Küresel Ölçekte Uzay Çalışmaları ve Türkiye
Uzay çalışmalarındaki gelişmişlik seviyesi, salt devletlerin ilgili bütçe kalemlerini arttırmasından ibaret olmayıp; aynı zamanda bu çalışmaların hız kazanabilmesi ve kesintisiz sürdürülebilirliği açısından siyasi irade ve bürokratik mekanizmasının işlevselliğine bağlıdır. Nitekim söz konusu finansman ve siyasi irade konusunda tutarlı olan devletlerin, bugün uzay teknolojilerinin öncüleri arasında yer aldıkları görülmektedir.
1957 yılında “Sputnik-1” uydusunun uzaya fırlatılmasıyla beraber Sovyetler Birliği, insanoğlunun uzaydaki ilk faaliyetlerinin öncüsü olmuştur. Rusça’da “yoldaş” anlamına gelen Sputnik-1, düzenli aralıklarla dünyaya sinyal göndermekle görevlendirilmiştir. Yalnızca bir top büyüklüğünde olan bu yapay uydu, 1958 yılında ABD’de Milli Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın kurulmasıyla birlikte ABD ve Sovyetler Birliği arasında cereyan edecek bir uzay yarışının başlamasına yol açmıştır. Ancak müteakip süreçte bu yarış, sadece iki ülkeyle sınırlı kalmamış; küresel ölçekte birçok ülkenin dâhil olduğu ve olmaya devam ettiği bir yarışa dönüşmüştür. Nitekim uzay, ABD ve Sovyetleri Birliği’nin yanı sıra gerekli teknoloji edinimini kazanan muhtelif ülkelerin müdahil olduğu büyük bir rekabet alanına evirilmiştir. Diğer taraftan uzay alanında faaliyet gösteren ülkelerin sayılarının artarak çeşitlilik göstermesi ve dahası uzay sistemlerini oluşturan teknolojilerin ziyadesiyle maliyetli olması; ülkelerin teknoloji transferinin yanı sıra ekonomik, politik ve stratejik düzeylerde işbirliğine yönelmelerini sağlamıştır.
Günümüzde uzaya yönelik ilgi ve katılım, dünya genelinde gittikçe artmaktadır. Bu bağlamda iletişim, yayın, savunma, dünya gözlemi, astronomi, uzay keşifleri ve son zamanlarda doğal kaynak arayışı ve uzay seyahati için uzay tabanlı çeşitli sistemlerin geliştirilmesine dönük çalışmalarda hızlı şekilde ilerleme kaydedilmektedir. Örneğin iletişim uyduları, uzay teknolojisinin ilk uygulamalarından birisi olup, uluslararası iletişim ağının en kritik ögeleri arasındadır. Bu alanda kaydedilen gelişmeyi yansıtması itibarıyla, 1983 yılında dahi dünya üzerinde yaklaşık 150 ülkenin, çeşitli amaçlar için toplamda 225’ten fazla iletişim uydusu kullanıyor olması dikkat çekicidir. Oysa günümüzde bu rakam her yıl katlanarak artmakta;1983 yılına dek toplam sayı, neredeyse yıl bazında yörüngeye yerleştirilen uydu sayısına tekabül etmektedir. Örneğin 2017 yılında rekor bir düzeye ulaşarak 453, 2018’de ise 204 adet cisim uzaya fırlatılmıştır. Burada belirtmek gerekir ki, söz konusu 453 adet nesnenin ekseriyetini nano yahut küp uydular olarak bilinen ve gözlem ile iletişim maksatlı kullanılan “CubeSat” teşkil etmiştir. Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA)’nin verilerine göre, tarihte şu ana kadar uzaya toplam 8.126 cisim fırlatılmış olup; bunların %22’sinden fazlası son 8 yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Bu oran, hem teknolojik gelişmeler hem de uzaya yönelik ilginin (bilhassa start-up şirketleri vasıtasıyla) artmasıyla yakından ilişkilidir. Yine UNOOSA verilerine referansla, hâlihazırda 81 ülke uzaya uydu fırlatmış (her ne kadar bunların bazıları enstitüler veyahut Avrupa Uzay Ajansı gibi kurumlar aracılığıyla gönderilmiş olsa da) durumdadır. Bu bağlamda uzayda en fazla uydusu bulunan ülkeler sırasıyla şu şekildedir: ABD (859), Çin (250), Rusya (146), Japonya (72), Hindistan (55) ve İngiltere (52).
UZAYA EN FAZLA BÜTÇE AYIRANLAR
Uzay çalışmalarındaki gelişmişlik seviyesi, salt devletlerin ilgili bütçe kalemlerini arttırmasından ibaret olmayıp; aynı zamanda bu çalışmaların hız kazanabilmesi ve kesintisiz sürdürülebilirliği açısından siyasi irade ve bürokratik mekanizmasının işlevselliğine bağlıdır. Nitekim söz konusu finansman ve siyasi irade konusunda tutarlı olan devletlerin, bugün uzay teknolojilerinin öncüleri arasında yer aldıkları görülmektedir. Örneğin 2018 yılı bütçe raporlarından elde edilen verilere göre uzay çalışmalarına en fazla bütçe ayıran 6 ülkeden ilki; NASA’ya ayırdığı 20,7 milyar dolar bütçe ile uzay çalışmalarında ilk sırada konumlanan ABD’dir.
Devamı M5 Dergisi Ocak 2019 Sayısında…