Libya'da askeri rasyonalitenin muhafazası - M5 Dergi
KapakMakalelerSayı 348 Temmuz 2020

Libya’da askeri rasyonalitenin muhafazası

Abone Ol 

Türkiye, hem ABD-AB, AB-Güney kanadı, ABD-Suud/Körfez’i konsolide ettirme eşiğinde tutmakta hem de elinde Rusya ile işbirliği kozunu tutmaktadır. Bize göre Libya operasyonu, Türkiye’nin jeo-politik denklemi değiştirmede, Türkiye lehine farklılaştırmada tarihî hamlesidir.

Taraflar

Libya meselesinde sahada çekişmenin (ki saflar çok net ve bellidir) bir tarafında Trablus-Serraj Hükümeti, diğer tarafında darbeci Bingazi-Hafter ile Tobruk Meclisi. Sahadaki taraflar bellidir ancak Serraj Hükümeti’nin karşısındaki kuvvetin ardındaki aktörlerde netlik sorunu vardır.

Serraj Hükümeti ardında net ve kararlı biçimde duran Türkiye Cumhuriyeti, Katar ve yeni eklenen ABD’dir. ABD, Hafter’le de temastadır. İtalya Serraj ile temasta, işbirliği açıklık kazanmakta, Hafter’den uzaklaşarak göç-sığınmacı güvencesi ve enerji naklinde kesintisizlik talep etmektedir. Malta’da Türkiye aleyhine kritik bazı işleyiş tasfiyededir. İtalyan askerleri Serraj bölgesinde TSK ile omuz omuza mayın ayıklamış, Türk donanmasını Akdeniz’de tacizden vazgeçmiştir. Türkiye, tek başına kalmış Serraj Hükümeti ardına, kendi kararlı duruş ve sahada gayretiyle ABD ve İtalya’yı ekleyebilmiştir.

Hafter, ardında net ve kararlı biçimde duran BAE, Suud, Mısır ve Yunanistan’dır. Rusya tarafsızım demekte, şeklen böyle hareket etmekte, Libya elçiliğini yine tarafsızlık ilan etmiş Tunus’ta tutmaktadır. Rusya paralı asker ve uçaklarının Libya’da resmen bulunmadığını, sattığını/kiralandıklarını ısrarla vurgulamakta, bu konuda ithamları reddederek BM soruşturmasını kabullenmektedir. Rusya’nın Hafter yanında Serraj ile de kesintisiz görüştüğü, Moskova’da biraraya getirdiği unutulmamalıdır.

Malta’da Türkiye aleyhine kritik bazı işleyiş tasfiyededir. İtalyan askerleri Serraj bölgesinde TSK ile omuz omuza mayın ayıklamış, Türk donanmasını Akdeniz’de tacizden vazgeçmiştir. Türkiye, tek başına kalmış Serraj Hükümeti ardına, kendi kararlı duruş ve sahada gayretiyle ABD ve İtalya’yı ekleyebilmiştir.

Rusya, Libya meselesi ve Akdeniz’de Türk Deniz Kuvvetleri’nin önünü açık tutmaya özenlidir. Bu husus unutulmamalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 2020’nin Ocak ayında Libya’ya konuşlanırken küresel açık mutabakatı Rusya ile tesis etmiş, ABD ile örtük mutabakatsa bilinmemektedir. Neticeten ABD Türkiye’ye “neden Libya’dasın?” dememektedir. Fransa Hafter’in ardında, fakat bunu açıktan söylememektedir. Fransa, Libya’da Rusya ile zıtlaşmayı da reddetmektedir. Fransa, Libya meselesinde Türkiye’yi sınırlama/men temel hedeflemesindedir.

JEO-POLİTİK BOŞLUK VE EŞANLI MÜDAHİLLİKLER

Libya’da jeo-politik boşluk barizdir. Suriye’de jeo-politik boşluk vardı ama bunu doldurmak için ABD-Rusya küresel aktörler bilahare sert tepkimede, ikisi de askeriyle sahadadır. Libya’da ABD ve Rusya hem saha/havada hem de diplomaside kısmen ve dolaylı devrededir. ABD Libya’ya havadan doğrudan ve sınırlı müdahale etmiş, geri çekilmişti. Rusya bunu da yapmamıştır. ABD’nin Haziran’da savaş uçaklarını Libya semalarında (Rusya’nın Hafter’e gönderdiği uçaklara hasmane tavırda) tekrar gösterdiğini ekleyelim.

