SSB Başkanı Demir'in SU-35 çıkışı tartışma yarattı... Türk Hava Kuvvetleri için tehlikeli tercih - M5 Dergi
Öne ÇıkanSavunma Haberleri

SSB Başkanı Demir’in SU-35 çıkışı tartışma yarattı… Türk Hava Kuvvetleri için tehlikeli tercih

Abone Ol 

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir’in, Ukrayna’da yasadışı referandum süreci devam ederken Türk Hava Kuvvetleri için Rus yapımı SU-35 savaş uçaklarını gündeme getirmesi tartışma yarattı.

SU-35 alımı, Türk diplomasisi açısından büyük bir kırılma yaratabilir, teknik uzmanlar bu uçakların zaten Türkiye ile ciddi uyum sorunu olduğunda birleşiyorlar.

F-16’dan SU-35’e nasıl gelindi?

ABD’nin S-400 alımını gerekçe göstererek Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarması sonrası Türk Hava Kuvvetlerinin muharip jet filosunu yeterli sayıda ve modern seviyede tutabilmek için arayışlar sürüyor. Bu kapsamda en ciddi adım ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 tedariki ile 79 adet F-16 Blok 40/50+ savaş uçağının modernizasyonu talebiyle atıldı. 25 Mayıs 2022 tarihinde Tedarik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı ile uçak/alt sistem ana üretici temsilcilerinin katılımıyla detaylandırma toplantılarının gerçekleştirilmesine müteakip; tedarik ve modernizasyon çalışmalarının ABD nezdinde başlatılabilmesi için ABD Savunma ve İşbirliği Ofisi (ODC-T) ile Dışişleri Bakanlığı ve diğer ilgili birimlere İstek Mektupları (Letter of Request-LOR) gönderildi. Mayıs ayından günümüze ABD’deki çeşitli senatör ve yetkililer tarafından uçakların “Yunan hava sahasında” uçmaması, ABD’nin istemeyeceği şekillerde kullanılmaması gibi açıklamalar ve yasa teklifleri, proje konusunda soru işaretlerini artırdı.

SU-35

SSB Başkanının SU-35 çıkışı kafa karıştırdı

24 Eylül 2022 tarihinde Cnn Türk’te Gazeteci Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “F-16 olmasa da Türkiye alternatifsiz değildir. SU-35 dahil her ihtimal masaya gelir. Mecbur kalınırsa başka opsiyonlar düşünülür.” ifadeleriyle F-16 tedariki gerçekleşmezse Rusya’dan SU-35 alımının dahi yapılabileceğini belirten bir açıklama yapmıştı.

Demir’in Ukrayna’da yasadışı referandum süreci devam ederken Türk Hava Kuvvetleri için Rus yapımı SU-35 savaş uçaklarını gündeme getirmesi tartışma yarattı. SU-35 alımı, Türk diplomasisi açısından büyük bir kırılma yaratabilir, teknik uzmanlar bu uçakların zaten Türkiye ile ciddi uyum sorunu olduğunda birleşiyorlar.

Peki SU-35 yeterli ve Türk Hava Kuvvetleri için uygun bir uçak mı?

Teknik Yetersizlik Ukrayna’da Vurulmasına Yol Açtı

Rus Havacılık Endüstrisinin geri kaldığı noktalardan biri şüphesiz aviyonik sistemler. Ukrayna savaşı sırasında savaş uçaklarındaki hedefleme podu eksikliği, kalitesi düşük EO/IR sensörler, güdümlü mühimmat yoksunluğu ve Elektronik Harp Öz Savunma Sistemlerinin zayıflığı sebebiyle pek çok Rus hava aracı, hava savunma yeteneği oldukça kısıtlı olan Ukrayna birlikleri tarafından düşürüldü. Aylarca hava sahasında  hakimiyet sağlanamadığı gibi kara birliklerine yeterli hava desteği verilemedi. Kara birliklerine hava desteği verilmek istendiğinde hedefleme podu ve güdümlü mühimmat yetersizliği yüzünden hedeflere oldukça yaklaşıp düşük irtifalara inmeleri gerektiği için uçakların hedef olma ihtimali daha da arttı. Nitekim SU-35’de bu eksikliklerden nasibini aldı ve savaşın ilk aylarında Ukrayna ordusu tarafından düşürüldü.

Ukrayna ordusu tarafından vurulan SU-35 Savaş uçağı.

