“Tarihteki En Etkili 10 Askeri Birlik”

Ölümsüzler, Ahameniş İmparatorluğu döneminde kurulan özel bir ordu. Spartalıları anlatan meşhur ‘300 Spartans’ filmindeki Pers askerleri oluyor kendileri… Zorlu Thermopylae Savaşı’na nokta koyan 10 bin kişilik özel bir birlik. Zırh kullanmamışlar ve düşmanlarını korkutup psikolojik olarak çökerttikten sonra ölümcül saldırılara başvurmuşlar.

Büyük İskender’in Asya’nın geniş topraklarındaki fetih başarısı genellikle liderlik ve generallik kabiliyetine atfedilir. Bu bir dereceye kadar doğru olsa da Teselya Krallığı’nı fethettiklerinde onların seçkin süvarilerini de aldıkları bir gerçek..

Philip’in eğitimli ordusundan da askerlerin bulunduğu bu özel birlik, Büyük İskender yönetimindeki Makedonya’nın güçlü Pers ordusuna ve Asya’daki düşmanlarına üstünlük sağlamasında büyük rol oynadı.

Farklı kültürler arasındaki alışverişler sonucu Ortaçağ Avrupası’ndaki teknolojik bir uyanış yaşandı. Ordu ve askeri düzende modern gelişmeler yapıldı. Özellikle Tatar yayları, kullanım kolaylığı ve güçlü zırhları delme özelliği sayesinde Cenovalılar (Cenevizliler) tarafından kullanılmaya başlandı.

Cenevizli askerler bu meşhur oklarını çapraz ateş şeklinde kullandıklarında yenilmez oluyorlardı. Roma İmparatorluğu’na karşı Papa yanlısı isyancılara destek verip imparatorluk ordusunu yağmaladıklarında ise sonları geldi. İmparator, yakalanan tüm Cenevizli okçuların parmaklarını kesti.

Vikinglerin ortaya çıkışı, İngiliz tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Vikingler kuzeyde imparatorluklarını inşa edip zengin olduktan sonra, gözlerini batıya, yani İngiliz kıyılarına yönelttiler.

Normandiya fethinden önce Huskarl denen İskandinav özel muhafızları, kralların kişisel korumasıydı. Danimarka kralı Canute (Cnut), İngiltere’yi fethederken Avrupa’nın en ürkütücü savaşçıları Huskarl’lardı. Askerler sadece savaşmak için eğitilmiş ve kimsesi olmayan kölelerden oluşuyordu. İngiltere’nin fethinden sonra özel muhafız anlayışı Anglosaksonlar arasında da yayıldı.

Makedon Ordusu’nun bir bölümün oluşturan Gümüş Kalkanlılar, Büyük İskender’in oluşturduğu seçkin ve özel bir ekipti. Önceden hispasitler olarak adlandırılan bu topluluk, Büyük İskender Hindistan’ı aldıktan sonra adlarını Argyraspides olarak değiştirdi.

Özel yapım gümüş kalkanları sayesinde bu adı alan ekip, İskender’in ölümünden sonra Komutan Evmenis’in güçlerine katıldı. Yaşları 60 civarında olmasına rağmen askeri becerileri ve deneyimleri sayesinde saygı gördüler.

Katalonya bir zamanlar İspanya’dan ayrı bir güçtü. Almogavarlar da Katalonya’dan gelen ve İberya civarında terör estiren baltalı dağ eşkıyalarıydı. Bölgedeki yerlilerden seçilen Almogavarlar, genellikle geceleri saldırıyordu.

Bir dönem Bizans İmparatorluğu tarafından parayla tutulmuş ve Konstantinopolis (İstanbul) saldırılarında etkin rol oynamışlardı.

Tuskegee Havacıları (Tuskegee Airmen), ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda sahip olduğu özel bir pilotlar topluluğuydu. Tamamı Afro-Amerikan siyahilerden oluşan birim, Roosevelt’in ırkçı generalleri karşısına alması pahasına kurulmuştu. İsimlerini ise Alabama’daki Tuskegee Üniversitesi’nden aldı.

Savaş boyunca birçok görevi başarıyla yerine getiren ekip, 261 Alman uçağını imha etti, ABD uçaklarına eskortluk ederek koruma sağladı ve bombardımanlarda yer aldı. Bu performanslarıyla ABD’de önemli bir askeri ödül olan Distinguished Flying Cross’tan (Seçkin Uçuş Haçı) 150 adet kazandılar.

Orijinal isimleri ‘Caroleans’ olan birlik, İsveç Kralı 11’inci Charles’ı ve ondan sonra  gelen oğlunu korumak için özel olarak eğitilmişti. İsveç’in o dönemlerde Avrupa’nın her yanına yayılan müthiş bir imparatorluk olduğu biliniyor.

Karoliner birliğindeki askerler süngü, mızrak ve meç denen ince, sivri bir kılıç kullanıyordu. Kral Charles’ı korumak haricinde adlarını en çok duyurdukları savaş, 2. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde sayıları dört katı olan Rus askerlerini darmadağın ettikleri Narva Muharebesi’dir. Fakat onlar da tıpkı Almanlar gibi kışın Rusya’ya doğru ilerleme hatasına düşmüş ve sonunda Ruslara kaybetmişlerdir.

Sonraları Rodos Şövalyeleri ve Malta Şövalyeleri anılacak olan bu şövalyeler tarikatı, 1070 yılında Blessed Gerard (Kutsal Gerard) tarafından kuruldu ve Gerard, Başefendi olarak anıldı.

Kuruluş amaçları, Aziz Yuhanna Kilisesi yakınındaki bir dini tarikatın hasta hacıları tedavi etmek istemesiydi. Bir yardım derneği olarak kurulan bu oluşum, Haçlıların Kudüs’ü fethetmesinin ardından  çalışmalarına bambaşka bir şekilde devam etti. Gittikçe zenginleştikleri için zamanla hastalar haricinde Haçlı Ordusu’na da yardım etmeye başladılar ve savaşlarda etkin rol oynadılar. Silah olarak genellikle mızrak, topuz ve gürz kullandılar.

Ömrü en uzun süren askeri birliklerden biridir. 1450-1850 yılları arasında şimdiki İsviçre’nin köy ve kasabalarından yetişen gençlerden seçilmiş ve Avrupa’daki birçok orduda para karşılığı askerlik hizmeti vermişlerdir.

İsviçre, savaşlarda yer almayan, tarafsız ve barışsever bir ülke olarak biliniyor. Fakat aslında onlara saldırmayı düşünen ülkeler hep geri adım attı. Mızrak kullanımında çok üstün yeteneklere sahip İsviçre mızraklı askerleri hep efsanevi ve korkutucu olarak bilindi. Papa’nın korumalığını da yapan bu mızraklılar, en büyük şöhretlerini Avusturya Hanedanı ya da Habsburg Hanedanı olarak bilinen ve yüzyıllarca hüküm sürmüş hanedanı yenerek elde ettiler.

Avrupa’nın en iyi ağır piyadeleri olarak nam saldılar ve dönemlerindeki birçok ülke, Reislaufer’i parayla tuttu. Ağır toplar, kılıç, gürz, teber gibi birçok piyade savaş aletini kullandılar fakat asıl ustalıkları her zaman mızrak oldu.