaki Yafa’ya ajanlarını un çuvalları içinde göndermiş ve bu ajanlar şehirle ilgili gerekli bütün bilgileri krallarına iletmişlerdir. Bunun üzerin kral, savaş stratejisini bu bilgiler doğrultusunda şekillendirip şehri, en az maliyetle ele geçirmiştir.

Tarih boyunca savaşlar, yaşanılan çağın koşullarına uygun gerçekleşmiş; her dönem, kendi savaş türünü yaratmıştır. Günümüzün teknolojik gelişmeleri düşünüldüğünde klasik yöntemlerle yapılan savaşların artık geride kaldığı, bu şekilde yapılacak savunmanın da başarılı olamayacağı açıktır.
11 Eylül Saldırıları sonrasında daha da belirgin bir şekilde görüldüğü üzere çağımızın savaş yöntemi, “Asimetrik Savaş” kavramıyla ifade edilmektedir. En yalın anlatımıyla Asimetrik Savaş, “Aralarında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğunda farklar olan iki düşman kuvvetin çatışmasıdır.”

Asimetrik Savaş, Konvansiyonel olarak da ifade edilen iki ordunun karşı karşıya geldiği geleneksel savaş biçimi ve geleneksel silahların kullanılmadığı savaş türünü ifade eder. Buna göre, terörizm, gerilla savaşı ve gayri nizami savaş bu kapsamda değerlendirilebilecektir.

1. ASİMETRİK SAVAŞIN TÜRLERİ

1.1. Terörizm
Terörizme bakış açıları farklıdır ve terörün dünya çapında kabul edilmiş ortak bir tanımı bulunmamaktadır. Aynı yerde ve aynı tarzda gerçekleştirilen bir eylem, bir devletçe “direniş faaliyeti”, eylemci de “özgürlük savaşçısı” olarak tanımlanırken, başka bir devletçe “terörizm” ve “terörist” olarak tanımlanmaktadır.

Paul Wilkinson’un tanımına göre terörizm, “Birtakım siyasi taleplerin karşılanmasını sağlamak amacıyla; bireyleri, grupları, toplumu ya da hükümetleri yıldırmak amacıyla, cinayet ya da imha hareketlerinin sistematik olarak uygulanması ya da bu amaçla tehdit oluşturulmasıdır.”1 Uluslararası terörizm kavramı ise terörist eylemlerin sınır tanımazlığını ve sonuçlarının, uluslararası boyutlara ulaşmasını ifade etmektedir.

Kabil’in Habil’i öldürmesine kadar götürülebilen terörizm tarihi, 1990’lı yıllarla birlikte değişmeye başlamıştır. Daha önce Gandhi, Kennedy gibi siyasi suikastlara yönelen terörizm, 90’lı yıllardan itibaren çok sayıda insanı hedef alan, tahrip gücü yüksek bombaların ve biyolojik-kimyasal silahların kullanıldığı eylemlere doğru evrilmiştir.211 Eylül saldırıları ise terörizm tarihinde adeta bir mihenk taşı olmuş, hiçbir devletin ya da hiçbir yerin terörizmin kapsamı dışında olmadığı anlaşılmıştır.

1.2. Gerilla Savaşı
“Gerilla Savaşı zayıf olanın silahıdır.” Bu eski söylem, askeri yazın içinde tarih boyunca yer almıştır. Düşmanın daha büyük ve daha güçlü olduğu durumlarda, doğrudan bir çatışmadan kaçınarak, onu hazırlıksız olduğunda vurmayı amaçlayan bir mücadele yöntemini ifade etmektedir.3 Gerilla savaşında başlıca iki muharebe şekli vardır. Birisi, sivil halkın yabancı bir işgalciye karşı yaptığı milli kurtuluş savaşıdır; diğeri ise kötü davranışlara maruz kalan halkın bir kanadının, silahlı mücadele yöntemiyle dâhili rejimin adaletsizliklerine karşı açtığı mücadeledir. 1812 yılında Napolyon ordularının akınlarına karşı Rus köylülerin dalgalar halinde şiddetle mücadelesi, birinci şeklin örneği iken; Fulgenico Batista’nın şiddet rejimine karşı Kübalı çiftçilerin darbe girişimi ikinci şeklin klasik bir örneğidir.4 bölücü terör örgütü PKK’nın 40 yıla yakındır uyguladığı yöntem birileri tarafından “gerilla savaşı” olarak isimlendirilse de gerilla savaşı tanımına hiçbir şekilde uymamaktadır. Zira ortada ne bir işgalciye karşı yapılan bir milli kurtuluş savaşı ne de kötü davranışlara maruz kalan bir halkın mücadelesi söz konusudur. Ortada olan PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği ve masum halkın katledildiği onlarca terör eylemidir.

