SİHA’ların ne denli başarılı olduğunu anlamak için önce İdlib’in durumuna bakılması önem arz etmektedir. TSK’nın üstün koordinasyon ile yaptığı operasyonun başarısı ancak öyle an-laşılabilecektir. İdlib’de çok ciddi bir hava savunma, uçak ve elektronik harp tehdidi bulun-maktadır. Rusya’nın Hmeymim üssüne konuşlandırdığı en üst katmandan en alta sırasıyla: S-400 – S-200VE Vega – Buk M2E – S-125 Pechora-2M – Osa-AKM – Pantsir-S1 hava savunma sistemleri ile oluşturduğu çok katmanlı bir hava savunma sistemi bulunmaktadır.
İdlib’de Suriye Rejimi ve onu sahada aktif destekleyen İran ve Rusya ile birlikte, kendisine muhalif kim varsa sorgusuz sualsiz öldürmekte, kadın, çocuk, yaşlı milyonlarca insanı Türkiye’ye itmeye çalışmaktadır. Zaten 4 milyona yakın mülteci kabul etmiş Türkiye Cumhuriyeti de haklı olarak böyle bir sistematik asimilasyona karşı çıkarak sahada askeri anlamda varlık göstermeye çalışmaktadır. Yüksek sayılarda zırhlı araç, asker ve ekipman sevkiyatı yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Milli Savunma Bakanlığı 27 Şubat 2020 tarihinde İdlib’de Suriye Rejimi ’ne karşı “Bahar Kalkanı” ismi verilen bir operasyonun başlatıldığını duyurdu. Operasyon isminin deklare edilmesi 34 askerimizin hain bir saldırıda şehit verilmesinden sonra geldi ve Milli Savunma Bakanlığı, rejime misliyle karşılık verileceğini açıkladı. Operasyonun açıklanmasından sonra gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı medyanın ve uzmanların ilgisini, merakını ve yer yer hayranlığını da çeken SİHA’lar tarafından çekilmiş operasyon videoları yayınlanmaya başladı.
TSK’DAKİ SİHA MEVCUDİYETİ
TSK, irili ufaklı İHA’lara 1990’ların ortalarından itibaren sahip olmaya başlamıştır. Daha sonra bu İHA’ların terörle mücadelede verdiği katkının büyüklüğü anlaşılınca öncelikle Amerika’nın kapısı çalınarak SİHA talebinde bulunmuş olsa da bu istek bir türlü kongrenin onayından geçememiştir. Daha sonra İsrail’den düşük miktarda HERON alınarak kullanılmaya başlanmıştır. Fakat Mavi Marmara olayı ve Filistin’deki durumdan ötürü İsrail ile gerilen politikalar sebebiyle HERON’ların verdiği katkı sınırlı kalmış, verimli şekilde kullanılamamıştır.
Bu sırada yurtiçinde TAI, Baykar ve Vestel firmaları S/İHA geliştirme yolunda ciddi ilerlemeler kaydetmekteydi. Bunun neticesinde bu firmalarımızın geliştirdiği SİHA’lar TSK’nın envanterine ciddi oranda girdi. Bugün 150’den fazla taktik ve MALE sınıfında S/İHA’lar, TSK’ya hizmet vermektedir. Başarılı SİHA geliştirmeleri ile birlikte mühimmat anlamında da Roketsan ve TÜBİTAK SAGE çok çeşitli, etkin SİHA mühimmatları geliştirmiş ve entegre edilmiştir. Bu gelişmeler TSK’nın terörle mücadele operasyonlarını direk olarak etki etmiştir. Suriye’de ve Kuzey Irak’ta son 3-4 yıldır yapılan operasyonlar, TSK’ya ciddi anlamda S/İHA destekli, nokta operasyonu yapma deneyimi kazandırmıştır. Özellikle nokta operasyon anlamında TSK Sincar bölgesinde birçok operasyonlar yapmış, PKK terör örgütü içerisinde sözde yüksek rütbeye sahip teröristleri etkisiz hale getirmiştir.
