ABD’nin İran’ı Çevreleme Stratejisi ve Arap Müttefikleri
İran, kendisini İsrail’in yok edilmesine adamaya devam ediyor. İsrailli liderler arasındaki endişe ise Arap-İsrail gerilimlerinin uzun süredir devam eden geçmişi göz önüne alındığında, BAE’nin bir gün Arap ülkeleriyle yeniden ortak olabileceği ve İsrail’e gözdağı vermek hatta İsrail’e saldırmak için bir tehdit unsuru olabileceği.
The Military News’de yayımlanan makale M5 tarafından çevrilmiştir.
Birleşik Arap Emirlikleri’ni beşinci nesil savaş teknolojisi olan düzinelerce F-35 ile donatma adımı ABD’nin İran’ın yakınınabir üs yerleştirme adımı olarak da düşünülebilir. Ayrıca bu durum ABD ile İran arasındaki müzakerelerde bir tehdit unsuru olarak kaldıraç görevi görme ve büyük ölçüde İran’ın saldırganlığını azaltacak bir hareket olarak görülmektedir. Ayrıca BAE’nin yanısıra İsrail’in F-35 filosu da hesaba katıldığında ABD’nin yeni nesil müttefik güç projeksiyonu tamamlanacak ve Basra Körfezi stratejik ve taktiksel saldırı üssü durumuna getirilecektir.
İran’a yakın F-35’lere sahip olmak olası bir savaşta saldırıların hızını büyük ölçüde artırabilir ve İsrail F-35’leriyle birlikte, ABD müttefikleri tarafından tasarlanacak herhangi bir saldırısının veya askeri çatışmanın potansiyel ölçeğini değiştirebilir.
BAE, İran’ı sınırlayan Hürmüz Boğazı’nın tam karşısında 100 milden daha kısa bir mesafede bulunuyor. Bu tür bir yakınlık, BAE’ye uçağa yakıt ikmali yapmak zorunda kalmadan İran’daki birçok yere hızlı bir saldırı seçeneği sunuyor. Ayrıca, BAE, İsrail veya diğer ABD müttefiklerinin birden fazla F-35 ile İran Hava Savunmalarını hızla alt etmek istemesi durumunda daha az bekleme süresi ve çok daha büyük bir saldırı ölçeği sunuyor.
Times of Israel’de yer alan habere göre; “Pakette 50 adet F-35 jeti, 18 Reaper dronu ve binlerce füze yer alacak”.
Bununla birlikte, bazı milletvekilleri ve üst düzey İsrailli liderler, bölgedeki Arap-İsrail gerginliklerinin iyi bilinen geçmişi ışığında, BAE’ye F-35 satışının İsrail güvenliğini tehlikeye atacağına dair kayda değer endişelerini dile getiriyor.
Bununla birlikte, ABD, Donanması 5. Filo karargahını, BAE’nin hemen yakınında bulunan Bahreyn’de kurdu ve buradan düzenli olarak CentCom faaliyet gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri hem İsrail hem de BAE için müttefik olarak kilit konumunu sürdürürse, İsrail tarafından dile getirilen bazı endişeleri telafi etme işlevi görebilir.
Bu satış aynı zamanda Orta Doğu’da önemli ve çoğu zaman gözden kaçan stratejik ve taktik bir gerçekliğe işaret ediyor. ABD’nin güvenlik ve savaş hedeflerinin müttefik Arap ülkeleri tarafından desteklendiği ve yardım edildiği hayati bir boyut.
Örneğin Suudi Arabistan, IŞİD’e karşı saldırılar düzenledi ve son zamanlarda muazzam miktarda F-15 satın aldı. ABD IŞİD’e Karşı Koalisyonun pek çok üyesi, bölgesel güvenliği ve jeopolitik çıkarları Washington ile bir şekilde uyumlu olan Arap ülkeleriydi. Ayrıca, önemli bir kültürel, dini ve siyasi hassasiyetlerin dile getirildiği göz önüne alındığında, gelecekteki olası herhangi bir angajmanda Arap müttefiklere sahip olmak, Amerika Birleşik Devletleri tarafından değerlendirilen herhangi bir ABD siyasi veya diplomatik konumunu büyük ölçüde güçlendiriyor.
Evet; İran kendisini İsrail’in yok edilmesine adamaya devam ediyor. İsrailli liderler arasındaki endişe ise Arap-İsrail gerilimlerinin uzun süredir devam eden geçmişi göz önüne alındığında, BAE’nin bir gün Arap ülkeleriyle yeniden ortak olabileceği ve İsrail’e gözdağı vermek hatta İsrail’e saldırmak için bir tehdit unsuru olabileceği.
