TÜBİTAK, şirketleri Türkiye için iş birliği yapmaya çağırıyor
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, “Savunma sanayi bizim ülkemizde diğer sektörler için örnek bir model oluşturuyor. Bu iki programında en önemli potansiyel paydaşlarının ve başvurabilecek firmaların SAHA İstanbul’da olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Yüksek teknolojinin hakim olduğu savunma, havacılık ve uzay sanayisinde yerli kaynakların, milli teknolojilerin kullanımına yönelik çalışmalar yürüten SAHA İstanbul, üyeleri için önemli bir webinar’a imza attı.
SAHA İstanbul’dan yapılan açıklamaya göre, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ve TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’ın katılımıyla gerçekleştirilen webinar’da, TÜBİTAK TEYDEB’in kısa süre önce çağrıya çıktığı; Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri için KOBİ Destekleme ve Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Programları tanıtıldı.
TÜBİTAK TEYDEB Bilimsel Programlar Başuzmanı Oğuz Özbay ve TÜBİTAK TEYDEB TEMEG Grup Koordinatörü Dr. Alp Eren Yurtseven’in detaylarını verdiği programlar, KOBİ’leri ürün ve sonuç odaklı Ar-Ge yapmaya teşvik ediyor ve önemli avantajlar sunuyor.
Webinar’da açıklamalarda bulunan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, TÜBİTAK’ın Türkiye’nin Ar-Ge ekosisteminde çok kritik roller icra ettiğini belirterek, özellikle son dönemde Ar-Ge desteklerinin ürün ve sonuç odaklı olmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
Webinar sırasında SAHA İstanbul hakkında bilgi veren Bayraktar, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna, stratejisine özel sektörün dinamizmini kazandırmak amacıyla 27 üye ile 2015 yılında kurulan SAHA İstanbul’un bugün 505 üyesiyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın en büyük 2. kümelenmesi olduğunu kaydetti.
Türkiye’de son dönemde savunma sanayinde önemli adımlar atıldığını vurgulayan Bayraktar şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’de son yıllarda savunma sanayisinde önemli atılımlar yapıldı. Yerlilik oranı yüzde 25’lerden yüzde 70’lere dayandı. 15 yıl önce 60 proje varken şimdi 600 projeden söz ediyoruz. Savunma sanayinde ihracat rakamlarındaki artış son 10 yıldır her yıl ortalama dolar bazında yüzde 13 artan bir ivme ile devam ediyor. SAHA İstanbul olarak bu alandaki ihtiyaç sahipleri ile bu alandaki potansiyel imkan ve kabiliyetlere sahip firmaların başarıya ulaşmasına destek veriyoruz. Projelerde doğrudan yer almıyoruz ama bir katalizör ve ara yüz görevi görüyoruz.”
Savunma sanayisi örnek model oluşturuyor
Webirnar’da açıklamalarda bulunan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ise TÜBİTAK tarafından geliştirilen platformların, çağrıya çıkılan desteklerin en doğru paydaşları ulaştırılmasıyla kıymetleneceğini ve anlam bulacağını belirterek, “Savunma sanayi bizim ülkemizde diğer sektörler için örnek bir model oluşturuyor. Bu iki programında en önemli potansiyel paydaşlarının ve başvurabilecek firmaların SAHA İstanbul’da olduğunu düşünüyoruz. TÜBİTAK’ın her destek programını bağımsız olarak değerlendirmeyin. Resmin bütününü gördüğünüz zaman aslında bizim daha fazla çıktı ve etki odaklı bir süreç yönetmeye çalıştığımız anlayacaksınız.” ifadelerini kullandı.
Her iki destek çağrı programının firmaları işbirliği yapmayı teşvik eden destekler olduğuna dikkat çeken Mandal şunları kaydetti:
“Ülkemizi hep “Yenilikleri takip eden” ifadesi kullanılır. Bu programların yenilikleri takip eden değil, takip edilen olmaya yönelik olduğunu söyleyebilirim.
Küresel boyuttaki eğilimlere bakıldığında; ‘doğrusal yenilikten geri beslemeli yeniliğe’ doğru bir eğilim olduğunu görüyoruz. SAHA İstanbul’u bunu en önemli uygulama noktalarından biri olarak görüyoruz. Bilginin üretilip sadece tek yönlü transferi değil karşılıklı bir iş birliğinin gerçekleştirildiği bir ortam. SAHA İstanbul bunu yapıyor başarıyor. İşbirliğinin ötesinde birlikte geliştirme ve birlikte hareket etme aşaması da SAHA İstanbul’da devam ediyor.”
TÜBİTAK TEYDEB TEMEG Grup Koordinatörü Dr. Alp Eren Yurtseven de mevcut programların daha fazla araştırma yapılması ve bu araştırmalardan daha fazla bilgi üretilmesine yönelik olduğunu belirterek, bu çağrıda Ar-Ge ve yenilik projeleri sonucunda ortaya çıkan ve patent ile korunan teknolojilerin lisanslama ve devir yolu ile yerli sermaye şirketlerine aktarılmasının amaçladığını ifade etti.
Çağrı kapsamında; müşteri kuruluşun teknoloji sağlayıcıdan aldığı patent lisanslama, devir giderleri ve bu lisanslama ile ilgili danışmanlık ve eğitim hizmetlerine destek sağlanıyor. Patentin özelliklerine, patenti lisanslayan firmanın özelliklerine göre destek oranı değişiyor. Destek oranı KOBİ’ler için yüzde 75’e kadar çıkabiliyor. Sektör ayrımı yok fakat bu çağrıya da yine Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri başvurabiliyor. Müşteri kuruluşun yüksek teknoloji sektörlerinde faaliyet göstermesi durumunda destek oranına yüzde 15 ilave ediliyor. Ulusal ve uluslararası patentlerle başvuru yapmak mümkün.
Her iki çağrıya da başvuracak firmaların işbirliği yapmaları birlikte çalışabilmeleri desteğin temelini oluşturuyor. Her iki programa da TÜBİTAK’ın web sitesinde online olarak başvuru yapılabiliyor.