İDLIB’DEKİ DURUM
Operasyonu detaylı şekilde anlatmaya başlamadan önce İdlib’in durumuna bakılması önem arz etmektedir. TSK’nın üstün koordinasyon ile yaptığı operasyonun başarısı ancak öyle anlaşılabilecektir. İdlib’de çok ciddi bir hava savunma, uçak ve elektronik harp tehdidi bulunmaktadır. Rusya’nın Hmeymim üssüne konuşlandırdığı en üst katmandan en alta sırasıyla: S-400 – S-200VE Vega – Buk M2E – S-125 Pechora-2M – Osa-AKM – Pantsir-S1 hava savunma sistemleri ile oluşturduğu çok katmanlı bir hava savunma sistemi bulunmaktadır. Ayrıca Suriye kıyısında hava savunma kabiliyeti bulunan savaş gemileri de konuşlandırmıştır. Elektronik harp sistemi olarak ise açık kaynaklara göre Krasukha – 4 üsse gönderilmiştir. Bunların dışında Ruslar savaş uçakları ile ağır bombardıman ve CAP görevleri de yapmaktadır. Diğer tehdit olarak rejimin de Buk, Pantsir hava savunma sistemleri ve az sayıda CAP ve bombardıman görevi yapacak uçağı vardır. Açık kaynaklara düşmese de İran’a, desteklediği gruplara ait de sahada muhtemel olabileceğini düşündüğüm başka hava savunma sistemleri de bulunabilir. Böyle bir ortamda, Orta Doğu’da askeri teknoloji anlamında Amerika’nın da büyük desteği ile ciddi bir seviyeye gelen İsrail dahi; bombalama görevi için gönderilen bir jetini Suriye hava savunma saldırısında kaybetmiştir. Bu olaydan sonra da gene bir İsrail jeti HSS (Hava Savunma Sistemi) saldırısından son anda kurtulmuş fakat bu olayda bir Rus uçağı düşmüştür. Görüldüğü üzere Rus HSS’leri bir aksiyona girişmese de rejimin belli seviyede bir HSS gücü bulunmaktadır. İsrail ancak dolanan mühimmatları ve Lübnan veya Golan tepeleri üzerinden fırlattığı seyir füzeleri ve güdümlü füzeler ile bombalamalar yapmaya devam etmektedir. Bir diğer konu ise İdlib’e TSK ciddi bir miktarda asker, zırhlı araç ve tank konuşlandırmıştır fakat uzun menzilde, yüksek irtifada uçan savaş uçaklarını bombalamaktan alıkoyacak, vurabilecek bir hava savunma sistemimizin olmayışıdır. Üstüne üstlük Rusya da bizim hava taarruz ve yakın hava desteği vasıtalarımızın İdlib’e geçişine ve görev icra etmesine izin vermemektedir. Hava üstünlüğü olmadan savaşmak dünya üzerindeki bütün ordular için çok zordur ve maalesef verdiğimiz şehitlerin büyük bir kısmı hava saldırıları neticesinde verilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Şubat günü Ak Parti Grup Toplantısı’nda, İdlib’deki en büyük sorunun hava sahasının kapalı olmasını göstermiş ve sorunun aşılacağını dile getirmiştir. Hava savunma sistemlerinin olmayışının yanında İdlib’deki askerlerimizin balistik füze, roket, top ve havan gibi sistemlere karşı koyacak sistemleri bulunmamaktadır. Böyle bir ortamda TSK, çoğunlukla T-155 Fırtına obüs, ÇNRA ve havan atışları ile askerlerimize karşı yapılan taciz atışlarına karşılık vermeye çalışıyordu. Buna rağmen rejim ve destekçileri İdlib’de toprak ele geçirmeye ve askerlerimize saldırmaya devam ediyordu. Böyle bir ortamda 27 Şubat günü hepimizi derinden üzen ve yaralayan saldırı haberini duyduk. Onlarca askerimiz, yapılan hava saldırıları sonucunda şehit ve gazi olmuşlardı.
TSK, İdlib’e ciddi bir miktarda asker, zırhlı araç ve tank konuşlandırmıştır fakat uzun menzilde, yüksek irtifada uçan savaş uçaklarını bombalamaktan alıkoyacak, vurabilecek bir hava savunma sistemimizin olmayışıdır. Üstüne üstlük Rusya da bizim hava taarruz ve yakın hava desteği vasıtalarımızın İdlib’e geçişine ve görev icra etmesine izin vermemektedir. Hava üstünlüğü olmadan savaşmak dünya üzerindeki bütün ordular için çok zordur ve maalesef verdiğimiz şehitlerin büyük bir kısmı hava saldırıları neticesinde verilmiştir
KOORDİNE SİHA OPERASYONU
27 Şubat günü askerlerimizin şehit olduğu haberinin gelmesinden sonra Milli Savunma Bakanlığı çok sayıda SİHA operasyon videoları yayınladı. Bu videoların ortak özellikleri koordine bir şekilde olmaları ve yüksek hassasiyet ile rejime ait her türlü unsuru çok etkili bir şekilde vurmalarıydı.
Devamı M5 Dergisi Mart 2020 Sayısında…