Doğu Akdeniz ısınıyor - M5 Dergi
DergiKapakMakalelerSayı 349 Ağustos 2020

Doğu Akdeniz ısınıyor

Abone Ol 

ABD Ordu Stratejileri, akranı olmayanlarla eşleştirdiği savaş makinasından ağır rahatsızdır.  Şimdi Fransa/Mısır itkiyle öne çekilmiş Doğu Akdeniz kapışması,  ileride ABD’yi zorda bırakacaktır.

Devletler, dış politikalarını daima ölçek ve ittifaklarına göre şekillendirir. Ölçek, devlet idaresindeki gibi dış politikanın da alfabesidir. Ölçek salt fiziki genişlik ya da nüfusa nazaran ölçüt değil, bulunulan jeopolitik ortamın da biçimlendirdiği değişkendendir.

Yunanistan, “karada” kendi fiziki-nüfus sabit ölçeğine nazaran değil, bunun çok çok ötesinde, jeo-politik boşluk ve gerginlikleri kullanmak suretiyle “denizde” genleşebilen çıkar peşindedir.

Bu konuda başarılı olduğu reddedilemez. Türkiye Doğu Akdeniz’de egemenlik hakları ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkilerini hayata geçirtmek, kısmen fiiliyatı düzeltmek için zaruri olarak kuvvet kullanma seçeneğiyle muhataptır.

Doğu Akdeniz’de askerî çatışma riski var mı?

Evet. Savaş riskinin Yunanistan iddialarıyla ve Türkiye’nin reddiyle alakası?

Pek düşüktür.

Fransa/Mısır kendileri aleyhine olsa da Türkiye karşısında Yunanistan’ın ardında neden durmakta?

Yunanistan’ı Türkiye’nin kendi egemenlik alanlarına sahip çıkabilmesi önünde engel görmekteler.

ürkiye kendi egemenlik alanlarına salt sahip çıktığında dahi Süveyş trafiğinden başlayarak Doğu Akdeniz enerji alanlarının mülkiyet ve işletim hakları farklılaşacaktır. Türkiye, Libya konsolidasyonunu tamamladığında, Azeri mahreçli petrol ve yürüttüğü yüksek petro-kimya yatırımlarıyla, Güney Avrupa enerji jeo-politiğini Suud-Körfez ve Rusya aleyhine işletebilecektir.

Türkiye Mısır-İsrail-Yunanistan-İtalya ortaklıklı ve ABD destekli enerji projelerinin önünde engel mi? Değil ama kendi mülkiyet ve işletim haklarının korunması gayretindedir.

Fransa, Mısır’ın Türkiye ile Libya için Libya’da değil, öncelikle Akdeniz için deniz ve havada savaşmasını ister. Buyüzden Fransa, gemi ve uçakları Mısır’a nerdeyse bedavaya verdi. Suud, Mısır’da Müslüman Kardeşleri salt dinî/ideolojik nedenden değil, bununla uyumlu eko-politik nedenden askerî darbeyle devirdi. Hatırlatalım; Suud’un elinde Mısır’da sivil darbe imkânı daha genişti. Rusya, küresel eklemlenme ve sonunda kendisini tıkmaya ziyadesiyle aday Doğu Akdeniz kapışmasının Libya’da simüle edilme ve nispi uzun süreye yayılmasını tercih eder.

DOĞU AKDENİZ VE VEKÂLET SAVAŞLARI…

ABD, Doğu Akdeniz için vekâlet ya da doğrudan savaş Libya simülasyonunu sahada Rusya yoksa ve Türkiye ile işbirliğine kapatılmış Rusya ihtimaliyatında işletmek ister. ABD, Doğu Akdeniz kapışmasını Rusya’yı sınırlamak, Suud’u kollamak, dolayısıyla Mısır’ı ezdirtmemek tercihleri üstünde şekillendirir.

ABD şekillendirirdi ama Ortadoğu’dan süratle çıkmak, Rusya-Çin kaynaklı küresel meydan okumayı akran eşleşmesiyle cevaplamak istiyordu. Malum, ABD ordu stratejleri, akranı olmayanlarla eşleştirdiği savaş makinasından ağır rahatsızdır. Şimdi Fransa/Mısır itkisiyle öne çekilmiş Doğu Akdeniz kapışması, ileride ABD’yi zorda bırakacaktır. Okuması nasip, ya nasiple politika, romantikleri dahi aşar! Hoş, Ayasofya’da örtük cihat ilanı temkinli ifadeleri şart koşmakta!

Manzara net, mevcuda nazaran sadece Rusya’nın konumu nispi süratli değiştirtilebilirdir. Oysa hacimli/küresel mesele Doğu Akdeniz’de herhangi küresel aktöre nispi süratli konum değiştirtmek pek zor, ülke bekasını ağır baskılayacak ölçek ve düzey cedelleşmedendir.

Oyun değiştirici hamlenin gerektirdiği müddet farkı ve mevcut jeo politik denklemde zaten işleyen keskinleşme ve gerginliklerde Doğu Akdeniz’i öne çekmek, merkezî unsur haline sokmak Türkiye tam-aleyhinedir. Oysa küresel mevcut ağır olumsuz jeo-politik kendince işlediği, keskinleşmeden zor ayda diplomasiyle konsolidasyon evresine geçtiğinde pazarlık parametreleri kati olarak Türkiye’yi yanına almayı gerektiricidir. Bu evrede Türkiye’nin Yunanistan ya da Mısır karşıtı talepleri kolay cevaplanabilir kıvama geleceklerdir.

