Komşuları, Türkiye için şans mı şanssızlık mı? - M5 Dergi
MakalelerÖne ÇıkanSayı 350 Eylül 2020

Komşuları, Türkiye için şans mı şanssızlık mı?

Abone Ol 

Diğer ülkelere kıyaslandığında Türkiye’nin komşularının ekonomilerinin zengin olmadığı görülür. Doğal olarak bu ülkelerin ithalatları düşüktür. Türkiye’nin, komşu ülkelerin toplam ithalatları içindeki payı artsa bile toplam ihracatında arzulanan artış sağlanamayacaktır. Bu yüzden komşularının toplam ithalatı içindeki payını en az yüzde 10 seviyesine çıkarmalıdır. Ancak 2023 ve 2053 hedeflerine ulaşabilmek için komşular haricindeki ticaret pazarlarına da açılmalı, AB üyesi ülkeler dışında Afrika, Asya ve Güney Amerika pazarlarına da açılmalıdır.

2000’li yıllarda birkaç sene haricinde Türkiye’nin ihracatının istikrarlı biçimde artış kaydettiği görülmektedir. 2002 yılında 36 milyar$ olan ihracat 2019 yılında 171 milyar$ seviyesine çıkmıştır. Elbette Covid 19 krizinin diğer ülkelerin olduğu gibi Türkiye’nin 2020 yılı ihracatını olumsuz etkileyebileceğini de bir not olarak ekleyelim ki mart, nisan ve mayıs aylarında ihracatımız 2019 yılına göre düşüş göstermiştir. Haziran ayında ise ihracatımızın 2019 Haziran ayına göre artış kaydettiği görülmektedir.

2019 yılında Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler sırasıyla Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Irak ve ABD. 2018 yılında da sıralama aynı idi. 2017 yılında Irak üçüncü, ABD dördüncü ve İtalya beşinci sırada idi. 2014 yılından itibaren tabloya baktığımızda sıralama değişse bile ilk beşe giren ülkelerde önemli bir değişiklik gözükmemektedir. Sadece 2014 yılında Fransa’nın beşinci sırada olduğunu görüyoruz. Bu tabloda ilk beş sırada Irak dışında komşu ülkelerin bulunmaması dikkat çekmektedir. Oysa Dünya’da uluslararası ticaretin büyük çoğunluğu komşu ülkeler arasında gerçekleşir. Komşu ülkelere olan ihracatımızın istenen seviyede olmamasının komşu ülkelerin düşük gelirli olması, iç karışıklıklar yaşamaları, aramızdaki siyasi anlaşmazlıklar gibi farklı nedenleri bulunmaktadır.

Türkiye’nin ihracatında birinci sırayı Almanya almaktadır. Almanya’nın ithalatının %1’i bile Türkiye’nin ihracatından kaynaklanmamaktadır. Türkiye’nin ihracatının fazla olmasının nedeni daha çok Almanya’nın zengin ve 1,8 trilyon$ ithalat yapan ülke olmasından kaynaklanmaktadır. Bu oranın sadece %2 olması durumunda dahi Türkiye’nin ihra catında 20 milyar$ civarında artış olacağı görülmektedir.

İhracatımızda ilk beş arasına giren Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve ABD’nin milli geliri yüksek ülkeler olduğu görülüyor. Dünya Bankası verilerine göre Almanya (3.845.630.030.000$), Birleşik Krallık (2.827.113.180.000$), İtalya (2.001.244.390.000$), ABD (21.374.418.880.000$) ile Dünya’nın en büyük ekonomileri olduğu görülüyor. Bir ülkenin ithalatı, gelirine göre belirlenir. Yani zengin bireyleri olan ülkede doğal olarak tüketim de çok olur ve tüketim artarsa ithalat ta artar. Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve ABD’ne olan Türkiye ihracatının daha çok bu ülkelerin gelirlerinin yüksekliğinden kaynaklandığı görülüyor.

Türkiye’nin ihracatını incelerken Tablo 1 bize yardımcı olacaktır. Tablo 1’de Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ilk beş ülke (Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Irak, ABD) ile komşu ülkeler yer alıyor. Bu ülkelerin toplam ithalatı ile bu ithalatın ne kadarının Türkiye’nin ihracatından kaynaklandığı da tabloda görülmektedir. Yani bir nevi Türkiye’nin Pazar payı yer almaktadır. Bu tablodan yararlanarak tek tek ülke bazlı inceleme yapmak mümkün olabilir.

