Analiz: Çin'in Solomon hamlesi Pasifik'teki dengeleri değiştiriyor! - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: Çin’in Solomon hamlesi Pasifik’teki dengeleri değiştiriyor!

Abone Ol 

Çin’in Solomon Adaları’nda asker konuşlandırmasının önünü açan güvenlik anlaşması Avustralya başta olmak üzere Pasifik ülkelerini alarma geçirdi. Peki, Çin’in bu hamlesi Hint-Pasifik’teki dengeleri nasıl değiştirecek?

Çin’in Pasifik’teki yayılmacı politikaları sürüyor. Solomon Adaları ile imzalanacağı doğrulanan güvenlik anlaşması, Çin’in bölgede asker konuşlandırmasının yanı sıra donanma üssü kurmasının da önünü açıyor.

Geçen hafta, iki ülke arasındaki anlaşma taslağının basına sızdırılmasının ardından Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD, bölgede kurulabilecek Çin üssüyle ilgili endişelerini dile getirdi.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison gazetecilere verdiği demeçte, anlaşmanın “bölge için endişe verici bir konu” olduğunu, ancak sürpriz olmadığını söyledi. Bölgedeki baskıların bir süredir farkında olduklarını belirten Morrison, anlaşmanın ortaya çıkması ile bir kez daha güvenlik endişelerinde haklı çıktıklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Marise Payne ise söz konusu anlaşmayla ilgili endişelerini dile getirirken, Solomon Adaları ile Avustralya arasındaki güvenlik anlaşmasının 2023 yılına kadar uzatıldığını hatırlattı.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Nanaia Mahuta da anlaşmaya tepki gösterdi ve güvenlik güçlerinin mayıs ayına kadar Solomon Adaları’nda kalacağını dile getirdi.

“TEPKİLER ÇOK AŞAĞILAYICI”

Solomon Adaları Başbakanı Manasseh Sogavare, salı günü parlamentoda yaptığı konuşmasında, sızdırılan güvenlik anlaşmasının bir taslak olduğunu ve nihai anlaşmanın içeriği hakkında ayrıntı vermeyeceğini söyledi.

Anlaşmaya yönelik gelen uluslararası tepkilere cevap veren Sogavere, “Egemenlik meselelerimizi yönetmeye uygun olmadığımız şeklindeki tepkileri çok aşağılayıcı buluyoruz. Yeni dostlarımız tarafından hiçbir şekilde baskı altında değiliz. Çin’den Solomon Adaları’nda askeri üs inşa etmesini istemek gibi bir niyetimiz de yok” ifadelerini kullandı.

Sogavare, Pasifik adalarının iklim değişikliği nedeniyle sular altında kalmasına aldırış etmeyen ve bölgeyi “büyük Batılı güçlerin arka bahçesi” olarak gören ülkelere yönelik eleştirilerini dile getirdi. Ayrıca, ülkesindeki muhalefetin Çin ile yapılan bir güvenlik anlaşmasının otokratik bir hükümete yol açacağı yönündeki iddialarını da reddetti.

Muhalefet, Sogavare’yi iktidarını güçlendirmek için Çin ile anlaşma yapmakla suçladı.

Geçen yıl hükümet karşıtı ayaklanmalar nedeniyle Avustralya, 2017 güvenlik anlaşması kapsamında düzeni sağlamak için Sogavare’ye güvenlik güçlerini gönderdi. Daha sonra Yeni Zelanda, Fiji ve Papua Yeni Gine de bölgeye polis desteği sağladı. Protestocular, Sogavare hükümetini Çin’den gelen fonlarla yolsuzluk yapmakla suçladı.

Sogavare, Çin’in varlığının bölge için bir güvenlik tehdidi oluşturacağına ilişkin görüşlere de tepki gösterdi. Pasifik ülkesinin “taraf seçmeyeceğini” ve Avustralya ile güvenlik anlaşmasının yürürlükte kalacağını söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Solomon Adaları ile aralarındaki güvenlik iş birliğinin hukuka ve uluslararası normlara uygun olduğunu söyledi. Wang ayrıca, “İlgili ülkelerin, Solomon Adaları’nın yapabileceklerini veya yapamayacaklarını talep etme hakkına sahip olduklarını düşünmek yerine, ülkenin egemenliğine ve aldığı kararlara saygı duymasını umuyoruz” ifadeleriyle eleştirilere tepki gösterdi.

AVUSTRALYA, ÇİN TEHDİDİNİ GÖREMEDİ Mİ?

