Uluslararası İlişkilerde Strateji Olgusunun Tarihsel Gelişimi
Strateji sözcüğü etimolojik açıdan incelendiğinde kavramın eski Yunancada “Generallik” ya da “Generallik Sanatı” anlamındaki “strategos” sözcüğünden geldiği görülmektedir. Ayrıca Yunancada “strata” ordu, “ago” kullanma, “stratos ago” orduyu kullanma anlamlarına gelmektedir.
Askeri niteliğini zamanla yitiren strategusluk makamı, İ.Ö. 3. yüzyılda Mısır’da bir sivil valilik olarak yeniden ortaya çıktı ve Roma yönetimi altında İ.S. 4. yüzyıla değin varlığını korudu.
Strateji kavramına atfedilen anlamlar incelendiği zaman kavramın tarihsel süreç içerisinde anlam/kapsam değişimi ve/veya genişlemesi yaşadığı görülecektir. Bu değişim, dünyanın ekonomik, siyasal, sosyal ve teknolojik ilerlemeler sonucu yaşamış olduğu dönüşümün doğal bir sonucudur.
Kavramın teorik ve pratik açıdan algılanma alanı ilkin askeri alanda olmuştur. Askeri literatürdeki klasik anlamıyla strateji; “Bir savaşın kazanılması için savaş sırasındaki askeri harekatın dayandığı esaslar” olarak anlaşılmaktadır. Diğer bir tanıma göre strateji; “Bir savaşta siyasi iktidarın belirlediği amaca varmak için askeri kuvvetleri kullanma sanatı” anlamına gelmektedir.
SAVAŞ SANATI
Modern stratejinin tarihsel süreç içerisinde yaşamış olduğu dönüşümü incelemeye, hem temel oluşturması hem de çoğu akademisyen tarafından ilk stratejist olarak kabul edilmesi bakımından, ünlü Çinli düşünür Sun-Tzu’nun strateji kavramı hakkındaki düşüncelerine yer verilerek başlanılabilir.
Her ne kadar strateji kavramının ilk olarak askeri literatürdeki anlamıyla kullanıldığını belirtsek de Sun-Tzu, kavramı yalnızca askeri alandaki anlamıyla değil geniş bir perspektifte ele almıştır. Sun-Tzu’ya göre; “Savaşmaksızın başkalarının ordularını alt etmek, hünerlerin en iyisidir.” Bu sözden anlaşılacağı üzere Sun-Tzu, diplomasi gibi silahsız araçları silahlı savaşlardan üstün tutmakta ve stratejinin ilkin bu platformda ortaya konması gerektiğini belirtmektedir.
Yine Sun-Tzu’ya göre; “Girdiği her savaşı kazananlar aslında usta değildirler. Başka orduları savaşmadan çaresiz bırakanlar, işte onlar en iyisidir.” Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere, Sun-Tzu stratejiyi geniş bir anlamda yorumlamış ve bu nedenle “Savaş Sanatı (The Art of War)” adlı eseri günümüze değin değerini koruyabilmiştir.
ZEKÂNIN EGEMEN OLDUĞU ALAN
Strateji konusundaki modern düşünce ağırlıklı olarak 19. yüzyıl stratejistleri Baron De Jomini ve Carl Von Clausewitz’in çalışmaları üzerine inşa edilmiştir. Jomini’nin en büyük teorik eseri 1838 yılında iki cilt halinde çıkan “Precis de L’art de la Querre”dir. Jomini’nin strateji kavramına ilişkin düşünceleri şu şekilde özetlenebilir:
Jomini’ye göre, savaşta zekânın rolü sınırlıdır. Askerlerin eğitimi ve disiplin büyük ölçüde zekâya dayanmadığı gibi, sadece doğru düşünmekte muharebe kazanmak için yeterli değildir. Cesaret ve inisiyatif gibi diğer nitelikler zekâdan daha önemlidir. Fakat zekânın egemen olduğu bir alan vardır, o da stratejidir. Strateji alanında insan zekâsının anlayabileceği ve formül haline getirebileceği daima geçerli genel kurallar ve prensipler vardır. Askeri bilimin esas sorunu bu genel prensipleri yerleştirmektir. Jomini savaşı beş temel prensibe dayandırmaktadır. Bunlar;
– Strateji
– Yer (Kara) Taktikleri
– Lojistik
– Farklı Orduların Taktikleri
– Mühendislik Sanatı
Jomini’ye göre stratejinin ortaya koyması gereken temel problematik “nerede ve kiminle” savaşılacağıdır ve bu nedenle savaşı haritalara göre yapılması gereken bir sanat olarak görmektedir.
ASKERİ HAREKÂTLAR ve POLİTİK HEDEFLER
Modern Stratejinin kurucularından biri ve hatta en önemlisi olarak kabul edilen Carl Von Clausewitz ise “Savaş Üzerine (On War)” adlı başyapıtıyla strateji kavramının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Savaş Üzerine, sekiz kitap halindedir. Strateji kavramı, ikinci kitabın ikinci bölümünde şöyle tanımlanmıştır:
Devamı M5 Dergisi Haziran 2019 Sayısında…