Çin, Orta Doğu'da Sessiz Sedasız ABD’yi Yok Ediyor (Çeviri / Analiz) - M5 Dergi
Öne ÇıkanSavunma Haberleri

Çin, Orta Doğu’da Sessiz Sedasız ABD’yi Yok Ediyor (Çeviri / Analiz)

Abone Ol 
Çin, gürültü patırtı çıkarmadan Ortadoğu’daki büyük ülkelerle güçlü siyasi ve ticari ilişkileri olan tek dış güç haline geldi ve son 12 yıldır bölgeden kopan ABD’yi geride bıraktı.

Foreign Policy’de Eyck Freymann imzası ile yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Amerika’nın Orta Doğu’daki zayıflayan girişimleri bölgedeki ülkeleri yeni müttefikler aramaya ve birbirleriyle daha şiddetli bir rekabete sevk etmektedir.  Ancak Pekin’in Orta Doğu ile ilişkilerini derinleştirmesi ABD için endişe verici görünüyor. Ayrıca ABD’nin askeri gücü, ortaklıkları ve ticari ilişkileri için de uzun vadeli riskler oluşturuyor.

Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın yönetiminin 2011’de “Asya’ya odaklandığını” açıklamasından kısa bir süre sonra Çin’in Orta Doğu ile ilişkileri için yeni bir stratejik konsept aramaya başlamıştı. Pek çok Çinli dış politika uzmanı, Orta Doğu’daki Kuşak ve Yol Girişimi gibi yüksek profilli bir Çin projesine ters etki edebilecek riskler konusunda çok endişelendiği belirtiliyordu. Fakat durum hiç de öyle olmadı.

Çin, ülkenin ekonomik gücünden siyasi çıkar için de yararlanmanın önemini gördü, ancak bölgedeki karışık ulusal ve mezhepsel rekabet ağına düşmekten de korkuyor. Tarihe baktığımızda, böyle bir sonuçtan kaçınmanın kolay bir iş olmadığını görülüyor. Bu yüzden Pekin, Ortadoğu’daki ilerlemesini ve anlaşmalarını mümkün olduğunca ilgi odağı dışında tutmaya çalışıyor.

Aslında bu strateji Çin’in neden Orta Doğu’daki Kuşak ve Yol projesiyle diğer bölgelerden farklı şekilde ilgilendiğini açıklıyor.

Çin; Afrika, Orta Asya, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika’da pazarlıklarını sık sık medyanın gözü önünde, kırmızı halıda fotoğraf çekimleriyle duyurur. Pekin, bunun aksine Orta Doğu’da anlaşmalarını olabildiğince manşetlerden uzak tutmaya çalışıyor. ve bunu büyük ölçüde de başarıyor.

Orta Doğu ülkeleriyle İngilizce, Çince veya yerel dillerde imzalanan Kuşak ve Yol anlaşmalarının çoğu tamamı asla yayımlanıyor. Örneğin, 400 milyar dolar değerindeki İran’la kapsamlı stratejik ortaklığı bile ancak sızıntı nedeniyle kamuoyuna duyuruldu.

Çin’in hedefinin Orta Doğu’ya tam anlamı ile dahil olmadan nüfuz elde etmek. Ve uzmanlar tarafından özellikle Kuşak ve Yol projesinin işleyişi bu stratejinin mükemmel bir şekilde başarıya ulaşacağını vurgulanıyor.

Uzmanlar tarafından; bu girişimi destekleyen ve bir şekilde onunla ortaklık yapmayı taahhüt eden ülkelerin arasında Mısır, İran, Irak, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, BAE ve hatta İsrail’in olduğu belirtilerek, bunun tek başına Washington için tehlike çanlarının çaldığı anlamına geldiği uyarısında bulunuluyor.

Çünkü bu adını verdiğimiz ülkeler neredeyse hiçbir konuda anlaşamazken, Çin ile daha yakın ilişki kurma isteği konusunda hemfikirler.

Çin, küçük bir diplomatik bedel ödüyor

Çin’in ülkesindeki Müslüman azınlıklara [Uygur Türkleri] yönelik insan haklarını ihlal etmesi karşılığında Orta Doğu’da yalnızca küçük bir diplomatik bedel ödediği ortada.  Çin bu meseleden dolayı ABD tarafından uyarılar ve son olarak yaptırımlarla karşı karşıya kalsada ekonomik bir bedel ödemiyor. Diplomatik anlamda ise neredeyse yok denilebilecek kadar küçük bedeller ödüyor.

Şüphesiz Pekin’in faaliyetleri, ABD tarafından dikkate alınmayı ve yanıt verilmeyi hak ediyor. Çünkü Pekin’in faaliyetleri ABD’nin bölgedeki birçok çıkarını ve etkin güç olma misyonunun dolaylı olarak etkiliyor.

ABD’nin, Çin’in “jeopolitik totaliter” bir blok kurmasını önlemesi çok önemli. Örneğin Irak, Lübnan ve başka yerlerde Washington’a düşman olan Şii gruplara destek vermek veya otoriter teknik araçların ihracatçısı olmak gibi…

Türkiye’ye karşı olan S-400 tavrı aslında bölge ülkelerine bir uyarı niteliği taşıyor

Rusya’nın S-400 sistemlerini satın alması nedeni ile Türkiye’ye yaptırım uygulanması ve Çin’den silah veya gözetleme kabiliyeti elde eden diğer ülkelere uygulanacak politika önemi düşünüldüğünden de daha önemli.

Washington, Orta Doğu’daki mevcut durumu korumak için ‘aşırılık yanlısı’ gruplarla savaşmak ve bölgedeki özgür denizciliği korumak için büyük meblağlar harcarken, esas olarak Pekin’in çıkarları için çalışıyor.

Çin, istikrarlı petrol fiyatlarından yararlanıyor ve bu düzeni sürdürmek istiyor.

Amerika’nın uzun vadede sadece bölgesel güvenlikle yetinmemesi gerektiği artık ortada. Çünkü Çin Orta Doğu’da gözlerden uzak bir şekilde ABD’yi geride bırakıyor…

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close