2. İSTİHBARATIN TANIMI VE TARİHÇESİ

İstihbarat kelimesi Arapça “istihbar”, “haber” ve “bilgi alma” kelimesinin çoğulu olarak ifade edilmektedir.5 İstihbarat ve bu amaçla yapılan casusluk, dünyanın en eski mesleklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yazılı metinlere göre, istihbaratçılığın kökeni, 5000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır. Buna göre Mısır Kralı III. Tutmosis, kuşatma altındaki Yafa’ya ajanlarını un çuvalları içinde göndermiş ve bu ajanlar şehirle ilgili gerekli bütün bilgileri krallarına iletmişlerdir. Bunun üzerin kral, savaş stratejisini bu bilgiler doğrultusunda şekillendirip şehri, en az maliyetle ele geçirmiştir.6 Batı dünyasında ilk profesyonel istihbarat örgütünün İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth tarafından 1530’lu yıllarda kurulduğu söylenmektedir. Doğuda ise bu tarihten çok önce, 570’li yıllarda Çinliler tarafından Göktürklere karşı, bir sorumlu bakan tarafından yönetilen, teşkilatlanmış bir istihbarat örgütü kurulduğu düşünülmektedir.7

Türklerde istihbaratın önemi de çok önceleri kavranmıştır. Bu konuda Nizamülmülk; “Her tarafa tacir, seyyah, sufi, ilaç satan ziy kıyafetinde daima casuslar gitmeli ve ne işitirse haber getirmelidir… Çok vakit olur ki valiler, mukataa erbabı, memurin ve ümera isyan ve muhalefete meyleder ve padişah hakkında fenalık ister ve sufli fikirde bulunur. Casus gelip haber verince, hemen padişah atına biner ve askerini sevk eder”8 sözleriyle döneminde Türkler açısından istihbaratın ne ölçüde önemsendiğini anlatmaktadır.

2. Abdülhamit’in kurduğu “Yıldız” ile Süleyman Askeri Bey tarafından kurulan ve Eşref Kuşçubaşı’nın yönettiği “Teşkilat-ı Mahsusa” da Osmanlı’nın son döneminde faaliyet göstermiştir.

İlk askeri istihbarat birimini kuran devlet ise Rusya’dır. 1856 Kırım Savaşı sonrasında Rus Çarı’nın Savaş Bakanı olarak görevlendirdiği Albay Dimitri Miliutin, orduyu modernleştirme fikrini ortaya atmış ve bu kapsamda kendine bağlı birimlerden birini, yabancı ordular hakkında istihbarat toplamakla görevlendirmiştir.9

Yahudilerin istihbarat tarihinin de çok eskilere dayandığı varsayılmaktadır. Hatta Tevrat’ta, Kenan diyarı ve casusluk ibarelerine yer verildiği belirtilmektedir. Yine Yahudi teolojisi açısından önemli olan Talmud’da da istihbarata atıf yapıldığı söylenmektedir. Modern anlamda istihbarat teşkilatlarının kuruluşu ise yirminci yüzyılın başlarında Yahudilerin Filistin’e yerleşmeleriyle ortaya çıkmış ve gözcü anlamındaki HASHOMER ile savunma anlamına gelen HAGANAH adlı örgütler kurulmuştur.10

