Türkiye, 2019-2020 hattında doğrudan askeri olarak çatıştığı, 2020-2023 yılları arasında “hasım politikası” zemininde değerlendirdiği Libya’daki isyancı general Halife Hafter güçleriyle yumuşama politikasında önemli ilerlemeler sağlıyor.
Halife Hafter’in “korgeneral” rütbesindeki oğlu Saddam Hafter’in Türk Silahlı Kuvvetleri ile kurduğu doğrudan temas, Bingazi’deki Libya Halk Meclisi’nin Türkiye-Libya Deniz Sınırlarının Belirlenmesi Anlaşması’nı onaylama sürecini başlatmasına kadar vardı.
Türkiye, baştan beri desteklediği Trablus’taki Birleşmiş Milletler tarafından meşru kabul edilmiş Abdülhamid Dibeybe yönetimi ile ilişkilerini sürdürürken, Bingazi yönetimiyle de yumuşama politikasını dengeli bir şekilde koruyor.
Türkiye’nin bu konudaki politika değişikliğinin 1- Trablus ve Bingazi yönetimlerinin kendi kontrol alanlarını yeterli bularak ülkedeki bölünmeyi kurumsallaştırması, 2- ABD-Fransa ikilisinin Bingazi yönetimi ile doğrudan askeri/mali ilişki kurmasından duyulan rahatsızlıktan kaynaklandığı da belirtiliyor.
Türkiye için kırılma noktası, Amerika Birleşik Devletleri Afrika Ordusu Komutanı Gen. Michael Langley’in, yanında Trablus Maslahatgüzarı Jeremy Berndt’in de katılımıyla Bingazi’de Halife Hafter ile buluşması oldu. Libya iç savaşı sürecinde ağırlıklı olarak Rusya tarafından desteklenen, günümüzde de başında olduğu Libya Ulusal Ordusu’nun savaş araçlarının büyük bölümünü Rus ürünlerinin oluşturduğu Hafter ile ABD arasında kurulan köprü, Ankara’nın alarma geçmesine neden oldu.
Halife Hafter ile AFRICOM arasındaki bağ, AFRICOM Komutan yardımcısının beraberinde kalabalık bir Amerikalı heyetle Şubat 2025’te gerçekleştirdiği Bingazi ziyareti ile iyice ısındı. Bu arada, Fransız Genelkurmayı’nın da benzer şekilde Hafter cephesi ile doğrudan bağ kurduğu bunun sonucunda geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Toulon kentinde yapılan Akdeniz Genelkurmay Başkanları Forumu’na Saddam Hafter’in çağrılması dikkat çekti.
Saddam Hafter, Fransa Genelkurmay Başkanı tarafından “Libya genelkurmay başkanı” düzeyinde ağırlandı.
Saddam Hafter’in Akdeniz ortak güvenliği konusunda bu forumda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son Akdeniz politikasından olumlu yönde ve güçlü bir şekilde söz etmesi ise, Atina’da ciddi bir alarma yol açtı.
Saddal Haftar, 2024 yılı kasım ayında Saha Expo Fuarı çerçevesinde İstanbul’daydı ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile samimi bir görüşme gerçekleştirmesi ile dikkat çekti. Saddam Hafter, nisan ayında Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu’nun davetlisi olarak Ankara’da askeri törenle karşılandı.
Yunan dışişleri bakanı telaşlı, Libya yolcusu
Ankara-Bingazi ilişkisinin son iki yılda ısınması, bu arada deniz anlaşmasının Bingazi’deki Meclis tarafından onaylanması sürecinin başlaması, Yunanistan’ın özellikle Doğu Akdeniz politikası açısından büyük bir darbe oluşturuyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis bu süreci sonlandırmak için haziran ayı sonunda Libya’ya gidiyor. Bugüne kadar Yunan Dışişleri Libya’da bir tek Bingazi’ye uğruyorlardı, fakat bu kez Gerapetritis’in Trablus’ta BM tarafından meşri kabul edilen Başbakan Abdülhamid Dibeybe ile de görüşeceğini açıklaması dikkat çekti.
Gerapetritisi gelişmelerle ilgili olarak yaptığı son açıklamada şunları söyledi:
“Türkiye ile Trablus’taki Libya hükümeti 2019 yılında deniz anlaşmasını imzaladılar, 2020 yılında da Birleşmiş Milletler’e kaydını yaptırdılar. Fakat bu anlaşma üçüncü tarafları bağlayan bir anlaşma değildir, Yunanistan bu anlaşmayı meşru kabul etmemektedir.”
“Burada gelişmeyi farklı kılan, Türkiye’nin tutumudur. Biz, Türkiye’nin Libya’da genel ilkelerinden vaz geçebileceğini hiçbir zaman düşünmedik. Ama Türkiye bunu yaptı. Bir dönem karşısında savaştığı güçle stratejik/askeri ittifaka giden bir süreci başlattı.”
“Şu anda sadece Türk-Libya mutabakatını değerlendirme komisyonu kurulması önerisi var. Lütfen Yunan diplomasisinin gerekeni yaptığına güvenin. Ve şunu akılda tutmak iyidir ki, özellikle dünyanın en kırılgan bölgelerinden biri olan Libya’ya gelince, diplomasimiz son derece dikkatli ve dengeli olmalıdır. Tetikteyiz ve gerekirse uygulayacağımız çok güçlü silahlarımız var.”
“Libya’daki durum son derece zor. Uzun zamandır dışarıdan gelen aktörler ve ülkedeki fiili bölünmüşlük, büyük bir istikrarsızlık ortamı yaratıyor. Yunanistan hem geniş bölgenin istikrarına hem de kendi ulusal çıkarlarına hizmet etmek için yapması gerekeni yapıyor.
Libya ile bağlantılı önemli ulusal çıkarlar var, örneğin deniz bölgelerinin sınırlandırılması ve yasadışı göç. Çünkü şu anda özellikle Sahraaltı Afrika ve Orta Doğu’da yaşananlarla birlikte akınların bir noktada fırlama riski çok yüksek. Güney Koridoru’ndan zaten önemli bir artış gözlemliyoruz.”
“Öncelikle, gelişmeleri önceden yargılamamalıyız. Yunanistan gelişmeleri takip ediyor ve hem Doğu hem de Batı Libya ile temaslar sistemi oluşturmaya ve gerçek diplomasi yürütmeye özen gösteriyor.
Tarihsel nedenlerle ortadan kalkan her iki tarafla da dengeli ve faydalı iletişimin yeniden tesis edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Doğrudan diplomatik kanalların olması için Trablus’ta Büyükelçiliğimizi ve Bingazi’de Konsolosluğumuzu açtık. Girişimlerde bulunuyoruz ve uluslararası forumlarda Libya’ya kendi mülkiyetinde bir ulusal uzlaşma programı edinmesi için yardım edilmesi gerektiği konusunda ısrar ediyoruz.”
Kaynak: M5