Wall Street Journal: "Türkiye, Stratejik ve Jeopolitik Dengeleri Yeniden Şekillendiriyor" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Wall Street Journal: “Türkiye, Stratejik ve Jeopolitik Dengeleri Yeniden Şekillendiriyor”

Abone Ol 

“Dünyanın dört bir yanındaki küçük ordular, düşmanlarına karşı ucuz insansız hava araçları kullanmaya başladı. Özellikle bu araçların çatışmalarda başarılı olduğunu kanıtlayan Türkiye, stratejik dengeleri değiştiren yeni bir savaş taktiği üretmiş oldu.”

Amerikan Wall Street Journal’da yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

“Türkiye’nin uygun fiyatlı dijital teknoloji ile inşa ettiği insansız hava araçları, Suriye, Libya ve Azerbaycan’da verilen savaşlarda Rus himayesindeki tankların ve diğer zırhlı araçların yanı sıra Rus hava savunma sistemlerini de imha etti.

Bu insansız hava araçları, geleceğin savaşlarının en ileri teknolojiye sahip pahalı araçlar kadar ucuz ama etkili savaş araçlarıyla da şekilleneceğine işaret ediyor.

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace geçen yıl yaptığı konuşmada, Türk insansız hava araçlarının Suriye’deki etkisine atıfta bulunarak, “Oyunun kurallarını değiştiriyor” ifadelerini kullanmıştı.

Tek başına veya grup halinde uçan bu dronlar, birlikleri şaşırtabilir ve genellikle pahalı savaş uçakların görevi olan zırhlı araçları devre dışı bırakma görevini yerine getirebilir. Türk İHA’ları 24 saat boyunca sessizce havada kalabiliyor, hava savunma sistemlerinde boşluklar bulabiliyor, savaş uçakları ve topçuların hedef saldırılarına yardımcı oluyor ve ayrıca kendi füzelerini ateşliyor.

ABD de dahil olmak üzere dünyadaki neredeyse tüm ordular, bu ilerlemeyi yakalamak için hava savunma sistemlerini bu gelişmeye göre güncelliyor ve bu düşük bütçeli insansız hava araçlarını ortadan kaldırmak için yöntemler arıyor.

İsrail ve ABD, önde gelen düşmanları hedef almak için terörle mücadele operasyonlarında uzun süredir üst düzey insansız hava araçları kullanıyor. Ancak bu ülkeler, çoğalması korkusuyla bu ürünlerini müttefiklerine bile satmaktan çekindiler.

Fakat teknolojik gelişmeler ve bu durumdan şikayetçi olan küresel rakipler bu politikaya karşı harekete geçti ve ucuz alternatifler üretti. Ve son olarak silahlı insansız hava aracı devrimi geçen yıl Türkiye’nin dört bir yanındaki çatışma alanlarında ortaya çıktı:  Türk Bayraktar TB2.

Amerikan MQ-9 ile karşılaştırıldığında, TB2 için dört lazer güdümlü füzeleri ile hafif silahlı bir üründür denilebilir. Temel menzilini yaklaşık 200 mildir. Yani MQ-9’un menzilinin kabaca beşte biri ile sınırlıdır. Fakat etkisi açısından çok faydalı ve güvenli olduğu açıktır.

TB2’ler 20. yüzyılda savaşları değiştiren Sovyet Kalaşnikof AK-47 tüfeğini anımsatıyor denilebilir.  MQ-9 yüz milyonlarca dolara mal olurken, Bayraktar TB2 insansız hava aracı, yer birimleri ve diğer temel operasyon ekipmanları ile birlikte sadece on milyonlarca dolara üretiliyor.

Drone’nun Türk üreticisi olan Baykar, yatırımının karşılığını fazlasıyla alıyor. Katar ve Ukrayna Baykar’ın müşterisi oldu. NATO üyesi olan Polonya da, geçen ay 24 TB2 insansız hava aracı için anlaşma yaptı. Türk hükümeti ve Baykar şirketinin yetkilileri, diğer bazı NATO ülkelerinin yanı sıra Afrika ve Asya’daki birçok ülkenin de TB2’lerle ilgilendiğini açıkladı.
Dengeleri Değiştirdi

TB2 insansız hava aracı ilk olarak 2020’nin başlarında Suriye semalarında görünmesinin ardından uluslararası ilgi gördü.

Şubat ayının sonlarına doğru Rusya’nın desteklediği Suriye rejimi, Türkiye’nin desteklediği isyancıların elindeki İdlib kentine doğru ilerliyordu. Bir hava saldırısında 30’dan fazla Türk askerinin öldürmesinin ardından Türkiye; dronları elektronik harp sistemleri, kara birlikleri, topçu ve savaş uçaklarıyla entegre eden bir operasyon olan Bahar Kalkanı Operasyonu’na başladı.

Baykar’ın CEO’su olan Haluk Bayraktar, sessiz ve radarda tespit edilmesi zor olan insansız hava araçlarının hava savunma sistemlerinde boşluklar aramak için saatlerce uçtuğunu söyledi. Ayrıca Türk hükümeti ve şirket yetkilileri, TB2’lerin hedeflere aynı anda saldırmak için gruplar halinde hareket edebildiğini açıkladı.