3. ASİMETRİK SAVAŞLA MÜCADELE VE İSTİHBARAT

Günümüzde terör örgütlerinin yapılanmasında çoğunlukla “Hücre Tipi Örgütlenme” tercih edilmektedir. Hücre örgütlenmesinde 3-5 kişiden oluşan bir yapılanma söz konusu olup grup içindeki üyeler grubun diğer üyelerini tanımamaktadır. Grup lideri, bağlantı kurulacak kişi görevini üstlenmektedir. Bu tarz yapılanmalar son derece zor deşifre edilmektedir. Bu tarz yapılanmalar, teknolojiyi de etkin kullanmaktadır. Bu noktada teknolojik ve insana dayalı istihbaratın önemi giderek artmaktadır.
Teröristler ve gerilla organizasyonları için de istihbarat çok önemlidir. Günümüzde örgütler tıpkı bir istihbarat örgütü gibi hareket etmekte, topladıkları bilgileri bu şekilde analize tabi tutarak eylemlerini gerçekleştirmektedir.

SONUÇ YERİNE

Sonuç olarak, çalışmamızda da incelendiği üzere istihbaratın; ülke savunmasında geçmiştekinden çok daha ileri boyutlarda önem arz ettiği görülmüştür. Terörizm, tüm dünyayı tehdit eder boyutlara ulaşmış ve bu örgütler her geçen gün, gelişen teknolojinin sağladığı imkânlardan da yararlanarak faaliyetlerini gizleyebilmektedir. Eylemlerini gerçekleştirirken gerilla taktikleri kullanarak güvenlik güçleri ve sivillere önemli kayıplar verebilmektedir.

Ülkemizde de terörün yol açtığı sorunlar ve can kayıpları halen gündemdedir. Yaşanan sorunların önemli bir kısmının, terör örgütleri konusunda istihbarat eksikliğinden kaynaklandığı görülmektedir. İstihbaratta teknolojinin önemi hızla artmaktadır. İstihbarat toplamada teknolojik faaliyetlerin yakından takip edilmesi ve istihbarat faaliyetlerinin bu doğrultuda organize edilmesi gerekmektedir.

“İstihbarata Karşı Koyma” faaliyetleri toplumun ve devlet teşkilatının bütününü ilgilendirir hale gelmiştir. Toplumu ve özellikle de devlet teşkilatının bu tarz eylemlere karşı bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi büyük önem arz etmektedir.

“İstihbarata Karşı Koyma” eğitimleri stratejik önemdeki her kamu kurumunda ve üniversitelerde ders olarak okutulmalı, konunun önemi topluma anlatılmalıdır.

1 Paul Wilkinson, “Terrorism and the Liberal State”, The Macmillan Press, (London, 1977), p. 49.
2 Serhan Yalçıner, “Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Terörizmin Dönüşümü ve Terörizmle Mücadele”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl/Volume: 2, Sayı/Issue 4, (2006), s./p. 101
3 Michael Beckley. “Why Weak States Fight Like Strong States; Seminar Paper Submitted to the ‘mini APSA’ Committee”, Columbia University, Spring 2007, p. 2
4 Alexander Orlov, “İstihbarat ve Gerilla Harbi El Kitabı”, Michigan Üniversitesi Yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1964, s. 110
5 Ümit Özdağ, “Devlet ve İstihbarat”, Stratejik Araştırmalar Dergisi/Journal of Strategic Studies 1 (3), 2009, s. 34.
6 Erdal Şimşek, “Türkiye’de İstihbaratçılık ve MİT”, İstanbul, Kum Saati Yayıncılık, 2004, s. 12.
7 Erdal Şimşek,.a.g.e.,s. 13
8 Erdal Şimşek, a.g.e.,s. 11
9 David Kahn, “The Rise of Intelligence”, Foreign Affairs. New York: Sep/Oct 2006. Vol. 85, Iss. 5, p. 125
10 Mehmet Atay, “İsrail Devleti Gizli İstihbarat ve Güvenlik Servisleri”, Avrasya Dosyası, ASAM Yayınları, İlkbahar 1999, Cilt: 5, Sayı:1, s. 21-23.

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close