Yunanistan nasıl gerçek küçük ölçeğini saklayarak politika izlemekteyse Türkiye’de büyük ölçeğini saklayarak, öne çıkartmayarak, öteleyerek, Libya’da uzakta simüle ettirerek jeo-strateji izlemelidir. Ölçeği, esasen gövdeyi tümden en öne koyan jeo-strateji, akılcı değildir.

Türkiye, Doğu Akdeniz’de savaş yaşanacaksa, bunun öncelikle Libya’da başlatılma ve işletilmesini tercih etmelidir.

Denizcilerimizin çizdiği jeo-stratejimiz çok doğru, pek isabetlidir. Savaşın nihai seyrini karada ve uzakta tayin ettirmek, maliyetlerini ana-kara ve denizden uzakta, kazançlarını politik ve diplomatik süreçte teşkil ettirmek, akıl, tecrübe ve ihtiyatlılığının ürünüdür.

Bunun için aynı Suriye’deki gibi ABD modalitesinde eşanlı Rusya onaylı Libya hava saha güvenliği üretilmelidir. Suriye’de hava güvenliği Rusya modalitesinde ABD eşanlı onaylıdır. Libya Türkiye’nin Doğu Akdeniz hesaplaşmasının mekânsal kontrol yeri, etkileri sınırlı ve denetimli kılınmış simülasyon ortamıdır.

Bu öncelik ve aslında avantaj yitirilmemelidir.

Yunanistan nasıl gerçek küçük ölçeğini saklayarak politika izlemekteyse Türkiye’de büyük ölçeğini saklayarak, öne çıkartmayarak, öteleyerek, Libya’da uzakta simüle ettirerek jeo-strateji izlemelidir. Ölçeği, esasen gövdeyi tümden en öne koyan jeo-strateji, akılcı değildir.

SAVAŞ ORTAMI DOĞU AKDENİZ’DE DEĞİL LİBYA’DA OLMALIDIR

Doğu Akdeniz’de askerî çatışma riski var ama bu riskin gerçek hak/çıkarlarla alakası yoktur. Fransa ve Mısır, olmayan Yunanistan hakları için savaşı göze alacaklar mı? Göreceğiz. Türkiye’nin hakları için savaşacağı kesin. Savaşılacaksa bunun; yeri, zamanı ve kuvveti yani stratejinin üç bileşeninin de Türkiye’ce set edildiği yerde olmalı. Aklın da yeri, zamanı ve kuvveti, belirsiz hale getirilmiş Doğu Akdeniz’de değil savaş ortamı simüle edilmiş Libya’dadır.

Gelmekte olan zaten gelecektir. “Yarın”, yaşanacağı kesin olmasa da emin olunan, hayatın bu varsayıma göre kurulduğu zaman zeminidir.

Muhakkak savaş gerektirmekteyse “yarın”, yer/zaman ve kuvvetin şekillendirilmesinde imkân da varsa, akıl, bunu kaçırmamalıdır.

Daha önemlisi, Libya’da mevcut zemin ve öncelik heder edilememeli, ezdirtilmemelidir. İdlib nasıl Sinsi Firak tuzağıysa, 1922’den beri yaşatılmamış geriletilmeye yol açmışsa, Libya’da simüle savaşı heder ettirmek, Doğu Akdeniz düzeydeki ölçeğe sıçrattırmak, aynıdır.

Libya, İdlib’de karacılarımız Şubat-Mart’ta olumsuz seyirdeyken denizcilerimizin Mart-Nisan-Mayıs’ta ustalıkla yürüttüğü, ülkemiz jeostratejisinde düzelttiği ve diğer sahalar üstündeki baskıyı hafifletmek suretiyle güçlendirdiği parametredendi.

Haziran’da “karada” Sirte-Cufra tıkanıklığı, üstüne Temmuz’da hâlâ cevaplanmamış ve kimin yaptığı hâlâ kesinleştirilememiş Al-Watiyya vurukluğu, ülke jeo-stratejisini Doğu Akdeniz şeklinde denetimsiz ölçek sıçramasıyla bütünüyle çuvala doldurtmamalıdır. Al-Watiyya’da faili bilemeyen bulamayan, Doğu Akdeniz’de ya nice bulacaktır?

Türkiye ve TSK, tek uçaklık bombalamayla istikamet farklılaştıran, daha önemlisi sıçrama ölçüsünde ölçek değiştiren uçarı akıllı ülkeden değildir.

Doğu Akdeniz’de askerî çatışma riski var ama bu riskin gerçek hak/ çıkarlarla alakası yoktur. Fransa ve Mısır, olmayan Yunanistan hakları için savaşı göze alacaklar mı? Göreceğiz. Türkiye’nin hakları için savaşacağı kesin. Savaşılacaksa bunun; yeri, zamanı ve kuvveti yani stratejinin üç bileşeninin de Türkiye’ce set edildiği yerde olmalı. Aklın da yeri, zamanı ve kuvveti, belirsiz hale getirilmiş Doğu Akdeniz’de değil savaş ortamı simüle edilmiş Libya’dadır.

 

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close