Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa’nın güvenliği için “nükleer caydırıcılık” konusundaki stratejik tartışmaları yeniden başlatma önerisi, Polonya tarafından olumlu karşılandı.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, 6 Mart’ta Brüksel’de yaptığı açıklamada, Fransa’nın bu konudaki açıklamalarını “çok umut verici” olarak değerlendirdi. “Nükleer şemsiye, Rusya’ya karşı bize çok büyük bir avantaj sağlayabilir. Her zaman olduğu gibi önemli olan ayrıntılar ancak Fransa’nın bu konudaki açıklığı gerçekten önemli bir gelişme,” dedi.
Macron, 5 Mart’ta yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, “Rusya, Fransa ve Avrupa için yıllarca sürecek bir tehdit haline gelmiştir,” ifadelerini kullanmış ve “Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaşın küresel bir çatışmaya dönüştüğünü” belirtmişti. Macron, Avrupa’nın güvenliği için Fransa’nın nükleer caydırıcılık kapasitesinin diğer Avrupa ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesini tartışmaya açık olduğunu vurguladı.
Fransa’nın nükleer koruma teklifi
Cumhurbaşkanı Macron, 2020 yılında Fransız nükleer caydırıcılığının Avrupa güvenliği içindeki rolüne ilişkin bir stratejik diyalog başlatma çağrısında bulunmuş ancak bu teklif, özellikle eski Doğu Bloku ülkeleri tarafından temkinli bir şekilde karşılanmıştı. Ancak, Ukrayna’daki savaş sonrası değişen güvenlik dinamikleri nedeniyle bu teklif yeniden gündeme geldi.
Almanya’da şansölye olmaya hazırlanan Friedrich Merz, ABD’nin NATO’daki rolü ve “nükleer şemsiye” konusundaki belirsizliklerden dolayı Avrupa’nın alternatif caydırıcı mekanizmalar geliştirmesi gerektiğini savunuyor. Macron’un son açıklamaları, özellikle Avrupa’nın doğusunda güvenliğe dair endişeleri olan ülkeler tarafından dikkatle izleniyor.
Polonya’nın NATO kapsamındaki nükleer talebi
Polonya daha önce, ABD’nin NATO çerçevesinde nükleer silahlarını ülkesine konuşlandırmasını talep etmişti. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, 2023 yılında yaptığı açıklamada, “Eğer müttefiklerimiz, NATO’nun nükleer paylaşım programı kapsamında ülkemize nükleer silah yerleştirme kararı alırsa, biz buna hazırız,” ifadelerini kullanmıştı.
Duda, Rusya’nın Kaliningrad bölgesini giderek daha fazla militarize ettiğini ve Belarus’a nükleer silah transfer ettiğini belirterek, NATO’nun doğu kanadının güçlendirilmesi gerektiğini savunmuştu.
Avrupa’nın Silahlanma Yarışı ve Gelecek Planları
Brüksel’deki toplantıda Tusk, Avrupa Birliği’nin Rusya’nın başlattığı “silahlanma yarışına” yanıt vermesi gerektiğini söyledi. “Rusya bu yarışı kaybedecek, tıpkı Sovyetler Birliği’nin Soğuk Savaş sırasında kaybettiği gibi,” diyen Tusk, askeri gücün artırılmasının, daha büyük çaplı bir çatışmayı önlemenin en etkili yolu olduğunu vurguladı.
Rusya’nın 2030 yılına kadar 300 bin ek asker, 3 bin tank ve 300 savaş uçağıyla ordusunu güçlendirmeyi planladığını belirten Macron, “Bu şartlar altında kim, Rusya’nın sadece Ukrayna’da duracağını düşünebilir?” diyerek Avrupa’nın güvenlik politikalarında köklü değişimlere gitmesi gerektiğini ifade etti.
Kaynak: M5
