Nikkei Asia Analiz: "Yükselen İddialı Türkiye, ABD İçin Zorluklar Yaratıyor" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Nikkei Asia Analiz: “Yükselen İddialı Türkiye, ABD İçin Zorluklar Yaratıyor”

Abone Ol 

“Türk İHA’ları, ister doğrudan Ankara tarafından kullanılsın ister müttefiklere tedarik edilsin, son bölgesel çatışmaların sonucunu değiştirdi ve dünya çapındaki askeri uzmanların dikkatini çekti. Bu uzmanlardan bazıları, bu yeni savaşı  Askeri Alanda Devrim’in açılış aşaması olarak nitelendiriyor.”

 Nikkei Asia’da yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

“Erdoğan, geçtiğimiz günlerde iktidar partisi milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, ülkenin artan bölgesel etkisini belirtti şunları söyledi:

“Türkiye artık vatanının bütünlüğü, milletin birliği ve devletin bekası için sorunların kaynağına yönelik herhangi bir tehdidi, kaynağında ortadan kaldırma gücüne, iradesine ve kararlılığına sahip. Türkiye’nin güvenliği artık sınırlarımızda değil, tehditlerin olduğu her yerde başlıyor. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik çıkarlarına yönelik gerçek veya olası herhangi bir tehdidi sınırlarımıza ulaşmadan bertaraf etmek için gerekli adımları atıyoruz.”

Türkiye’nin yeni askeri ağırlığı ve bunu kullanma isteği Washington’da endişeleri artırdı ve birçok Kongre üyesi Başkan Joe Biden’ı Ankara’nın eylemlerini durdurmaya çağırdı.

Ankara’nın tahminine göre, Suriye’de Türk insansız hava araçları saldırıları iki jet, iki insansız hava aracı, sekiz helikopter, 135 tank ve 10 hava savunma sistemini imha etti, 2.557 kişinin ölümüne veya ciddi şekilde yaralanmasına neden oldu.

Jeopolitik danışman ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın siyasi planlama ekibinin eski üyesi Richard Outzen, 2020’yi “Türk gücünün projeksiyonu için çok önemli bir yıl” olarak nitelendiriyor. Geçen yıl Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü tarafından yayınlanan “Teklifler, insansız hava araçları ve Türk gücünün projeksiyonunda yeni dönem” başlıklı yeni bir raporda Türk silahlı kuvvetlerinin dahil olduğu dört büyük denizaşırı askeri harekatı anlatıldı.

Güney Kafkasya’da karayla çevrili bir bölge olan Dağlık Karabağ’da Türk destekli Azerbaycan kuvvetleri, 190 ana muharebe tankı, 100 zırhlı personel taşıyıcı ve piyade savaş aracının yanı sıra düzinelerce hava savunma sistemini imha ederek 4.000’den fazla insanı öldürdü. Benzer yıkıcı hasarlar Libya ve Kuzey Irak’ta da görüldü.

Outzen, “Erişim, araçlar, entegrasyon, deneyim ve iradenin birleşimi olarak Türkiye; çevresi boyunca ve yakınında jeopolitik veto anlamına gelen bir uygulama yaptı” ifadelerini kullanıyor.

Türkiye’nin; Davutoğlu’nun Başbakanlık döneminde Avrupa Birliği’ne katılma girişimleri devam ettiği sıralarda İran, Suriye ve İsrail ile sorunlara diplomatik çözümler aradığı “komşularla sıfır sorun” politikasından ayrıldığını görünüyor.

2000’li yıllarda Türkiye her şeyi diyalog yoluyla desteklediği bir dış politikanın çevresinde çözebileceğine inanıyordu. Fakat bu sorunlar çözülmedi ve daha da kötüye gitti. Bu dönemden sonra Türk dış politikasında köklü bir değişim, köklü bir atmosfer değişikliği oldu. Erdoğan’ın gücünü pekiştirmesi ile birleşen bu değişiklik, ABD Kongresi’nin birçok üyesini kesin olarak Erdoğan karşıtı bir kampa yerleştirdi.

Demokrat ve komite başkanı Senatör Robert Menendez, Erdoğan’ın Dağlık Karabağ ihtilafında Azerbaycan’a askeri destek sağlamasına itiraz etti ve Türkiye’yi Azerbaycan’ın yanında savaşmak için Suriye’den paralı askerlerin geçişini kolaylaştırmakla suçladı.

Komitenin kıdemli Cumhuriyetçisi Senatörü James Risch ise Türkiye’nin bir NATO müttefiki olarak hareket etmediğini söyledi. Buna kanıt olarak da Ankara’nın Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almasını gösterdi. Fakat Washington, Türkiye’yi F-35 savaş programından atarak Türkiye’yi drone geliştirme sürecini hızlandırmaya teşvik etti.

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland; “NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye ile ortaklığımız, bölgedeki gücümüzü göstermemize ve NATO’nun doğu ve güney kanatlarını savunmamıza izin veriyor.” dedi.

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Türkiye’nin Kabil havaalanındaki güvenliği yönetme teklifini de memnuniyetle karşıladı. 

Nuland kararı; “Afganistan’da güçlü bir diplomatik varlığını sürdürmeye devam etmek isteyen hepimiz için son derece memnuniyet verici ve kesinlikle hayati” olarak nitelendirdi. 

Outzen; “Türkiye çevresindeki bölgede – Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar ve hatta Orta Asya – büyük bir güç olarak görülüyor. Çünkü sert güç kullanma konusunda kanıtlanmış bir yeteneği var” ifadelerini kullandı. 

Outzen, ABD dış politikası için can alıcı sorunun, daha güçlü bir Türkiye’nin ampirik gerçekliğinin bir tehdit mi yoksa bir fırsat olarak mı görüleceği olduğunu söyledi.

Kongre, Türkiye’nin davranışlarını düzeltmek için “zorlayıcı diplomasi” izlemek isterken Outzen; “Böyle bir yol yaratıcı ve karşılıklı olarak faydalı bir çözüme eşlik etmediğinde neredeyse her zaman başarısız olur. Türklerle daha fazla işbirliği ve daha fazla kazan-kazan durumu aramazsak başarısız olacağız.” ifadelerini kullandı. ”

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close