Türk Hava Kuvvetlerinin Diğer Unsurlarıyla Haberleşebilecek Mi?

Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki 237~ adet F-16 savaş uçağının çok büyük bir kısmında Link-16 taktik data link sistemi bulunuyor. Bu data link sistemi ile F-16 savaş uçakları  başta E-7T Havadan Erken ihbar Kontrol (HİK) Uçakları olmak üzere hem havadaki hem denizdeki hem de karadaki dost unsurlar ile veri alışverişi yapılabiliyor. Bu sayede uçaklardan en üst seviyede verim alınabiliyor. Nitekim Şubat 2020’de Rus/Rejim saldırısı ile 34 askerimizin şehit edilmesi sonrası başlayan Bahar Kalkanı Harekatı sırasında E-7T HİK uçağı ile üslerinden kalkar kalkmaz tespit edilen Suriye Rejimine ait SU-24 savaş uçakları, E-7T HİK’den bölgedeki F-16’lara Link-16 ile sağlanan sürekli bilgi alışveriş ile 45 km mesafeden sınırın ötesinde başarıyla vuruldu.  NATO temelli olan Link-16’nın Su-35’lere entegre edilemeyecek olması; SU-35’lerin E-7T başta olmak üzere TSK’nın en güçlü keşif/gözetleme/istihbarat platformlarından yoksun kalmasına, müşterek harekata yapılamamasına ve uçakların düşük verimle kullanılmasına yol açacak.

Milli Mühimmatların Entegrasyonu En Temel Sorunlardan Biri

Türk Savunma Sanayii bünyesinde üretilen SOM, BOZDOĞAN, GÖKDOĞAN, MİNBO, LAÇİN gibi pek çok  hava-hava ve hava-yer taarruz mühimmatı mevcut. Bu mühimmatların entegrasyonu için hem uçağın üreticisi ülkeden izin alınması hem de uzun süren entegrasyon ve test süreçlerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor. S-400’lerde de görüldüğü üzere oldukça ketum tutumu bulunan Rusya’nın ne ölçüde entegrasyona izin vereceği, izin verse bile doğu bloğundan olması sebebiyle entegrasyon yazılımlarının ve test sürecinin nasıl gerçekleşeceği önemli bir soru işareti.

Mısır da Memnun Değil

Mısır, Mart 2019 tarihinde Rusya ile 24 adet SU-35 savaş uçağı alımı için sözleşme imzaladı. Lakin uçakların üretimi tamamlanmış olmasına rağmen hala uçakları teslim almadı. Mısır’ın uçakları teslim almamasının altında yatan nedenlerin başında uçağın performansından memnun kalınmaması olduğu belirtiliyor. 19FortyFive adlı internet sitesinde Ağustos ayında çıkan bir haberde Mısır’ın SU-35 uçaklarını teslimat öncesi halihazırda envanterinde bulunan Fransız Rafale F-3R savaş uçaklarına karşı denediği, Rafale’in bariz bir şekilde üstün geldiği bilgisi yer aldı. Haberde;  Rafale savaş uçaklarında bulunan SPECTRA Elektronik Harp Sisteminin, SU-35S savaş uçaklarının N135 Irbis-E PESA (Pasif Elektronik Taramalı) radarını karıştırdığı, radarı kullanılamaz hale getirdiği belirtildi. Rafale’in karıştırmasına karşı SU-35’lerde bulunan L175M Khibiny Elektronik Harp Öz Savunma Sisteminin karşı taarruza geçtiği lakin Rafale’de bulunan RBE2 AESA (Aktif Elektronik Taramalı) radarının bu karıştırmadan neredeyse hiç etkilenmediği yazıldı.

Ayrıca Şubat ayında Mısır medyasına SU-35’lerdeki N135 Irbis-E radarı ile ilgili Mısır Hava Kuvvetlerinin endişelerinin olduğu ve bu konuda uçağın üreticisi Sukhoi ile görüşmeler yapıldığı yönünde haberler yansımıştı.

Yeni Bir Lojistik Altyapı Gerekecek

Türk Hava Kuvvetlerinin yıllar içerisinde inşa ettiği bakım fabrikalarından simülatörlere kadar uzanan  büyük bir lojistik ve eğitim alt yapısı mevcut. Doğu bloğundan gelen bir uçağın fabrika seviyesi bakım altyapısını kurmak, simülatörlerinden yedek parçalarına kadar uzanan zinciri oluşturmak oldukça zahmetli bir süreci beraberinde getirecek.

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close