‘Türk Kaplanı’nın taliplileri artıyor
Endonezya’nın ihtiyaçları için Türkiye’de tasarlanan ve geliştirilen Kaplan MT (Harimau) orta ağırlık sınıfı tankın seri üretimi başlıyor. Tank için yeni ihracat olanaklarına yönelik görüşmeler de sürdürülüyor.
FNSS Üst Yöneticisi Nail Kurt, AA muhabirine, Endonezya’nın savunma sanayisindeki devlet kuruluşu PT Pindad firması ile Endonezya Kara Kuvvetleri için geliştirdikleri Kaplan tankı projesine ilişkin bilgi verdi.
Geçen yılın son günü itibarıyla 18 aracın seri üretiminin nihai sözleşmeye bağlandığını bildiren Kurt, Kaplan tankının seri üretiminin başladığını söyledi. Kurt, bir prototipin yıl sonuna doğru teslim edileceğini, kalan siparişin de büyük ölçüde 2021’de teslimatlarıyla tamamlanacağını belirtti.
Kurt, “Endonezya’dan beklentimiz, projenin tüm hızıyla devam etmesi. Bütçe çalışmaları kapsamında bu yıl içinde ve önümüzdeki yıl ilave siparişlerin alınmasını bekliyoruz.” dedi.
Kaplan tankının çok kullanışlı bir ürün olduğuna işaret eden Kurt, çalışmalar sonunda ortaya zırhlı birliklerin kullanabileceği, gerektiğinde piyadeyle birlikte rahatlıkla hareket edilebilen, ana muharebe tankından daha hafif ve maliyet etkin ama vuruş gücü neredeyse ana muharebe tankına eş değer bir ürün ortaya çıktığını dile getirdi.
Kurt, tankın bu özellikleriyle bugünün asimetrik savaş ortamında birçok ülkenin dikkatini çektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Ana muharebe tankının konuşlandırılması, operasyonel maliyeti çok fazla. Karşınızda ona denk bir güç yoksa fazla oluyor. Kaplan, vurucu gücü, zırh koruması, hareket ve harekat imkanı yüksek ama operasyon maliyeti görece düşük bir ürün. Dolayısıyla çok fazla dikkati çekiyor. ABD’nin 1970’lerde başlatıp, 1980’lerde ortaya çıkartıp, 1990’larda test ettiği böyle bir konsept de var. Sonradan vazgeçilmişti, 4-5 yıldır tekrar ciddi anlamda gündemde. Uzak Doğu’da enteresan şekilde çok fazla gündemde. Endonezya’da böyle bir ihtiyaç ortaya çıktığında ve bunu hükümetler arası bir şemsiye anlaşma altında oradaki ortak firmayla geliştirmeyi kabul ettiğimizde tüm bu verileri dikkate aldık. Bunun sadece Endonezya’ya yönelik değil, zamanı geldiğinde hem Türkiye’ye hem dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir ürün olabileceğini düşündük. Yaptığımız yatırımların arkasında tek bir ülke yok. İlk öncelik Endonezya’ydı. Endonezya kendi tanımlarını, ihtiyaçlarını ortaya çıkardı, ona göre ürün yapıldı. Bu tamamıyla FNSS yaklaşımıdır, terzi usulü her ülkenin kendi ihtiyaçları ürüne adapte edilebilir. Dolayısıyla bu ürün baz alınarak başka ülkelerin ihtiyaçları da hemen değerlendirildi. Çok sayıda ülke bununla ilgileniyor. Bizim açımızdan da sürpriz oldu.”
– Yeni ihracat için karar aşaması
Projenin aynı zamanda bir teknoloji transferi olduğuna dikkati çeken Kurt, proje kapsamında Endonezya’ya lisans verdiklerini ve belirli ülkelerin ihtiyaçlarına yönelik söz hakkının ortaklarında olacağını söyledi.
Kurt, halihazırda tankla ilgilenen ülkelerin ana anlaşma kapsamında Endonezya’nın alanında olduğunu ve kendilerine destek verdiklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“2 ülkede daha ciddi ihtiyaç var. Bir tanesi karar aşamasına yaklaşmış durumda. Testler de yapıldı. Bunlardan biri gerçekleşirse 2 dost ülkenin ortak geliştirmesi bir ürünün üçüncü bir ülkeye ihracatının örneğini göreceğiz. Türkiye için de güzel bir örnek olacak. Diğer dost ülkelerle bunu daha da öteye taşımak olası. Ülkelerin ilk maliyetleri tekrar tekrar üstlenmesine gerek yok. Birbirlerine kısıtlayıcı olmayacak, birbirlerini destekleyecek, ilk maliyetleri paylaşacak şekilde 2-3 ülkenin ortaklaşa ürün geliştirmesi çok akılcı bir yaklaşım.”