Türkiye’nin ihracatında birinci sırayı Almanya almaktadır. 2007 ve sonrasındaki dönemde Türkiye’nin Almanya’ya ihracatının 10 milyar$ ve üzerinde olduğu (2009 yılı 9.8 milyar$ hariç) görülüyor. 2014 yılı ve sonrasında ise Türkiye’nin Almanya’ya ihracatı 13 ile 16 milyar$ arasında gerçekleşmektedir. Buna karşın Türkiye’nin Almanya’ya karşı ithalatının daha yüksek olduğu yani dış ticarette açık verildiği görülmektedir. Makine ve parçaları sektöründe endüstri içi ticaretin de yüksek olduğu izlenmektedir. Tablodan görüldüğü gibi Almanya’nın ithalatının %1’i bile Türkiye’nin ihracatından kaynaklanmamaktadır. Yani Türkiye’nin ihracatının fazla olmasının nedeni daha çok Almanya’nın zengin ve 1.8 trilyon$ ithalat yapan ülke olmasından kaynaklanmaktadır. Bu oranın sadece %2 olması durumunda dahi Türkiye’nin ihracatında 20 milyar$ civarında artış olacağı görülmektedir.

İkinci sırada yer alan Birleşik Krallık’a olan ihracatımız 2014 yılından itibaren 9.6 ile 11.6 milyar$ arasında seyretmektedir. 2009 yılında ihracatımızın sadece 5.9 milyar$ olduğunu dikkate alırsak hızlı bir yükseliş göze çarpmaktadır. Avrupa Birliği’nden çıkması Türkiye ve Birleşik Krallık arasında serbest ticaret anlaşmasını da gündeme taşımıştır. Bileşik Krallık’ın ithalatının sadece %1.17’lik bir kısmının Türkiye ihracatından kaynaklanması Almanya için yaptığımız yorumun benzerini yapabilmemize imkân vermektedir. Yani Almanya ve Birleşik Krallık ile olan ekonomik ilişkilerimiz çok yakın değildir ama bu ülkelerin yüksek ithalat rakamlarından dolayı ihracatımızda önemli yer tutmaktadırlar. Ancak AB’den çıkış yapmaları Türk firmaları için bir fırsat oluşturabilir. Zira muhtemeldir ki AB üyesi ülkeler, Birleşik Krallık pazarındaki paylarını kaybedecekler ve bu payın bir kısmını Türk firmalarının alması imkânı bulunmaktadır. Bu arada Birleşik Krallık ile dış ticaretimizde fazla verdiğimizi de bir not olarak ekleyelim.

Üçüncü sırada bulunan İtalya’ya ise son yıllarda ihracatımızın yükseldiği görülüyor. İtalya’ya 2015 yılında 6,9; 2016 yılında 7,6; 2017 yılında 8,5 ve 2018 yılında 9,5 ve 2019 yılında 9,3 milyar$ ihracat gerçekleştirildi. İtalya’nın toplam ithalatında Türkiye’nin payı %1.47 yani Almanya ve Birleşik Krallık’a nazaran daha yüksek. Mavi vatanımızı dikkate alırsak komşu sayılabileceğimiz bir ülke… Son yıllarda yüksek kamu borcu ile gündeme gelen İtalya’nın krize girmesi ise Türkiye ihracatı için bir tehdit oluşturuyor. Otomotiv endüstrisinde endüstri içi ticaret göze çarpıyor. Yani Türkiye, İtalya’ya otomobil ve aksamı satarken İtalya’dan da otomobil ve aksamı satın alıyor.

Komşu ülkeler arasında olup Türkiye ihracatında ilk beşe giren tek ülke Irak’tır. 2014 yılından beri Irak ile olan ihracatımı 7,6 ile 10 milyar Dolar arasında seyrediyor. Irak’ın yaptığı toplam ithalatın %10.36 civarı Türkiye’den kaynaklanıyor ki bu kötü bir oran değil. Ancak Irak’ın 2019’da yaptığı toplam ithalat sadece 86 milyar$ civarında.

Beşinci sırada yer alan ABD’ne olan ihracatımız 2016 yılında 6.6 milyar$ iken 2017 yılında aniden 8.6 milyar$ seviyesine çıkıyor. Sonraki yıllarda da 8 milyar$ ve üzerinde seyretmeye devam ediyor. Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’nin toplam ithalatından Türkiye’nin aldığı pay sadece %0.32. ABD’ne ithalat yapan ülkeler arasında Türkiye 33. sırada yer alıyor.

Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve ABD’ne olan ihracatımızın yüksek olmasının nedeninin bu ekonomilerin çok yüksek miktarda ithalat yapmasından kaynaklandığı görülüyor. Türkiye, bu ülkelerin yaptıkları ithalattan %1 veya daha aşağısı pay alsa dahi kendisi için önemli ihracat tutarlarına ulaşmaktadır

Komşu ülkeler arasında olup Türkiye ihracatında ilk beşe giren tek ülke Irak’tır. 2014 yılından beri Irak ile olan ihracatımı 7,6 ile 10 milyar Dolar arasında seyrediyor. Irak’ın yaptığı toplam ithalatın %10.36 civarı Türkiye’den kaynaklanıyor ki bu kötü bir oran değil. Ancak Irak’ın 2019’da yaptığı toplam ithalat sadece 86 milyar$ civarında. Bu oran ABD’nin ithalatının 29’da biri; Almanya’nın 21’de biri; Birle şik Krallık’ın 10’da biri ve İtalya’nın 7’de biri kadardır. Irak pazarında %10 civarında payımız var ama Irak ekonomisinin zayıflığı, fazla ithalat yapmaması toplam ihracatımızın daha fazla ilerlemesini durdurmaktadır. Öte yandan Irak’a en fazla değerli taş, plastik ve türevleri, mobilya, unlu mamuller ihracatı gerçekleştirdiğimiz de görülüyor. Oysa Türkiye’nin en büyük ihracat kalemleri otomotiv, kazan ve makineler ve demir-çelik ürünleridir. Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve ABD’ne yaptığımız ihracatın da büyük bölümü otomotiv, makine ve kazanlardan oluşmaktadır.

Suriye’ye olan ihracatımız ise 1,2 milyar$ ile sınırlıdır. Suriye’nin 2019 yılı ithalat miktarı Dünya Bankası verilerinde bulunmamaktadır. Ancak 2007 yılında toplam ithalatının 15 milyar$ seviyesinde olduğu bilinmektedir. Esad rejiminin değişmesinin Türkiye’ye sadece sınır güvenliği ve siyasal açıdan faydası bulunmayacaktır. Ayrıca ekonomik faydaları da bulunacaktır. Suriye’de Türkiye’ye düşmanca bakmayan bir rejimin iktidara gelip istikrarı sağlaması Suriye’de milli gelir ve ithalatın artmasını, Türkiye’nin de ihracatının artmasını sağlayacaktır. Trademap verilerine göre unlu mamuller, hayvansal ve bitkisel yağlar, gıda endüstrisi ürünleri Türkiye’nin Suriye’ye en büyük ihracat kalemleri olarak göze çarpmaktadır.

Bir diğer komşumuz İran’a ise ihracatımız 2.3 milyar$ seviyesindedir. İran’ın 2019 yılına ait toplam ithalat verileri Dünya Bankası verilerinde bulunmuyor ama 2017 yılı verisi 111 milyar$ seviyesindedir. 2017 yılındaki 3.2 milyar$ ihracatın 2017 yılı İran toplam ithalatındaki payı %2.9 olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette ABD’nin İran’a ambargosu ve diğer ülkeleri de bu ambargoya zorlamasının ihracatımızı olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Ancak yine de İran pazarında payımızın %10 civarı olması gerektiği düşünülürse potansiyelin değerlendirilemediği görülmektedir. Türkiye- İran arasındaki siyasal ilişkiler ise dalgalı seyir izlemektedir. Astana süreci ile beraber yakınlaşmadan bahsedilse bile İran medyasında zaman zaman Türkiye karşıtı yorumlara da rastlanabilmektedir. İran pazarında Türkiye’nin yeteri kadar yer almamasının nedeni araştırılmalıdır. Bununla beraber Türkiye, İran pazarında %10 pay alsa bile Türkiye ihracatının sadece 7-8 milyar$ artacağı da görülmektedir. Zira İran’ın ithalatı Almanya’nın ithalatının sadece 16’de biri kadardır.

Siyasi açıdan sorun yaşamadığımız ve kültürel açıdan yakın olan komşumuz Azerbaycan’a 2019 yılında 1,6 milyar$ ihracat gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan toplam ithalatı sadece 23,6 milyar$ olup bu rakam Almanya’nın ithalatının 37’de biri kadardır. Türkiye, Azerbaycan ithalatının yarısını bile karşılasa Almanya’ya gerçekleştirdiği ihracatın altında kalmaktadır. Bununla beraber dost ülke Azerbaycan ithalatında Türkiye’nin payının sadece %6.92 olması dikkat çekmektedir. Örneğin; Danimarka’nın ithalatının yaklaşık %20 ’si Almanya’ya aittir.

Gürcistan da Türkiye’nin siyasal açıdan sorun yaşamadığı ülkelerden biridir. Gürcistan ithalatının %14.83’lük kısmı Türkiye tarafından karşılanmaktadır. Ancak Gürcistan ekonomisinin 2019 toplam ithalatı sadece 9.6 milyar$’dır ve bu Almanya ithalatının sadece 188’de biri kadardır.