Solomon Adaları ve Avustralya uzun süredir yakın ilişki içindeydi. Avustralya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana adaların en büyük yatırımcısı, bağışçısı ve tek güvenlik ortağı oldu. Ancak Çin ile yapılan güvenlik anlaşması, Avustralya ile yapılandan çok daha kapsamlı görünüyor.

Taslak metnine göre Çin, adalarda “duraklama ve geçiş” için donanma gemilerini gönderebilir. Bu da potansiyel bir askeri üsle ilgili endişeleri artırıyor.

Anlaşma kapsamında, Pekin’in adalardaki Çinli iş insanlarını ve projelerini korumak için güvenlik güçlerini konuşlandırmasına izin veriliyor. Ayrıca Solomon yönetimi, ihtiyaç halinde Çin’den “polis, zırhlı polis, askeri personel ve kolluk kuvvetleri” göndermesini talep edebilir. Anlaşmada söz konusu güvenlik güçlerinin görevlendirme kapsamı belirtilmediği için yetkilerinin ne kadar sınırlandırılacağı da belirsizliğini koruyan konular arasında yer alıyor.

Avustralya, Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki artan etkisi konusundaki artan endişeleri nedeniyle son yıllarda bölgedeki ülkelere yardım harcamalarını artırdı. 2018’de, “Pasifik ailesi” ile yeniden ilişki kurmak için yeni bir politika oluşturdu. Ayrıca, Çin’in bölgedeki kredilerine ve harcamalarına karşı milyarlarca dolarlık bir altyapı fonu kurdu.

Tüm bunlara rağmen Solomon hükümeti, 2019 yılında Tayvan ile ilişkilerini kesti ve Çin ile yakınlaşmayı sürdürdü.

Diğer yandan, Avustralya’daki muhalefet Çin’in etkisini artırması konusunda hükümete tepki gösterdi. Ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Anthony Albanese, Başbakan Morrison liderliğindeki koalisyon hükümetinin, iklim değişikliği konusundaki eylemsizliğinin ve dış yardımları kesmesinin bölgede güveni sarstığını söyledi. Bu yüzden de Pasifik ülkelerinin başka ortaklara yöneldiğini belirtti.

Eski Avustralya Başbakanı Kevin Rudd, söz konusu anlaşmanın “son yılların en önemli güvenlik gelişmelerinden biri” olduğunu söyledi. Ayrıca anlaşmayı Avustralya’nın “savunma başarısızlığı” olarak nitelendirerek hükümeti eleştirdi.

ÇİN’İN HAMLESİ PASİFİK’TEKİ DENGELERİ NASIL DEĞİŞTİRECEK?

Çin ile Solomon Adaları arasındaki güvenlik anlaşması bölgedeki dengeleri değiştirebilir. Zira, güvenlik anlaşmaları kağıt üzerindeki bir imzadan ziyade ülkeler arasındaki yakınlık, iş birliği ve güven anlamına da geliyor.

Pasifik’teki olası bir Çin askeri varlığı, Avustralya, Yeni Zelanda ve Pasifik Adaları Forumu ülkeleri tarafından sürdürülen “barış ortamını” da tehdit ediyor. Tarihinde herhangi bir dış tehdide maruz kalmayan Solomon Adaları’ndaki tek tehdit iç karışıklık olarak kendini gösterdi. Ancak bunun için de polis gibi güvenlik güçlerinin sağlanmasına ilişkin anlaşmaları var. Pekin ile yapılan yeni anlaşma ise Çin güçlerinin Pasifik’in bu kısmına erişimi olarak yorumlanabilir.

Çin’in Avustralya’nın arka bahçesindeki tehdidinin herhangi bir işgalle ilgili olmadığını düşünülüyor. Ancak bölgede kurulan askeri varlık, diğer ülkelerin o bölgeye erişimi sınırlayacağı için de önem teşkil ediyor.

Diğer yandan ise Pekin hükümetinin asıl hedefinin istihbarat toplama ve gözetim olduğuna dikkat çekiliyor.

Şubat ayında ABD, Çin’in bölgedeki faaliyetleri nedeniyle Solomon Adaları’ndaki büyükelçiliğini yeniden açmayı planladığını bildirdi. ABD, İngiltere ve Avustralya, Batılı müttefiklerin Hint-Pasifik’teki varlığını güçlendirmek için geçen yıl AUKUS savunma anlaşması imzaladı.

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close