Fırat Kalkanı'ndan Zeytin Dalı'na: Yerli ve Milli Sanayi - M5 Dergi
Makaleler

Fırat Kalkanı’ndan Zeytin Dalı’na: Yerli ve Milli Sanayi

Abone Ol 

Fırat Kalkanı Harekâtı’nda, TSK ve ÖSO’nun çektiği en büyük sıkıntı, mevcut tehditlerden dolayı ve envanter nedeniyle yakın hava desteğinden mahrum şekilde operasyonun icra edilmesiydi. Zeytin Dalı’nda ise bu durum tam tersiydi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, 20 Ocak 2017 tarihinde Suriye’nin kuzeyinde yer alan ve PKK’nın sözde kantonları arasında gösterdiği Afrin bölgesine operasyon başlattı. Operasyonun temel hedefi, Fırat Kalkanı Harekâtı’nda da olduğu gibi bölgeyi terör unsurlarından temizleyip asıl sahiplerinin yani bölge halkının kontrolüne vermek. Aynı zamanda Türkiye’nin güney sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridoruna da mâni olmaktı.
Zeytin Dalı Harekâtı’nda Türk ordusunun ve TSK destekli Özgür Suriye Ordusu’nun iki aydan az bir sürede Afrin şehir merkezini de kapsayacak şekilde geniş bir alanı terör unsurlarından temizlemesi, askerî literatüre girecek bir başarı… Bu başarının altında Türk ordusunu geri plandan sürekli destekleyen yerli ve milli savunma sanayimiz de büyük bir etken.

HAREKÂTTA %70 YERLİ MÜHİMMAT KULLANILDI
Başbakan Binali Yıldırım, harekât hakkında yaptığı bir açıklamada, “Hârekatta kullanılan mühimmatların %70’i yerli” diyerek Türk savunma sanayiinin kendine yetebilme açısından geldiği seviyeyi gözler önüne serdi. Zeytin Dalı Harekâtı’nda kullanılan yerli silahlarımızın başlıcaları şunlardı: Bayraktar TB2 SİHA, T129 Atak helikopteri, MPT-76 piyade tüfeği, KİRPİ MRAP zırhlı araç, T-155 Fırtına Obüs, T-122 ÇNRA, MAM-L mühimmatı, HGK-LGK mühimmatları, Cirit Füzesi, TAMKAR ve KORAL ED/EH sistemi… Yurtiçinde terörle mücadelemizde kullanılıp “Combat Proven” olan pek çok sistemimiz ilk defa sınırlarımız dışında kullanılıp başarılarını burada da ispatladı.

YERLİ UNSURLARLA YAPILAN YAKIN HAVA DESTEĞİNİN ÖNEMİ
Fırat Kalkanı Harekâtı’nda TSK ve ÖSO’nun çektiği en büyük sıkıntı, mevcut tehditlerden dolayı ve envanter nedeniyle yakın hava desteğinden mahrum şekilde operasyonun icra edilmesiydi. Zeytin Dalı’nda ise bu durum tam tersiydi. Envanterde 30 adet yerli T129 atak helikopterimiz mevcuttu ve ATAK helikopterlerimiz operasyon sırasında gece ve gündüz (Afrin’in Burseya ve Cinderes bölgelerinde yoğunluklu olarak gece) kullanıldı. ATAK helikopterinin önemli güç çarpanlarından biri olan cirit füzesi de bir gece operasyonu sırasında PKK/PYD’li teröristlere karşı oldukça etkili bir şekilde kullanıldı.

TOPÇUNUN ATEŞLE TAARRUZU
Harekât sırasında Türk topçusu da üstün başarı gösterdi. Suriye, Esad rejimine bağlı bölgelerden PKK/PYD’ye destek için Suriye Rejim güçleri kontrolündeki Nubl ve Zehra bölgesinden gelen milisler hareket halindeyken yerli T-122 ÇNRA’lar ile vurulup etkisiz hale getirildi. Türk topçusu, roket sistemleriyle dinamik hedefleri ateş altına alarak eşine pek rastlanılmayan bir saldırı şeklini gerçekleştirdi. Bu taarruzdan, Türk topçusunun keskin nişancı hassasiyeti ve edasıyla hedeflerini imha ettiği sonucunu çıkartabiliriz. Ayrıca T-155 Fırtına obüsleri ile yapılan isabetli atışlar, harekât boyunca sahadaki unsurlarımızın en büyük destekçisi oldu.

