Editörden Aralık 2019
Tüm okurlarımıza yürekten merhabalar…
Dergicilik hiç kolay değildir. Hele ki Türkiye gibi, hızlı gelişmelerin yaşandığı, insanların ağırlıklı olarak sıcak ve akan gündeme odaklandığı bir ülkede… Bir dönem yayınlarına ara vermesine rağmen bir derginin 44 yıl Türkiye’de varlığını sürdürmesi, alanında örnek çalışmalara imza atması büyük başarıdır. İşte M5 böyle bir dergi. Önceki Genel Yayın Yönetmenimiz Sinan Onuş, ilgilenmesi gereken projeler nedeniyle müsaadesi istemek durumunda kalmıştı. Onuş’tan boşalan M5 Genel Yayın Yönetmenliği görevi bana teklif edildiğinde büyük onurla bir dakika düşünmeden teklifi kabul ettim. Elbette eski Genel Yayın Yönetmenimiz Sinan Onuş’tan katkı almaya devam edeceğiz.
Peki bu süreçte neler yapacağımızdan da kısa bahsetmek isterim. Temelimiz sağlam… Bu temel üzerine, Türkiye’nin Ulusal Güvenliği ile ilgili gündemdeki konuları, geliştirdiği ve olası stratejileri, bunlarla bağlantılı olarak adım adım bir dünya markası haline geldiği savunma sanayisindeki gelişmeleri sizlere duyuracağız.
Gelelim bu sayıdaki makalelerimize…
Bu sayımızın kapağını önemli bir konuya ayırdık: Askeri Nanoteknoloji…
Nanoteknolojinin askeri alandaki etkileri henüz öngörü niteliğinde. 2019 itibariyle herhangi bir silah sisteminde aktif olarak kullanılabilen nanoteknoloji ürünü olmamakla birlikte başta ABD olmak üzere birçok devletin askeri nanoteknoloji üzerine Ar-Ge çalışmalarını büyük bir gizlilik içerisinde sürdürdüğü ise bilinen bir gerçek. Nanoteknolojiye ilişkin devlet düzeyinde ilk somut çalışma, 2001 yılında kurulan ABD Ulusal Nanoteknoloji İnisiyatifi/UNI ile başladı.
Dünyada birçok ülke, ABD’deki çalışmalara paralel şekilde askeri nanoteknoloji üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Örneğin; Japonya 1,3 milyar dolar, Rusya 974 milyon dolar ve Almanya 617 milyon dolarlık yatırımlarla bu alanda ABD ile yarışan ülkeler olarak göze çarpıyor. Kapak makalemizi kaleme alan Dr. Yusuf Özer’in de belirttiği gibi, ülkemizde askeri nanoteknolojiye ilişkin çeşitli projeler başlatılmış olmakla birlikte bu projelerin azlığı dikkatlerden kaçmıyor.
Yine Prof. Dr. Orhan Yalçın da, kapak dosyamıza, savunma sanayiindeki nanoteknoloji kullanımıyla ilgili yazdığı yazıyla katkı yaptı.
***
Özellikle İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında teknolojinin gelişimiyle harp sahasında çok etkili hale gelen hava gücünün gelişimiyle paralel olarak hava savunma şemsiyesi de büyük önem kazandı. Sadece harp sahasının değil stratejik tesislerin korunması için de etkili olan hava savunması ilgili Arda Mevlütoğlu’nun hazırladığı yazı önemli bilgiler içermekte.
***
Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Övgü Kalkan Küçüksolak, PYD/YPG terör örgütünün özellikle uluslararası kuruluşların raporlarına yansıyan suç dosyalarını yazdı. Batılı devletlerin, müttefiklerimizin arkasında durmaya, her anlamda destek vermeye çalıştığı terör örgütünün gerçek yüzünü ortaya seren bu raporların dikkatle okunmasında fayda var.
***
Ve Doğu Akdeniz… Bildiğiniz üzere geçen ay Libya ile imzaladığımız deniz yetki alanlarının sınırlandırmasına yönelik anlaşma, bir anlamda Doğu Akdeniz’deki ilk Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmamız olma özelliğini de taşımaktaydı. Peki her şey nerede başladı? Yıllardır bu çalışmaları yapan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın 29 Mayıs 2019 tarihinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yaptığı konuşma, adeta Türkiye açısından harekete geçişin düğmesine basma gibiydi. Bu sayımızda o konuşmanın tamamını yayınlıyoruz.
***
Bu sayımızda ayrıca Emekli Tümgeneral Bahtiyar Türker, Barış Adıbelli, Mehmet Ayfer Kancı, Prof. Dr. Ulaş Başer Gezgin, Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, Güney Batı Ferhat, Cem Fakir, Gönül Şamilkızı, Önder Ege, Özer Çetinkaya gibi çok değerli isimlerin de makaleleri yer almakta.
Ocak sayımızda görüşmek ümidi ile.
Saygılarımla…
Ceyhun Bozkurt