Batı sınırımızda bulunan Bulgaristan’a gerçekleştirdiğimiz ihracat 2 ile 2,5 milyar$ arasında dalgalanmaktadır. 2019 yılında Bulgaristan toplam ithalatının %5.88’lik kısmı Türkiye’ye aittir. Diğer komşu ülkeler için geçerli olan küçük ekonomiler ve düşük ithalat sorunu Bulgaristan için de geçerlidir. Almanya toplam ithalatı, Bulgaristan ithalatının 41 katıdır.

Yunanistan ithalatı, Bulgaristan ithalatından daha yüksektir ancak yine de Almanya toplam ithalatına kıyasla çok küçüktür. Almanya toplam ithalatı, Yunanistan toplam ithalatının 23 katıdır. Ayrıca Yunan halkının siyasi nedenlerle (Mavi Vatan, Kıbrıs, Ege Adaları) Türk malı kullanmaya soğuk davranması da önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yunanistan toplam ithalatından Türkiye’nin aldığı pay sadece %2.67’dir.

Karadeniz’den sınırımız olan Romanya, Moldova ve Ukrayna için de küçük ekonomi ve düşük ithalat sorunu karşımıza çıkmaktadır. Romanya ithalatının %3.83; Moldova ithalatının %7.29 ve Ukrayna ithalatının %2.31’lik kısmı Türkiye’den kaynaklanmaktadır. Bu oranlar yükselse bile üç ülkenin toplam ithalatının düşük olması yani Türkiye bu ülkelerde Pazar payını artırsa bile toplam ihracatındaki artışın yeteri kadar olmaması sonucunu ortaya koymaktadır. Karadeniz’de komşu olan ülkelerden Rusya ise 481 milyar$ ithalatı ile en büyük ekonomiye sahip komşumuz durumundadır. Rus turistlerin ve Türk inşaat firmalarının aldığı ihalelerin Türkiye ekonomisine katkısı inkâr edilemese bile ihracatımızın yeteri düzeyde olmadığı görülmektedir. Rusya’nın ithalatında Türkiye’nin payı sadece %0.80’dir.

Kara komşusu ülkelerin toplam ithalatında Türkiye Pazar payını %10 seviyesine çıkarırsa (komşu ülkelerin toplam ithalatı sabit varsayıyoruz) İran’dan 8,8; Azerbaycan’dan 0.73; Bulgaristan’dan 1.77; Yunanistan’dan 5.72 milyar$ olmak üzere toplamda 17 milyar$ civarında bir artış sağlanabilmektedir. Bu sonuç elbette küçümsenemez ama Türkiye’nin sadece Almanya’ya gerçekleştirdiği ihracata çok yakın bir sonuçtur. Küçük ülke Danimarka’nın Almanya’ya ihracatı, Türkiye’nin Almanya’ya ihracatına yakındır. Meksika, ABD’ne yılda yaklaşık 340 milyar$ mal ihraç etmektedir. Komşularının zengin olması ihracatçı ülkeler açısından avantajdır. Bu açıdan Türkiye’nin zengin komşusunun bulunmaması ihracatını artırmak isteyen Türkiye açısından bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Üstelik Türkiye’nin bu komşularının bazılarının (Yunanistan, Ermenistan, Esad Rejimi) Türkiye’ye düşmanca tutumları da komşulara olan ihracatımızı artırmamızın önündeki engel olarak görülmektedir.

Kısaca Türkiye’nin komşularının zengin ekonomiler olmadıkları ve toplam ithalatlarının düşük olduğu görülmektedir. Türkiye, komşu ülkelerin toplam ithalatları içindeki payı artırsa bile Türkiye toplam ihracatında arzulanan artış sağlanamayacaktır. Elbette, Türkiye komşularının toplam ithalatı içindeki payını en az %10 seviyesine çıkarmalıdır. Ancak 2023 ve 2053 hedeflerine ulaşabilmek için komşular haricindeki ticaret pazarlarına da açılmalıdır. AB üyesi ülkeler dışında Afrika, Asya ve G.Amerika pazarlarına da açılımların gerçekleştirilmesi gereklidir. En çok dış temsilcilik sayısına sahip beşinci ülke konumuna gelen Türkiye’nin bu avantajını kullanabileceği görülmektedir. Ayrıca büyük atılım gerçekleştiren Türk Havayolları ile Türk lojistik firmalarının ve Asya-Afrika-Avrupa’nın ortasında bulunan konumunun ihracat konusunda Türkiye’ye pozitif dışsallık sağlayabileceği net biçimde görülmektedir.

Danimarka zengindir çünkü ürettiği malları Almanya, Hollanda, Norveç, İsveç gibi ülkelere pazarlayabilir. Meksika zengindir, çünkü ürettiği malları ABD’ye rahatlıkla satar. Avrupa Birliği ve NAFTA anlaşmaları da Danimarka veya Meksika’ya yardım eder. Uluslararası ticaretin büyük kısmı komşu ülkeler arasında gerçekleşir.

 

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close