Libya’ya uygulanan silah ambargosu 1 sene daha uzatıldı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Libya’ya uygulanan silah ambargosu kararını bir yıl daha uzattı. Yine aynı kapsamda silah ambargosunu ihlal ettiği şüphelenilen gemilerin incelenme yetkisi genişletildi.
Libya’nın BM Daimi Temsilcisi es-Sünni, Hafter güçlerinden kurtarılan Tarhuna kentinde bulunan cesetler için BM’den soruşturma talep etti.
Birleşmiş Milletlerin internet sitesinden yapılan açıklamada, BMGK’nin video konferans üzerinden gerçekleştirdiği toplantıda, Libya’ya yönelik silah ambargosunun 1 yıl daha uzatılmasına oy birliğiyle karar verildiği ifade edildi.
Açıklamada, 2526 sayılı kararın, BM’ye üye devletlere Libya açıklarında şüpheli görülen gemilere geniş kapsamlı arama yetkisi verdiği de vurgulandı.
BM’ye Soruşturma Talebi
Libya’nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Daimi Temsilcisi Tahir es-Sünni, darbeci Halife Hafter’e bağlı güçlerden kurtarılan Tarhuna kentinde bir hastanede bulunan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 106 cesede ilişkin BM’den soruşturma talep etti.
Tahir es-Sünni resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Hafter güçlerinden kurtarılan Tarhuna kentindeki bir hastanede “Aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı bazıları başlarından vurularak infaz edilmiş 106 cesede” ilişkin BM Libya Destek Misyonu’nun acil bir soruşturma başlatmasını talep ettiklerini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın Ortak Açıklamaları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlemişti. Konuya ilişkin paylaşılan basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın açıklamalarına yer verildi.
Türkiye’nin önceliğinin bir an önce Libya’nın istikrara kavuşması olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevcut krizin başından bu yana her vesileyle söylediğimiz gibi çözüm ancak Birleşmiş Milletler himayesinde ve Libyalıların öncülüğünde yürütülecek bir siyasi süreçte tesis edilebilir. Serrac ve hükümeti darbeci Hafter ve çetelerinin işledikleri insanlık ve savaş suçlarına rağmen bu konuda her zaman müspet bir tutum takınmıştır. Altını çizerek söylüyorum, Darbeci Hafter ifadesini kullanıyorum. Bunu boşuna kullanmıyorum. Hafter yakın zamanda Libya Siyasi Anlaşması’nı reddedip, ülke yönetimini üstlendiğini açıklayarak gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Tabi Hafter’i bir kenara koymak mümkün değil gibi bir anlayışla yaklaşım gösteren ne yazık ki devlet başkanları veya devlet temsilcileri de var. Onlara tekrar hatırlatıyoruz. Hiçbir zaman Libya halkının sorunlarıyla ilgilenmeyen ve Libya’nın geleceğini sürekli tehdit altında tutan bir kişinin bu konuda masaya oturacak bir temsili kabiliyeti de olamaz. Bu kişi ve ona askeri, mali, siyasi destek sağlayanlar, barışın önündeki en büyük engeldir. Darbeci Hafter’i destekleyerek Libya’yı kan ve gözyaşına boğanları elbette tarih yargılayacaktır.”
Erdoğan, meşru müdafaa hakkını kullanan Milli Mutabakat Hükümeti’nin son dönemde kazandığı başarıları takdirle takip ettiklerini söyledi.
Görüşmede, Libyalıların günlük hayatını olumsuz etkileyen ablukanın kaldırılması gerekliliğini de ele aldıklarının altını çizen Erdoğan, petrol ihracatının sürmesi ve ülkenin ekonomik, mali kurumlarına dışarıdan yapılan müdahalelerin sona erdirilmesi konusunda Serrac ile hemfikir olduklarını dile getirdi.
“Petrolün hukuk dışı yollarla satışına izin verilmemelidir”
Erdoğan, darbeci Hafter’in Libya halkının hakkı olan petrolü, daha fazla silah almak ve lejyoner toplamak için kaçak yollardan satma girişimlerini de yakından izlediklerini vurguladı.
Bu durumun engellenmesi için uluslararası ve bölgesel tüm aktörlere, gereken adımları atmaları yönünde çağrısını tekrarlayan Erdoğan, “Libya’nın ve tüm Libyalıların refahı için kullanılması gereken petrolün darbeciler tarafından hukuk dışı yollarla satışına izin verilmemelidir. Yine bugün Serrac ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair imzaladığımız mutabakat muhtırası temelinde yeni iş birlikleri geliştirmeyi de kararlaştırdık. Bu çerçevede Doğu Akdeniz’deki doğal zenginliklerden faydalanmak üzere arama ve sondaj dahil iş birliğimizi ilerletmeyi hedefliyoruz. Ayrıca Libya topraklarındaki iş birliğimizi veya iş birliği alanlarımızı da genişletme hususunda görüş birliğine vardık.” ifadelerini kullandı.
IRINI Operasyonu
EUNAVFOR MED IRINI, Fransız fırkateyn Jean Bart ve Lüksemburg’un 4 Mayıs 2020’de katkıda bulunduğu bir deniz devriye uçağı ile denizde faaliyete başladı.
Operasyona İtalya, Yunanistan, Fransa, Almanya, Polonya, ve Lüksemburg dahil olmak üzere altı ülke aktif olarak katılıyor.
Kaynak: Defenceturk