Jeo-politik tarihine bakıldığında Libya’ya geçici yapılanma ve geçici sahiplenmeler söz konusudur. ABD’nin başka topraklarda ilk dış müdahalesi Osmanlı hâkimiyetinde iken 1805’te Libya’yadır. ABD 1805 müdahalesinde yanında Mısırlılar ve Yunanlılar vardır. ABD için Orta Doğuya ilk müdahale yeri Libya’dır. ABD başka devlet toprağında ilk “savaşını” 1805’te Libya-Derne, Osmanlı’da yaptı. Arap’tan destek gördü, Mısır’dan yürüdü, donanmayla vurdu, ayrı. O gün uyuduk, berdevam. ABD deniz piyadeleri “Montezuma’dan Trablus kumlarına dek” marş/ilahilerini bununla güfteledi.

II. Cihan Harbi’nde Libya’ya İngiltere, Almanya -yani Anglosakson ve Kıta Avrupa- eşanlı ilgisi cariydi. Halen de böyle; bu ilgi Anglosakson-İngiltere’de düşük zira İngiltere zaten Cebelitarık’tadır. Mevcutta Fransa ilgisi dolaylı işleyişte yüksek, Rusya yüksek ilgide, ABD müdahilliğiyle birlikte Kıta Avrupa ve Anglosakson eşanlı ilgisi yine vardır. Peki, Türkiye hangi aks/eksenin içi ya da uzantısında Libya’dadır? Anglosakson mu? Kıta Avrupası mı?

Aynı durum Suud-Körfez ve Mısır için caridir? Bu ülkeler cihetinden de Libya’da kimin ve hangi çıkarın uzantı/ temsilcileri, belli değildir. Suud-Mısır-Körfez-BAE, Libya meselesinde Kıta Avrupası’yla ve Anglo-Sakson’larla ayrışabilmektedir. NATO olarak bakmak hatalı zira burada da Anglosaksonlarla Kıta Avrupalılar kendi içlerinde ayrışmaktadır. NATO’nun Orta Doğu bütününde çatlamasındaki gibi Libya’da da çatlama varittir.

Nitekim Yunan ve İtalyan ardından Fransız gemisinin Türk Deniz Kuvvetleri’ne müdahale girişimleri NATO zemininde reddedilmiştir. Bu üç ülke donanması Türk Donanması önünden çekilmek zorunda kalmıştır. NATO ayrıca Fransa liderliğinde IRINI operasyonuna iştirak talebini hâlâ cevaplamamış, dolaylı reddetmiştir. NATO’nun bu dönüşümünde Haziran’da Türkiye’nin sert diplomasisi, Doğu Avrupa blokajlarını kaldırması, Karadeniz’e ABD’yi sokması gelişmede amildir.

“TÜRKİYE OLMAZ, RUSYA HİÇ OLMAZ” YAKLAŞIMI

13-16 Temmuz’da AB yönetimi, Fransa ve Yunanistan’ın çağrılarıyla T.C.’nin Akdeniz/Libya’da sınırlanma taleplerini cevaplayacaktır. Eurokratlar, Libya meselesinde Türkiye karşısında net politika istemiştir. Fakat Eurokratlar, “Libya Türkiye Cumhuriyeti-TSK’ya bırakılamaz ama Rusya’ya katiyen bırakılamaz” görüşündedirler.

Halen Libya meselesinde hem ABD hem Rusya jeo-politik cihetten aşınan konumdadır ve bunu bilinçli yapmadıklarını düşünmek abestir. Rusya cihetinden Libya çok elverişli kaldıraç olup NATO içinde hem Anglosakson-Kıta Avrupa akslarını hem de NATO ve Avrupa’nın ayrı ayrı Orta Doğu etkileşimini bozabilmektedir.

Rusya için aktör devlet yanına almak kadar belki bundan fazla rakip pakt içinde dayanışmayı hasara uğratmak ve iç etkileşimde maliyet yükseltmek esastır. Rusya’nın Orta Doğu politika merkezinde silah satışları da bulunmakta, hacimli-kalıcı çatışmayı kendisi için sürekli/güvenli gelir.

Libya’da jeo-politik boşluk barizdir. Suriye’de jeo-politik boşluk vardı ama bunu doldurmak için ABD-Rusya küresel aktörler bilahare sert tepkimede, ikisi de askeriyle sahadadır. Libya’da ABD ve Rusya hem saha/havada hem de diplomaside kısmen ve dolaylı devrededir.

kalemi addetmektedir. ABD’de Libya meselesini kaldıraç görmektedir; AB’yi kendine bağlı ve muhtaç kılma, Güney Avrupa’da devlet ve idari kapasitelerin aşınmasından her zamanki gibi medet ummaktadır.

