Son yıllarda yerli ve milli savunma sanayiinde büyük bir atılım gösteren Türkiye yoluna dolu dizgin devam ediyor. Savunma Sanayii Başkanlığının koordinesinde şekillenen yol haritası ülkemizin geleceğinde de en önemli rollerden birini üstlenecek.
ASELSAN tarafından üretilen Elektronik Harp Korumalı El Telsizi’nin (EHKET) Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ilk teslimatı yapıldı. Kamuoyuna duyurulan bu bilgi ilk etapta her ne kadar salt bir savunma sanayii haberi olarak görünse de aslında bir ülkenin çok kritik bir alanda ne denli bir dönüşüme ev sahipliği yaptığını göstermesi açısından da son derece önemli…
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46’ncı yıl dönümünde teslimatı yapılan bu telsizler Türkiye’nin 1974 yılındaki adımının, bu adımla beraber karşı karşıya kaldığı ve ne zaman kendi başına adım atsa bir kez daha maruz bırakıldığı açık, örtülü, doğrudan ya da gizli ambargoları ve bu zorlukları aşma sürecini bir kez daha hatırlattı.
Telsiz kodları düşmanın elinde
Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan bir pilotun “Telsiz kodlarımız ve frekanslarımız Rumların eline geçmişti. Türkçe bilen Rumlar telsize giriyor, bize yanlış bilgi veriyordu. O dönemki havacı ve karacı askerler birbirini tanırdı. Bu sorunu kimi zaman okula ilişkin bilgilerle, kimi zaman birbirimizin lakabını kullanarak aşmıştık” sözleriyle anlattığı hatıra, aslında bir ülkenin yerli ve milli savunma sanayi hamlesinin ne denli önemli olduğunu tek başına dahi gösteriyor.
Zorlu süreç ‘milli şuur’ ile aşıldı
Türkiye’nin kısa zamanda Ada’da elde ettiği ilerleme ve sağladığı başarının ardından baskılara dayanamayan ABD yönetimi 1975 yılında ülkemize ambargo kararı almış ve vakit kaybetmeden uygulamaya koymuştu.
ABD tarafından gelen bu hamleye aynı yıl ASELSAN’ın kuruluşu ile yanıt veren Türkiye, takvimler 1980’i gösterdiğinde yerli olarak ilk sırt ve tank telsizleri üretilerek Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim etmeyi başardı. 1981 yılında ise ASELSAN patentini taşıyan el telsizleri güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuldu.
Özellikle Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında yaşanan bu süreç, vatandaşların da bu meseleyi sahiplenmesi ve onların da maddi-manevi katkı sunup, sıkıntıları ‘milli şuur’ ile aşmasını beraberinde getirdi.
Bu alanın önemi 1974’de görüldü
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in ASELSAN tarafından üretilen Elektronik Harp Korumalı El Telsizinin, Türk Silahlı Kuvvetlerine ilk teslimatının yapıldığına dair kamuoyu bilgilendirmesinde Kıbrıs Barış Harekatı’na atıfta bulunması da dikkat çekti.
Demir, 1974 yılı ve sonrasında yaşananları Türkiye’nin bugünlerdeki savunma sanayi gücüne vurgu yaparak, “O günlerde yerli ve milli savunma sanayiinin ne kadar elzem olduğu bir kez daha görülmüş ve bu anlamda önemli adımlar atılmıştır. ASELSAN’ın kurulması ve yerli telsizlerin üretilmesi savunma sanayimizin önemli dönüm noktalarından biridir” ifadesini kullandı.
Türkiye ‘denge değiştirici’ kabul ediliyor
Türkiye’nin ne maruz kaldığı ambargolar ne de savunma sanayii hamlesi sadece yerli ve milli telsizlerden ibaret değil.
Ülkemizin terörle mücadele için attığı adımların dahi yurt dışındaki kimi merkezlerde nasıl etkiler bıraktığı konuyu yakından takip edenler için bugün gibi akıllarda.
Türkiye, terör örgütleriyle mücadele ettiği için kimi zaman füzelerin, kimi zaman akıllı mühimmatların, kimi zaman kritik parça ve bileşenlerin ya da en çok ihtiyaç duyduğu anlarda insansız hava araçlarının ‘kullanım dışı’ kaldığı örnekler hafızalarda çok taze.
Tüm bunları planlı ve istikrarlı bir yerli-milli savunma sanayii hamlesiyle aşmak için son 30 yılda irili ufaklı çok sayıda adım atan Türkiye, özellikle son yıllarda Savunma Sanayii Başkanlığının koordinesinde bu alanda adeta yeni bir boyuta geçti.
İç güvenlik operasyonlarından Suriye’ye, Irak’ın kuzeyinden Doğu Akdeniz ve Ege’ye, Karadeniz’den Libya, Somali ve çok farklı NATO görevlerine büyük bir varlık gösteren Türkiye, söz konusu alanlarda yerli/milli savunma sanayiinin gücü ile ‘oyun değiştirici’ olarak kabul edilmeye başlandı.
Türkiye ‘denge değiştirici’ kabul ediliyor
Türkiye’nin ne maruz kaldığı ambargolar ne de savunma sanayii hamlesi sadece yerli ve milli telsizlerden ibaret değil.
Ülkemizin terörle mücadele için attığı adımların dahi yurt dışındaki kimi merkezlerde nasıl etkiler bıraktığı konuyu yakından takip edenler için bugün gibi akıllarda.
Türkiye, terör örgütleriyle mücadele ettiği için kimi zaman füzelerin, kimi zaman akıllı mühimmatların, kimi zaman kritik parça ve bileşenlerin ya da en çok ihtiyaç duyduğu anlarda insansız hava araçlarının ‘kullanım dışı’ kaldığı örnekler hafızalarda çok taze.
Tüm bunları planlı ve istikrarlı bir yerli-milli savunma sanayii hamlesiyle aşmak için son 30 yılda irili ufaklı çok sayıda adım atan Türkiye, özellikle son yıllarda Savunma Sanayii Başkanlığının koordinesinde bu alanda adeta yeni bir boyuta geçti.
İç güvenlik operasyonlarından Suriye’ye, Irak’ın kuzeyinden Doğu Akdeniz ve Ege’ye, Karadeniz’den Libya, Somali ve çok farklı NATO görevlerine büyük bir varlık gösteren Türkiye, söz konusu alanlarda yerli/milli savunma sanayiinin gücü ile ‘oyun değiştirici’ olarak kabul edilmeye başlandı.
Kaynak: TRT Haber – Sertaç Aksan