Nato’nun 70. Yılında Türkiye’nin İttifak İçerisindeki Konumu - M5 Dergi
Makaleler

Nato’nun 70. Yılında Türkiye’nin İttifak İçerisindeki Konumu

Abone Ol 

4 Nisan 1949’da NATO’nun kurulması, transatlantik ilişkilerinin kurumsallaşmasının sembollerinden biri olarak değerlendirilir. Türkiye, 1950 yılında hem Cumhuriyet Halk Partisi hem Demokrat Parti iktidarlarında iki kere başvuruda bulunduktan sonra 1952’de İttifak’a üye olmuştur. Bu tarihten itibaren NATO, Türkiye’nin hem iç hem dış politikasında 67 yıldır gündemde ve önemli bir konuma sahiptir.

Literatürde, bu önemli konumu “bir buçuk yüzyıl süren (Batı) sistem(in)e aidiyet arayışını sonlandıran bir girişim” olarak tanımlayan yaklaşımların yanı sıra tam aksine bir biçimde “çok yönlü dış politika üretebilme manevra alanını daraltan bir girişim” olarak değerlendiren yorumlar da yer almaktadır. Esasında Türkiye’nin NATO içerisindeki konumu her iki zıt yorumu da destekleyen bir minvalde halen süregelen birçok tartışmayı içerisinde barındırmaktadır.

TÜRK ELİTİNİN BATILILAŞLA İLE NATO ARASINDA KURDUĞU BAĞLANTI

İlk Genel Sekreteri Lord Ismay’ın ifadesiyle “Amerikalıları içeride, Rusları dışarıda ve Almanları kontrol altında tutmak üzere kurulan” NATO’ya Türkiye’nin çeşitli sebeplerle üye olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin Sovyet tehdidini karşılayabilecek bir güvenlik enstrümanı arayışı, ekonomik ve askeri açıdan dış yardıma duyulan ihtiyaç, Türk elitinin Batılılaşma ile NATO arasında kurduğu bağlantı ve siyasal ve ekonomik liberalizmin Türkiye’ye yerleşmesi amacı bu sebepler arasında sayılabilir.

Türkiye’nin NATO üyeliğine başvurmasının temel sebeplerinden bir diğeri ise 1947’de kabul edilen Truman Doktrini ile gelişmeye başlayan Türkiye-ABD ilişkileridir. Türkiye’nin NATO içerisindeki konumunu ve rolünü Türkiye-ABD ilişkilerini yadsıyarak değerlendirmek yanıltıcı sonuçlar doğuracaktır.

Türkiye, NATO üyeliği bağlamında hem NATO ile hem ABD ile NATO-SOFA Kuvvetler Statüsü Anlaşması, Türkiye’deki Amerikan Kuvvetlerinin Statüsü Anlaşması, Yardım Anlaşması, Askeri Tesisler Anlaşması gibi çeşitli nitelikte anlaşmalar imzalamıştır. Bu hukuki altyapı vasıtasıyla Türkiye ve ABD arasında geniş boyutlu siyasi ve askeri ilişkiler oluşturulmuştur. Tarihsel süreç boyunca Türkiye ile ABD arasında yaşanan olumsuzluklar, Türkiye’nin NATO ilişkilerini ve Türk kamuoyundaki NATO algısının oluşumunu da etkilemiştir.

Bu bağlamda Türkiye ve ABD arasında 1990’lı yıllara kadar yaşanan sorunlar Türk kamuoyunda NATO konusunda bölünmelere ve fikir ayrılıklarına sebep olmuştur. Söz konusu meseleler arasında Kıbrıs sorununa yönelik farklı bakış açılarının varlığı ve bu durumun somut bir örneği olan muhtemel bir Sovyet saldırısı durumunda Türkiye açısından 5. maddenin işletilmeyebileceğinin ima edildiği Johnson mektubu Küba krizi sonrasında Türkiye’nin onayı olmadan sökülen Jüpiter füzeleri, Türkiye’deki askeri tesislerden kalktığı iddia edilen Amerikan Lockheed U-2 casus uçağının düşürülmesi, 1975-1978 yılları arasında Türkiye’ye yönelik olarak uygulanan silah ambargosu ve Orta Doğu’da sorunlara yönelik farklı temayüllerin varlığından kaynaklı sorunlar sayılabilir.

TÜRKİYE’NİN NATO’YA KATKILARI

Uluslararası güvenliğin birçok unsurunun sürekli değişim içerisinde bulunduğu Soğuk Savaş sonrası dönemde de Türkiye-NATO ilişkilerini karakterize eden temel husus bu ilişkilerin sürekliliği olmuştur. Süreç boyunca NATO’nun kendini yenileme çabaları Türkiye’nin dış ve güvenlik politikası ile görece uyumlu bir seyirde gerçekleşmiştir. Özellikle 1990’lı yıllar boyunca Türkiye’nin dış politikasının güvenlik merkezli olması söz konusu ilişkinin uyum niteliğini pekiştirmiştir.

Genel anlamda Türkiye’nin NATO’nun 1991 ve 1999 yıllarında ilan edilen stratejik konseptlerinin oluşturulmasında katkısı olduğunu söylemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Ancak Türkiye’nin bu stratejilerin hayata geçirilmesinde, kendi dış politika hedeflerine katkı sağladığı ölçüde, rol oynadığı ifade edilebilir.

NATO’nun 1990’lı yıllarda dâhil olduğu Bosna ve Kosova krizlerinde Türkiye hem müdahale sırasında hem müdahale sonrasındaki faaliyetlerde katkı sağlamıştır.

Devamı M5 Dergisi Temmuz 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close