İran’ın Irak’a müdahale çabalarına Kazımi engeli
İran lideri Ali Hamaney’in Tahran’da Irak Başbakanı Kazımi’yle yaptığı görüşmede, “Haşdi Şabi’nin desteklenmesi” gibi konuları gündeme getirmesi, bazı uzmanlar tarafından bu ülkenin iç işlerine müdahale çabaları olarak değerlendiriliyor.
İran lideri Ali Hamaney‘in başkent Tahran’da Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi‘yle yaptığı görüşmede, “Haşdi Şabi’nin desteklenmesi” ve “ABD güçlerinin Irak’tan çıkartılması” gibi konuları gündeme getirmesi, bazı uzmanlar tarafından bu ülkenin iç işlerine müdahale çabaları olarak değerlendiriliyor.
İlk yurt dışı ziyaretini çarşamba günü İran’a yapan Irak Başbakanı Kazımi, Tahran temasları kapsamında İran lideri Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile bir araya geldi.
Ruhani, Kazımi’yle görüşmesinde iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacminin 20 milyar dolara çıkarılmasını ve bloke paraların serbest bırakılmasını istedi.
Resmi ziyarette ön plana çıkan Ruhani’nin ekonomik taleplerinden ziyade girişte belirtilen Hamaney’in talepleriydi.
İran’dan Kazımi’ye sert eleştiriler
İran’da bazı uluslararası ilişkiler uzmanları, son haftalarda, ABD’ye yakın olmakla suçladıkları Kazımi’ye sert eleştirilerde bulundu. Bu eleştiriler, “İran liderinin Irak’tan beklentileri gerçekçi mi?” sorusunu da gündeme getirdi.
İran Stratejik Araştırmalar ve Uluslararası İlişkiler Merkezi Müdürü Emir Musevi, 1 Temmuz’da, rahbordemoaser haber sitesinde, “ABD’nin Irak’taki Piyonu: Mustafa Kazımi” başlıklı bir makale yayımladı.
Musevi, makalesinde, “Irak’ta son dönemdeki gelişmeler, ‘Kazımi, ABD’nin hedefleri doğrultusunda hareket ediyor’ şeklinde özetlenebilir. Haşdi Şabi üyelerinin gözaltına alınmasından, Bağdat-Washington Stratejik Diyalog görüşmelerine ve oradan Irak’ın hassas makamlarına atanan kişilere kadar… Kazımi, Baas güçleri içinde ABD’yle ilişkisi olan bir kişiydi ve Kasım Süleymani’ye düzenlenen terör saldırısının sanığıdır.” ifadelerini kullandı.
Khabaronline Yayın Kurulu Üyesi ve bölge uzmanı Hasan Lascerdi de Haşdi Şabi’nin kollarından Ketaib Hizbullah örgütü üyelerinin Irak’ta gözaltına alınmasıyla ilgili reformistlere yakınlığıyla bilinen Şark gazetesine konuştu.
Lascerdi, “Bu olayda önemli nokta, Irak özel kuvvetlerinin ABD’yle iş birliğiydi. Bunların bağlantı zinciri Başbakan ve onun atadığı General Abdulvehhab es-Saidi’ydi. Direniş güçleri (Haşdi Şabi ve destekçileri) söz konusu gözaltılardan bu iki kişiyi sorumlu tuttular.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kazımi, hükümetinin selameti için tarafları razı ediyor”
Haşdi Şabi ve ABD’nin Irak’taki durumuna ilişkin İranlı İşçiler Haber Ajansına (ILNA) konuşan Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu Bölümünün eski Genel Müdürü Kasım Muhibali ise şunları söyledi:
“Önceki Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi döneminde, Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis’in şehit edilmeleri sonrası ABD’nin ülkeden çıkarılmalarıyla ilgili taslak onaylanmış, fakat Abdulmehdi, bunu açıktan uygulayamamıştı. Yeni başbakan Bağdat ile etkili yabancı güçlerin üzerinde anlaştığı biri olmalıydı ve sonuçta o kişi, Kazımi oldu. Kazımi, yeni hükümetinin yıkılmaması için İran ve ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan’ı hatta Kürtler ve Sünnileri de razı etmeliydi. Amerikalıların ülkeden çıkarılmasıyla ilgili kararın uygulanmasını uzak ihtimal olarak görüyorum.”
Bazı uzmanlar, Hamaney’in Kazımi ile görüşmesinde dile getirdiği konuları Irak’ın iç işlerine müdahale ya da Bağdat yönetimindeki yeni süreci görmezden gelme olarak değerlendirdi.
İran Cumhuriyetçileri Dayanışması Hareketi üyesi Dr. Ali Efşari, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Hamaney, Irak Başbakanı’na, ‘İran, Irak’ın iç işlerine müdahale etmek amacında değil’ diyor. Sonra, ‘Haşdi Şabi, korunmalıdır’ diyor!” ifadelerini kullandı.
“Irak, İran’ın bölgedeki nüfuz merkezidir”
Askeri analist ve yazar Murat Veysi de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hamaney, ilk cümlesinde Irak’ın iç işlerine karışmamaktan söz ediyor, diğer cümlesinde Irak’ın iç işlerine karışıyor. Orta Doğu’da etkin oyuncu Hamaney ve İran Devrim Muhafızları için Irak’a nüfuz etmek son derece önemlidir. Irak, İran ve Haşdi Şabi’nin bölgedeki nüfuz merkezidir.” ifadelerini kullandı.
İran içinde bazı uzmanlar da Tahran yönetiminin Bağdat’tan beklenti seviyesini en aza çekmesi, askeri müdahalesini azaltması ve her iki tarafın ekonomik ilişkilerde yetinmeleri gerektiğini vurguladı.
Ferihtegan gazetesi 20 Haziran’da İran’ın eski Amman Büyükelçisi Nasratullah Tacik’in bu konudaki görüşlerine yer verdi.
Tacik, “Irak’ta bir paradigma veya yaklaşım değişikliğine gitmeliyiz. Özellikle DEAŞ sonrası askeri süreç yerine Kazımi’yle ekonomik iş birliğine gitmeli ve stratejik ortaklıklarla büyük projelere imza atmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi ise Twitter hesabından şu cümleleri paylaştı:
”Gelecekte bölgesel yakınlaşma sürecinden çoğumuzun beklentisi minimal düzeyde hükümetler arası bir yakınlaşmadır. Bu durumda sınırlı ekonomik iş birliği istikrarın temelini oluşturur ve bölge hükümetlerinin her biri ulusal çıkarlarına göre hareket eder. Eğer Kazımi bu seviyede bir durum ve fayda için bir tür sınırlı iş birliği yaratmayı başarırsa, rolü hala desteklenmelidir.”
ABD, İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’i 3 Ocak 2020’de Bağdat Havalimanı’nda düzenlediği hava saldırısıyla öldürmüştü.