Otonom Silah Sistemleri ve Uluslararası İnsancıl Hukuk - M5 Dergi
Kapak

Otonom Silah Sistemleri ve Uluslararası İnsancıl Hukuk

Abone Ol 

Yapay Zekâ İle Donatılmış Modern Silahlar

Otonom Silah Sistemleri ve Uluslararası İnsancıl Hukuk

Yerleştirildikten sonra insan girdisi olmadan çalışan, operasyon yeterliliği konuşlandırma öncesinde belirli bilgilerin programlanmasına bağlı olan insan tarafından denetlenen otonom sistemler, robotların eylemlerini geçersiz kılabilecek bir insan operatörünün gözetiminde hedefleri seçebilen ve uygulayabilen sistemlerdir. Otonom silah sistemleri ise ihtiyari karar alma kapasitesine sahiptir. Bir nesneye veya bir kişiye angaje olmak için özellikle programlanmamıştır. Böylece otonom silah sistemleri bağımsız olarak bir insan operatörünün müdahalesini gerektirmeden değişen koşullara tepki verme yeteneğine sahiptir.

“Yeni bir tür silahlanma yarışı devam ediyor ve bunun sonucu gezegenimizi şekillendirecek. Bu yarış iki ülke arasında değil. Bu yarış yavaş yavaş değişen hukuksal ve kurumsal normlarımızın “kaplumbağası” ile silah endüstrisindeki hızlı teknolojik değişimin “tavşanı” arasındadır (Kane, 2013).”

Birleşmiş Milletler (BM) eski Silahsızlanma İşleri Yüksek Temsilcisi Angela Kane’nin 2013 yılındaki silah teknolojilerinin önlenemez yükselişi karşısındaki bu tutumu günümüz tartışmalarının odak noktasını oluşturmaktadır. Öte yandan yapay zeka ve giderek komplike bir hal alan algoritmalar, toplumsal değişimleri tetiklemektedir. Gelişen teknolojiler, her zaman askeri stratejinin merkezi olmuştur. Ortaya çıkan yenilikler ise savaşların denklemini değiştirmiştir (Singer, 2015: 56-57). Bu anlamıyla teknoloji, modern silahlı çatışmaların dönüştürülmesinde en büyük rolü oynamıştır. Nitekim 11 Eylül 2001 terörist saldırılarının ardından medya ve halk tarafından insansız hava araçları olarak tanımlanan yarı otonom silah sistemlerinin mevcudiyetinde ve kullanımında dramatik bir gelişme gözlemlenmiştir. Bu dramatik gelişmenin son hali ise “otonom silah sistemleri (autonomous weapon systems)”dir.

Barut ve nükleer silahların keşfinden sonra savaşlarda üçüncü devrim olarak ortaya çıkan otonom silah sistemlerinin literatürde farklı kullanımları –ölümcül otonom silah sistemleri, robot silahlar, ölümcül otonom robotlar, katil robotlar ve silahlı insansız sistemler gibi- mevcuttur. Otonom silah sistemlerine ilişkin her bir kullanımın kendine münhasır özellikleri ve işlevleri olduğunu iddia eden Jean Baptiste J. Vilmer, bu durumun kavramın semantik belirsizliğinden, spekülatif doğasından ve otonomi kavramından kaynaklandığını ileri sürmektedir (Vilmer, 2015).

OTONOM SİLAH SİSTEMLERİNİN TANIMI

Günümüzde otonom silah sistemlerinin tanımına ilişkin bir uzlaşma söz konusu değildir. Bu bağlamda farklı tanımlamalara bakmak gerekirse: Amerikan Savunma Bakanlığı; bir kere aktive edildikten sonra, herhangi bir insan operatörünün müdahalesi olmaksızın hedefleri seçip ve bunlara angaje olabilen sistemler olarak tanımlamaktadır (US Department of Defence, 2012: 13). Michael A. Gutlein; askeri bir görevi tamamen kendi başına ya da sınırlı bir insan katkısıyla gerçekleştiren savaş araç ve gereçleri olarak resmetmektedir (Gutlein, 2005: 2). Thomas Bradan ise insan girdisi veya rehberliği olmadan, saldırıları başlatma ve yürütme yeteneğine sahip bir silah teknolojisi olarak ifade etmektedir (Bradan, 2014: 237). Ortak bir tanımın kabul edilmemesini Egeland, i) kavramın zayıf temellere sahip olması – otonomi ve robot gibi kavramların kabul edilen ortak bir tanımının olmaması-, ii) kavramla kastedilmek istenin belirsiz olması ve iii) kısıtlayıcı bir tanımın ortaya çıkmasının önlemesi gibi gerekçelere dayandırmaktadır (Egeland, 2016: 92-93).

Devamı M5 Dergisi Şubat 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close