ABD ayrıca Orta Doğunun güç ve kapasitelerini Libya sayesinde konsolide ettirme, Türkiye-Arap alemi etkileşimini yönetme gayretindedir.

Kısaca Rusya ve ABD cihetinden Libya, elde tutulması gereken çok değerli vazgeçilmez koz değil, karşı taraf ya da hedef konumundaki blokları kontrol etmek için kaldıraçtır.

KATİL GÖKYÜZÜ; BİLİNÇLİ VAKUM LİBYA HAVA SAHASI

Suriye’de hava sahası ayrışmış ve nispi güvenilir protokoller caridir. Bu sayede TSK sahadadır. Hava saha ayrışması, bunun netleşme ve işletilmesinde mutabakat olmasa TSK Suriye’de sahada rahat olamazdı. Türkiye, Suriye hava sahasının ayrışma ve işletilmesinde protokoller, bunların takası yoluyla saha denetimi temin edebilmiştir. Türkiye sonra bu protokolleri yine kendi lehine genişletmiştir; kastedilen Barış Pınarı Harekatı (BPH) sahasıdır.

Rusya için aktör devlet yanına almak kadar belki bundan fazla rakip pakt içinde dayanışmayı hasara uğratmak ve iç etkileşimde maliyet yükseltmek esastır. Rusya’nın Orta Doğu politika merkezinde silah satışları da bulunmakta, hacimli-kalıcı çatışmayı kendisi için sürekli/güvenli gelir kalemi addetmektedir

Libya’da bu da yok ve kritik bir parametredir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 2011’de Libya hava sahasını uçuşa kapatmak suretiyle selefi yapılara “yürü”, Kaddafi yönetimine “uçak kullanma, dur” dedi. 1 milyon 760 bin km2 genişlikte ülkede merkezî yönetimin müdahalede tek aparatı olan uçaklara “dur” demek, “yıkıl Libya” demek ile eşdeğer. Yetmedi, Fransa, Kaddafi güçlerini bombaladı. Bize göre varsa bir kötücül küresel akıl, Libya’da vakum şeklinde bir hava sahası teşkil ettirip altına gireni yok etmek istemektedir! Libya hava sahası halen hukuksuz “düzenlemesiz” “mutabakatsız” ve ayrıca herkesin kendince manipülasyonunu yürütmek için can attığı sahadır. Bu yüzden Libya katil gökyüzüne sahiptir. Dünyada Libya’dan daha hukuksuz ve mutabakatsız hava sahası yoktur. Libya ayrıca şu an uçak ve drone mezarlığıdır.

2012-18’de 2.200 kadar uçakla hava saldırısı izlenmiştir. 2013’te 50 kadar, 2014’te 242 kadar, 2015’te 210 kadar uçak saldırısı, 2016’da 1.000, 2017’de 500 üstünde uçakla saldırı, 2018’de 121 saldırı söz konusudur. Kimse Libya’da sivil ölüm ya da saldırılarından mesuliyet yüklenmemiştir! Serraj hükümetinin toplam 68 kadar hava saldırı icra edebildiği iddia edilmektedir. Nakledilen rakamların tamamı sadece yerli aktörlerinkilerdir, diğerleri hariçtir ve 500 kadarına Hafter açıkça “benim uçaklarımın saldırıları” demiştir. 2019-20’de drone saldırısı sayısı 2 binin üstündedir. 20192020 toplamında 2 binin üstünde drone saldırı/harekâtı söz konusudur.

MADARA EDİLEN FRANSIZ GEMİSİNİN GEÇMİŞİ

Libya’da istikrarsızlık iç savaş ve küresel müdahaleye yol açan süreçte hava ve denizden ilk bombalamayı Fransa yapmıştır. 2011-Kasr-Ahmed’de mırıldanılan dualar, Mistrata açığında mayın döşeyen Libyalılar içindi. Nusret niyetine! İngiliz-Fransız yine bir arada, Kaddafi’nin mayın gemilerini habersiz ateşle batırdı. Geminin biri Le Courbet’ydi Gemi; “Croix de la Valeur militaire” ile ödüllendirildi (Askeri Değer Haçı). Le Courbet gemisi koruduğumuz nakliye gemisini taciz eden ve madara edilen gemiydi, hatırlatalım.

