Analiz: Rusya’nın uzayda nükleer silah kullanmasının sonuçları ne olabilir?

Rusya’nın nükleer uydusavar silahı kullanma ihtimali, ABD istihbaratında paniğe neden oldu. Böyle bir ihtimal, Amerika Birleşik Devletleri ve genel olarak insanlık için çok büyük sonuçlara yol açabilir.

ABD Kongre üyesi Mike Turner’ın Rusya’nın uzayda nükleer silah kullanabileceğine ilişkin uyarısının ABD’de yol açtığı kargaşanın ardından Beyaz Saray devreye girerek açıklama yapmak zorunda kaldı.

ABD Ulusal güvenlik iletişim danışmanı John Kirby bir brifing sırasında bu konuya açıklık getirdi.

Kirby, Rusya tarafından bir “anti-uydu silahı” olarak nitelendirmek dışında tehdidin tam niteliğini belirtmekten kaçındı. Gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen Kirby, bunun bir nükleer bomba mı yoksa nükleer enerji santraliyle çalışan bir uzay aracı mı olduğu da dahil olmak üzere daha fazla ayrıntı vermeyi reddetti.

Uydu karşıtı bir silah olarak nükleer enerji santraline sahip bir uzay aracının bilinen tek Rus konsepti Ekipazh, diğer adıyla Zevs adlı projedir.

Düşman uyduların yörüngelerini değiştirmek için nükleer motor kullanan bir uzay aracıdır. Nükleer itici güç, geleneksel motorlar için imkansız olan yörünge parametrelerinde düzenli ve aktif değişiklikler yapılmasını sağlıyor.

Yani bu, Rusya’nın önceki uzay programlarına kıyasla teknolojide önemli bir sıçrama olarak kabul ediliyor.

Uyduları yok ettiği bilinen ve pratikte denenmiş bir başka teknoloji de uzayda nükleer patlamadır. Bu tür silahların testleri 1960’larda hem SSCB’de hem de ABD’de gerçekleştirilmiştir. Özellikle de 1961-1962 yıllarında gerçekleştirilen K Operasyonu ve Starfish Prime deneyleri bu konuda öne plan projelerdir.

Bu testlerin maksimum etkisi, Amerika’nın 450 km yükseklikte 1.45 megaton (TNT eşdeğeri) patlayıcı güce sahip bir nükleer yükü patlatmasıyla örneklenmiştir.

Patlamadan sonra oluşan radyasyon, Dünya’nın yörüngesindeki 24 uydudan sekizini devre dışı bırakmıştır. Bu olay anında gerçekleşmedi, ancak uydular düzenli olarak radyasyon alanından geçerken elektronik aksamları arızalandı.

Dünya’dan gözlemlenen etkiler arasında ise aurora borealis, elektrik kesintileri ve radyo iletişiminde aksamalar yer alıyordu.

Gelinen noktada Rusya’nın yörüngede bir nükleer bomba patlatması, çalışmayan uyduların sayısında hızlı bir artışa yol açabilir. 1962’de gezegendeki tüm uyduların üçte biri devre dışı bırakılmıştı. Ancak o zamanlar sadece sekiz uydu vardı. Günümüzde ise, 8.300’den fazlası alçak yörüngede, yani yerden 500 ila 1.000 km uzaklıkta olmak üzere 9.000’den fazla operasyonel uydu bulunmaktadır.

Bu kadar çok sayıda uzay aracının arızalanması Kessler Sendromunu tetikleme tehdidi yaratmaktadır.

Kessler Sendromu; uzay araçları ve enkazların çarpışmasının birbirine basamaklı bir şekilde çarpması ile daha fazla enkazın ortaya çıkmasına neden olması ve Dünya’nın yörüngesinin yoğun kirlilik nedeniyle kullanılamaz hale gelene kadar devam ettiği varsayımsal bir senaryodur.

Rusya böyle bir adım atabilir mi?

Belki de.Moskova’nın zaman zaman Batı uydularının Rusya için “meşru hedef” olduğunu ilan ettiği düşünüldüğünde, bu kesinlikle sürpriz olmayacaktır.

Bu tür açıklamalar özellikle Ekim 2022’de BM Genel Kurulu kürsüsünden Rus sözcü tarafından yapılmıştı. Kremlin’in bundan kazanacağı şey, diğer ulusların, özellikle de ülkenin savunma yeteneklerinin temel taşlarından biri olarak navigasyon, iletişim ve keşif uydularına büyük ölçüde güvenen ABD’nin teknolojik üstünlüğünün azaltılmasıdır.

Tüm Amerikan hassas güdümlü silahlarının kullanımını mümkün kılan GPS uydularından, kıtalararası balistik füze fırlatmalarını tespit eden özel uydulara ve radar izleme projelerine kadar çok sayıda unsur devre dışı kalabilir.

Söz konusu olan şey, tüm insanlık için kozmik çağın onlarca, hatta yüzlerce yıl boyunca kesintiye uğraması anlamına gelebilir.

Diğer yandan; uzayda bir nükleer bir patlama daha büyük bir nükleer saldırının öncüsü olarak algılanabilir.

2022 yılında Rus Silahlı Kuvvetleri Elektronik Harp Birlikleri Başkanı Korgeneral Yuriy Lastochkin, elektronik harp uydularından oluşan bir ağ kurma planlarını açıkladı. Ancak 2023 yılı boyunca Rusya, altısı Uluslararası Uzay İstasyonu’na hizmet için olmak üzere sadece 19 mütevazı uzay fırlatması gerçekleştirdi ve açıkladığı bu hedef ile ilgili bir çalışma yapmadı.

Kaynak: M5