AB Genişleme Politikası Çift Başlı (Kara) Kartalın Süreci: Arnavutluk - M5 Dergi
Makaleler

AB Genişleme Politikası Çift Başlı (Kara) Kartalın Süreci: Arnavutluk

Abone Ol 

Geçmişten günümüze hem tarihsel anlamda hem de jeopolitik açıdan ‘Balkanlar’, her zaman önemli bir coğrafya oldu. Özellikle Güneydoğu Avrupa’da birçok ‘Devlet-çik-’ zuhur etti. Arnavutluk, Balkan Yarımadası’nın batısındaki devlet-çik-lerden biri konumundadır.

Arnavutluk’un gerek karasal alanda gerekse deniz alanındaki (batıda; Adriyatik Denizi, güneybatıda ise İyon Denizi) konumu da ‘’kendine münhasır’’ stratejik önem atfetmektedir. Hakeza enerjinin boru hatları ile doğudan (Azerbaycan ‘TANAP Projesi’) Avrupa’ya aktarılmasında da Arnavutluk önemli bir güzergâhtır.

Günümüzde ise Arnavutluk, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik perspektifi doğrultusunda ilerlemektedir. Zira stratejik konumda olan Batı Balkan ülkesi Arnavutluk’un AB çatısı altında yer alması AB’nin menfaat ve yararına olacaktır.

Bu minvalde Arnavutluk’un siyasi ve idari yapısına, genel ekonomik durumuna değinilerek; AB Genişleme Politikası perspektifi kapsamlı bir şekilde analiz edilecektir.

Arnavutluk, 1912’de bağımsızlığını elde etti ve bağımsızlık ilanından sonra monarşi ile yönetilen ülke İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra faşistlere karşı mücadele edip-kazanan Enver Hoca’nın dikta yönetimine tabi olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı’ndan önce ise İtalyanlar tarafından işgal edilmiş ve Almanların da savaş esnasında işgaline uğramıştır. Savaş sonrası ise komünist yönetim tarzı hüküm sürmüştür. Bu yönetim tarzı, Doğu Avrupa’da ‘sosyalist’ rejimlerin çöküş serüveni sosyalizmin en sertini uygulamakla anılan bir ülke olması ile sonuçlanmasıydı.

SİYASİ VE EKONOMİK ENKAZLA YÜZLEŞME

Arnavutluk, 1991’de gerçekleştirilen tek partiden çok partili sisteme geçişi simgelemiş, aynı şekilde çoğulcu ve liberal bir rejimin geçişi olmuştur. O günden bu güne yani 2000’lere kadar geçen süre ‘’tranzisyon’’ (geçiş) dönemi olarak anıldı. Zira bu sürecin çok da kolay geçmediği aşikârdır.

Hakeza dünyanın belki de en katı dışlayıcılığına maruz kalan ve kıta Avrupası’nın en fakir ülkelerinden biri olan Arnavutluk’un siyasi ve ekonomik enkazı ile yüzleşmesi, kolay olmamıştır. Bunun içindir ki ‘‘tranzisyon’’, diktatörlükten demokrasiye, izolasyondan açılmaya, baskıdan hürriyete, ekonomik sıkıntılardan refaha geçiş diye düşünüldü.

Arnavutluk, dış politikasını esas itibarıyla ABD ve AB üyesi ülkeler ile her alandaki ilişki ve işbirliğini geliştirmek ve Avrupa ile bütünleşmek hedefleri üzerine kurmuştur.

Öte yandan, bölgenin birçok ülkesinde yaşayan Arnavutların siyasi ve ulusal haklarının korunması ve geliştirilmesi Arnavutluk’un bölgesel politikasının belli başlı hedeflerinden biridir.

Komünist sistem döneminde Arnavutluk’ta özel sektör ve dış ticaret sürekli kontrol altında tutulmuş, bunun bir sonucu olarak ülke 1991 yılında geçiş dönemine girdiğinde Avrupa’daki diğer geçiş dönemindeki ülkeler içinde en az gelişmiş ülke sıfatını aldı. GSYİH’da yaşanan sürekli artışa rağmen ülke, bugün de Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olmayı sürdürmektedir.

AVRUPA KOMİSYONU’NUN
2010’DAKİ GÖRÜŞÜ

Arnavutluk, son yıllarda ekonomik reformlar konusunda kaydettiği aşamalar ve ortaya çıkan hızlı büyüme oranları bakımından, Balkan ülkeleri için bir model olarak görülmeye başlandı. Arnavutluk ekonomisi son yıllardaki olumlu gidişatını sürdürse de bütçe açığını azaltmaya devam etmelidir.

Arnavutluk, iyi bir bütçe planlama kabulü yoluyla kamu maliyesini yönetmek için kapasitesini güçlendirmelidir. Kamu ve özel sektör ortaklıkları tarafından gelen bütçe riskleri değerlendirmeye alınmalıdır.

Devamı M5 Dergisi Temmuz 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close