BAE ve Mısır resmî olarak Libya’da defaten bombalama yaparak üs vurmuşlardır. Mısır, Şubat 2015’te, Ağustos ve Eylül 2017’de, Mayıs 2018’de Libya’da bombalama yapmıştır. Mısır ayrıca ülke hava saha ve üslerini BAE’ye Libya için tahsis etmektedir. Bundan ayrı Tunus Cerba adasında da BAE havaalanı ve üssü istismarî kullanıma açıktır. Kasım 2016’da Wadi al Shatii’de Fransız bombalaması varittir.

Libya hava sahasının tümden ya da ayrışarak denetimi temin edilmedikçe TSK’nın karada konuşlanma ve Seraj Hükümeti’ni destekleme kabiliyeti baskı altındadır. Türkiye’den büyük hava sahasını Türkiye’den çok uzakta TSK’nın tek başına koruması, güvenli hale getirmesi makul beklentiden değildir. Türkiye Libya sahasını yine küresel aktörleri bir araya getirmek suretiyle ya tümden konsolide ettirmeli ya da ayrıştırmalı ve netleştirmelidir. Türkiye Suriye’de ABD-Rusya hariç; İngiltere/Fransa/İran/Suud’u Suriye’de dışlatabilmiş. Buradaki istisna İsrail’dir. Suriye’de yapılan tarihî askerî-diplomatik performans Libya’da tekrarlanmalıdır.

İngiliz-Fransız yine bir arada, Kaddafi’nin mayın gemilerini habersiz ateşle batırdı. Geminin biri Le Courbet’ydi Gemi; “Croix de la Valeur militaire” ile ödüllendirildi (Askeri Değer Haçı). Le Courbet gemisi koruduğumuz nakliye gemisini taciz eden ve madara edilen gemiydi, hatırlatalım

Bunu asıl ve gecikmeli isteyen ABD ve Rusya’dır. Çünkü hava saha ayrışmasında Libya’da Seraj-Hafter ardındaki aktörler netleşecek, bu netleşme/konsolidasyon Türkiye’nin çok ciddi çıkarınadır. Hava sahasında kimin kimi nasıl kontrol edip mesul tutulacağı da buna bağlıdır. Konsolidasyon sadece askerimizin sahada güvenliği cihetinden değil bölgesel politik/askerî konsolidasyon ederindedir, ekleyelim. Hava saha ayrışma ve netleşmesinde konsolidasyon, ABD’nin TSK, AB-Fransa’nın da zaruri olarak Türkiye hatta Erdoğan arkasında dizilmesi demektir.

Rusya, ya doğuda hava sahasının mesuliyetini üstlenecek, bunun Mısır-Suud-BAE’yi sınırlamak oluşu açıktır, ki Rusya bundan kaçınmakta, Rusya’nın Libya meselesinde Türkiye aleyhine işleyişten caymasını beklemek makuldür. Rusya, ya da elinden geldiği kadar hava saha ayrışma/netleştirmesini geciktirmek suretiyle çatışmayı zamana yaymak, ağırlaştırmak, Orta Doğu’yu ABD/NATO/AB’ye mesafeli kılmak isteyecektir. Rusya’nın 14 kadar uçağı Hafter’e alelacele satış nedeni de budur. Rusya böyle yaptığından Türkiye Rusya’ya ağır etkili tepkimede; gazını almamakta, Karadeniz’e ABD’yi sokmaktadır.

AL-WATİYYA

Gelelim 4-5 Temmuz Al-Watiyya gelişmeleri bağlamında Libya meselesine; Serraj Hükümeti, Türkiye’nin desteği sayesinde Sirte batısına dek denetleyebildiği eski toprakların sınırına yaklaşmıştır.

Türk askerî stratejisi karada seyrek ve teknik konuşlanmak suretiyle, drone ağırlıklı, nispi güvenceli ve maliyetsizdir. Ve fakat bunun için drone uçuşlarımızın derinliğini temin eden kulelerimizin devrede olmaları ve 180-220 km kadar menzilde dronelarımızı desteklemeleri lazımdır ki Bingazi hattını sökelim; bu, Sirte ve Cufra üsleri bizdeyse mümkündür. Yani Sirte ve Cufra alınırsa mevcut başarılı kompakt operasyon tekniğimizi / becerimizi sürdürebilir, diğer evrede başarılı oluruz.

Sirte-Cufra’yı almak, drone ateş gücüyle (SİHA) mümkün değildir. Daha yüksek ateş gücü şart, ki bunlar gemiler ve uçaklardır. Problem buradadır. Bu problemin TSK yoksa ABD tarafından mı aşılacağı net değildir. ABD devreye girebilir ve bu beklenmelidir. Türkiye’nin Al Watiyya üssüne gecikmeli tepkimesinde bu hususta da beklenme gereği açıktır. Çünkü askerî problem, karşımızdaki askerî gücün kırılmasında kullanılacak kapasitenin seçilmesinden ziyade, ileri dönük hava sahası ayrışma ve denetim gereklerinin riske edilememesidir.