 

Yerli savunma sanayiimizin TSK’yı bir üst lige taşıması ve gerektiği saygıyı görmesini sağladığı da aşikâr… Zeytin Dalı Harekâtı sırasında çekilen bir görüntü, sosyal medyada paylaşılmıştı. Görüntüde, bir SAT komandosu, yerli ENGEREK lazer hedef işaretleme cihazı ile PKK/PYD hedefini işaretliyor ve Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı unsurlar işaretlenen hedefi yerli LGK mühimmatı ile imha ediyor. Yabancı bir savuma sanayii platformunda bu görüntüyü analiz eden ABD’li bir kullanıcı, “TSK’yı bu kadar gelişmiş ve karışık sistemleri kullanabilen bir ordu olarak bilmezdim” şeklinde düşüncelerini belirtmişti. TSK, yerli ve millî savunma sanayii sayesinde dünya çapında da dosta güven, düşmana korku veren gelişmiş ordu imajı çiziyor.

Türk ordusu, yerli savunma sanayiinin desteğiyle kısa bir sürede ABD, İsrail ve Çin ile yarışan İnsansız Hava Aracı (İHA) kapasitesine sahip oldu. Bu sayede anlık hedef tespit, takip ve imha kabiliyeti ile çok sayıda başarılı operasyona imza attı.

ANLIK HEDEF TESPİT, TAKİP VE İMHA KABİLİYETİ
Bayraktar TB2 SİHA, bu operasyonların temel kilometre taşı niteliğinde… Topçu roketlerimizin vurduğu dinamik hedeflerin tespit edilmesi ve sivil hassasiyeti gözetilerek hedeflerin imha edilmesi sırasında TSK’nın göklerdeki gözleri oldu. Bayraktar TB2 ile açıklanmayan pek çok operasyon gerçekleştirildi ve operasyonlar sonucunda terör örgütlerine ağır kayıplar verdirildi. Bayraktar TB2 SİHA’nın kullandığı MAM-L mühimmatı da operasyon öncesi ve sırasında büyük bir özveriyle çalışılarak operasyon sırasında mühimmat sıkıntısı çekilmemesi sağlandı.

Milli İHA’larımız sadece hedef tespiti ve imhası için değil, aynı zamanda PKK/PYD’nin uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik yaptığı kara propagandaya karşı da kullanıldı. Afrin’in Cinderes bölgesinde sivil kılığındaki teröristlerin roketlerle Türkiye’nin sınır şehirlerine yaptığı saldırı, anbean İHA’larımız tarafından kaydedilip görüntüleri servis edildi. İHA’larımızın kara propagandaya karşı kullanılmasına belki de en güzel örnek, PKK’nın, “Afrin’de TSK hastane vurdu!” yalanına karşılık TSK’nın birkaç saat içerisinde hastanenin sapasağlam görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşması oldu.

Balkan Savaşı’ndan başlayarak Kurtuluş Savaşı’na kadar irili ufaklı birçok gemiyi batırmış, Batılılar tarafından, “Şeytan Türk” diye anılan savaş kahramanımız Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul’un hatıralarındaki şu nokta çok önemli:

“Uçak gemisini ilk gördüğümüz andaki şaşkınlığımız, İspanyollar Amerika’ya ilk ayak bastığındaki Kızılderililerin şaşkınlığı gibiydi.”

Şimdi, Mustafa Ertuğrul’un hatıralarında yer alan bu sözlerden çok farklı bir noktadayız. Artık Türk ordusu, yerli savunma sanayisi sayesinde çağına uygun sistemler kullanan ve gelişmiş ordularla yarışabilecek seviyede…

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close