Geçen bahar ise, TB2’ler bu defa Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen Trablus merkezli hükümet için sahneye çıktı. Ve Libya iç savaşının gidişatını değiştirmeye yardımcı oldu.

Türkiye, Rusya ve diğerleri tarafından desteklenen milis lider Halife Hafter’in başkente yönelik saldırısını engellemek için 2019’da Libya’ya silah göndermişti. 2020’de Türkiye askeri desteğini artırdı. Türkiye’nin Suriye’de uyguladığı gelişmiş drone taktikleri, Pantsir olarak bilinen Rus yapımı karadan havaya füze sistemlerine karşı üstünlük sağlayarak Trablus hükümetine hava üstünlüğünü verdi. Ve Hafter güçleri Trablus’tan çekildi.

Bu İHA’ların başarısı, zaman zaman sorunlu bir ABD müttefiki olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli sayıda birlik veya maliyetli teçhizatı riske atmadan bölgesel nüfuzunu genişletmesine yardımcı oldu.

Türkiye’nin gelişmiş yetenekleri NATO’ya fayda sağlayabilir fakat bazı üye ülkeler, Erdoğan’ın insansız hava aracı konuşlandırma ve satma yeteneğinin, onun daha bağımsız bir dış ve güvenlik politikasına yönelik iddialı arayışını cesaretlendirebileceğinden endişe ediyor.

ABD Ordusu’ndan özel harekatlardan emekli korgeneral Mike Nagata ise; “Bu insansız hava araçlarının Türkiye, ABD ve NATO arasındaki ilişkilerin geleceğine ilişkin bir zorluğun parçası” olabileceği tespitinde bulundu.

Sorunlu Bölgeler

Ukrayna, Ocak 2019’da Türkiye’den TB2 insansız hava araçları satın almak için bir anlaşma imzaladı ve şimdiye kadar en az altı tane satın aldı. Ayrıca Kiev Türkiye ile ortak üretim için görüşmelerde bulunuyor. Ukraynalı bir şirket, TB2’den daha ağır yüke sahip daha büyük bir model olan en yeni Baykar dronu için motor üretiyor.

Ukrayna, Türk insansız hava araçlarının Kremlin’in 2014 işgallerinin tekrarlanmasını engellemesini umuyor. Ukrayna Parlamentosu savunma komitesi başkan yardımcısı Yuriy Mysyagin, “Türk İHA’larının nasıl performans sergilediklerini birçok noktada gördük. Bu İHA’lar Rus saldırganlığını caydırmamıza ve misilleme yapmamıza olanak veriyorlar.” açıklamasında bulundu.

Aslında Türk TB2’ler, Türkiye’nin ABD ve İsrail’in satış konusundaki politikasından duyduğu memnuniyetsizlikten ve bir Kürt militan grubu olan PKK ile savaşmak için kendi kontrolü altındaki sistemlere olan arzusundan dolayı ortaya çıktı.

Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank bir röportajda, “Bu ülkeler bizimle yeterince işbirliği yapmadı, bu yüzden biz de kendi programımızı başlatmak zorunda kaldık. Ve Türkiye, doğru zamanda doğru kararlar almanın meyvelerini şimdi alıyor.” ifadelerini kullandı.

Coğrafi ve kültürel olarak Türkiye’ye yakın olan Azerbaycan, geçen yıl bir dizi TB2 drone tedarik etti. Azerbaycan, 1994’te ateşkesle sonuçlanan çatışmalarda Dağlık Karabağ bölgesinin kontrolünü Ermenistan’a kaptırmıştı.

TB2’ler Azerbaycan’ın Ermeni güçlerini alt etmesine yardımcı oldu. Öyle ki; Türk TB2’lerin saldırıları video olarak kaydedildi ve Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından çevrimiçi olarak yayınlandı.

Fotoğraflar ve videolar kullanarak imha edilen teçhizatlar konusunda doğrulama yapan Oryx, 106 Ermeni tankının, 146 topçu parçasının, 62 çoklu roket fırlatma sisteminin, 18 karadan havaya füze sisteminin, yedi radar biriminin ve 161 diğer unsurun Türk insansız hava araçları tarafından imha edildiğini aktardı.

Oryx ayrıca Ermenistan’ın toplam kayıpların muhtemelen daha yüksek olduğunu belirtti.

Altı hafta süren çatışmaların ardından Azerbaycan uzun süre önce kaybettiği topraklarının çok büyük bir bölümünü geri aldı.

Azerbaycan zaferi sonrası Türkiye’nin İHA’ları daha da dikkat çekti. Kanada dahil bazı şirketler ve ülkeler, TB2’de kullanılan bileşenlerin ihracatını durdurdu. Bu gelişmenin ardından ise Baykar firması yetkilileri, Türkiye’nin kendi kameralarını sistemlerine entegre ettiklerini ve motor için çalışmalara hız verdiklerini açıkladı…”

Kaynak: M5
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close