Karşı tarafta Wing Loong sayısı Al-Hadim üssünde 6 kadardır ama 32 kadar da Mısır’da mevcuttur. Hoş Çin bunları sürekli satar ama sürdürülebilir değildir. TB-2’lerimiz Çin menşeli SİHA’ları çözmüş, BAE ve Hafter uçak desteği almak zorunda kalmış, 14 Rus uçağı bu nedenle getirilmiştir. Biz de F-16 getirip karşımızdaki uçakları kırabiliriz ama bu Libya’da hava saha güvenliğimizin temini değil sürekli yitimi demektir.

TSK, Libya’ya F-16 getirme modunda değil, o kademe ve seçenek bize hep açıktır ama problemi dronelarla çözme, uçaksız ateş gücüyle ilerleme seçeneği tercih edilmiş, uçaklarla çatışma ve hava saha ayrışmasına uçak çatışmasız giriş tercih edilmiştir. Libya’yı da Suriye gibi tüm dünyanın acil gündemine sokmak, küresel dış politikanın tıkanıklığı haline getirmek Türkiye’nin sakındığı işleyiştendir. Sınırımızdaki problemler ve üstümüzdeki jeo politik yük de bunu gerektirmektedir. Akılcı, temkinli ve sabırlı hareket edildiği açıktır.

Türk askerî stratejisi karada seyrek ve teknik konuşlanmak suretiyle, drone ağırlıklı, nispi güvenceli ve maliyetsizdir. Ve fakat bunun için drone uçuşlarımızın derinliğini temin eden kulelerimizin devrede olmaları ve 180-220 km kadar menzilde dronelarımızı desteklemeleri lazımdır ki Bingazi hattını sökelim; bu, Sirte ve Cufra üsleri bizdeyse mümkündür.

Hava sahası netleşmedikçe karada netlik üretmek güç, maliyetli ve belirsizdir. Elde edilen denklemi sürdürmek de güçtür. Hava sahası denetleme yeteneği TSK cihetinden salt hava savunma sistemlerine indirgenemez. F-16’larımız hava saha savunma sistemimizin belkemiğidir. Bu da Libya için F16 riske etmek demektir ki kritik ve siyasi karardır. Bu şartlarda siyasi karar üretmek sıkıntılı. Zira CIA, Rusya, Fransa vs. Libya’da kimin neyi manipüle edeceği belirsizdir.

ABD elini fazla açmadan, Hafter’le işbirliği ihtimalini kapatmadan, Körfez-Suud’u kırmadan dökmeden hareket etmek istemektedir. TSK’nın Libya hamlesi CENTCOM’u bloke ettiği gibi PENTAGON’u da zorda bırakmıştır. ABD halen EUCOM-CENTCOM-AFRICOM üç küresel komutanlık kesişmesinde TSK ile muhataptır. AB nasıl Fransa-İtalya-Yunanistan’ı kırmadan dökmeden hareket etme telaşesindeyse ABD’de Suud-Körfez’i kırmadan dökmeden hareket etmelidir.

Fakat ABD, Libya’da haklı/meşru/güçlü, en önemlisi kararlı, sahada Rusya ile karşılıklı ve eşleşebilir opsiyondaki Türkiye Cumhuriyeti/TSK ile birlikte yürümek zorundadır. Aslında Suud-Körfez için de Libya’da Rusya’nın askerî varlığı politik ve eko-politik kâbus gibidir. Suud-Körfez buna rağmen önceliği TSK’yı bölgeden çıkartmaya vermektedir. Kademeli davranışlarında Türkiye Cumhuriyeti hasımlığı acildir!

Türkiye, hem ABD-AB, AB-Güney kanadı, ABD-Suud/Körfez’i konsolide ettirme eşiğinde tutmakta hem de elinde Rusya ile işbirliği kozunu tutmaktadır. Bize göre Libya operasyonu, Türkiye’nin jeo-politik denklemi değiştirmede, Türkiye lehine farklılaştırmada tarihî hamlesidir. Libya sayesinde Türkiye, Irak’tan sonra Suriye hamleleriyle muhatap edildiği küresel, Katar hamlesiyle bölgesel güçlerin karşıt/ frenleme/sınırlama/geriletme hamlelerini bloke etmiştir.

 

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close