Kiev karşı saldırıların bozguna uğramasına karşın Rusya’nın iç kesimlerine, Karadeniz’e ve Kırım Yarımadası’na yönelik İHA saldırılarıyla karşılık veriyor.
Savaş alanına giren teknoloji, çatışmanın doğasını değil, özelliklerini değiştirir. Prusyalı düşünür Carl von Clausewitz’in söylediği gibi; “Savaşın doğası sabittir.” Yine onun dediği gibi, “Savaş başka bir anlamda siyasettir.”
Savaş alanındaki teknoloji, savaşı planlayan liderlerin işini kolaylaştırıyor ve basitleştiriyor. Bu liderlerin yaklaşmakta olan zaferini, daha gerçekleşmeden müjdeliyor. Teknoloji, liderlere karmaşıklıkları ve gizli şeyleri hesaba katmayan doğrusal düşünmeyi (Linear Thinking) dayatıyor. Bu liderlerin zihinlerinde ve farkındalıklarında savaş mümkün, kısa vadeli ve ucuz hale geliyor.
Savaş alanına giren teknoloji, bir yerde işleri basitleştirirken diğer yerlerde ise karmaşıklaştırıyor. Bir yandan askeri araçların performansını artırıyor. Ancak bu askeri aracı kullanan operatörün ileri düzeyde olmasını gerektiriyor. Her yeni teknolojiyle birlikte savaşçının görev tanımı da değişiyor. Teknolojik değişim çok hızlı bir aşamaya ulaştığından, ona yetişme çabasında insan unsurunun üzerinde ağır bir yük ortaya çıkıyor.
Peki, yeni teknoloji savaşa girdiğinde önceki savaşlardan öğrenilen dersler halen geçerliliğini koruyor mu? Peki, kim kimden önce geliyor? Kimin teknolojisi var, kimin yok? ABD 2003 yılında Irak’ı işgal ettiğinde son teknolojiye sahipti ancak siyasi iradesini dayatmayı başaramadı. Yani mesele sadece teknoloji değil. Modern teknolojiye sahip olmayanlar için her zaman asimetrik (Asymmetric) yaklaşım vardır. Bu yaklaşım özünde ‘operasyonel-taktik adaptasyon’ olarak adlandırılan duruma dayanıyor.
Sabiteler ve değişkenler
Savaşta her zaman ‘savunma’ ve ‘saldırı’ olacaktır. Bu, kullanılan ortamdan veya mevcut araç ve teknolojiden bağımsızdır. Her zaman casusluk, kulak misafirliği, pusu ve baskınlar olacak. Her zaman aldatma (Deception) fikri olacaktır. Ve daima üç savaş seviyesi olacaktır: Stratejik, operasyonel ve taktiksel. Hedefler ve belirlenen araçlar arasında her zaman bir sürpriz unsuru ve aynı zamanda bir denge unsuru olacaktır. Her zaman bir manevra süreci, yani düşmanı bir yerde sıkıştırıp başka bir yerde onu geride bırakma süreci olacaktır. Son olarak, savaşın doğası sabit kalacak ancak özellikleri üç boyutta değişecek: ‘sosyal boyut, siyasi boyut ve ekonomik boyut.’
Burada, insansız hava araçları (İHA) savaşa girdiğinde durmalıyız.
Birinci Dünya Savaşı’nda askerler savaş alanını havadan ve yukarıdan keşfetmek için balonlar kullanıyorlardı. Amaç ya düşmanın pozisyonları ve askeri hazırlık durumu hakkında taktiksel bilgi toplamak ya da sadece topçu ateşini düzenlemekti. Bu, düşman hakkında bilgi toplarken her zaman farklı özellikler ve araçlarla temsil edilen sabitelerin olduğunu kanıtlıyor. Savaşlarda balon kullanımı eski iki ortama (kara ve deniz) yeni bir ortam (hava) ekledi. Ancak 21’inci yüzyılın İHA’ları ek bir ortam kullanıyor: Siber uzay.
İHA’lar bildiğimiz hava kuvvetleri değil. Ama hava kuvvetleri olmayanlar için mutlaka hava kuvvetleri görevi görüyorlar.
Ayrıca su üstü deniz devriyeleri bir ülkenin ‘denizcilik’ faaliyeti sayılmaz. Ama kesinlikle deniz silahı olmayanların deniz silahıdır. Dalgıç (Submersible) İHA’ları aynı zamanda deniz silahlarını tamamlıyor ve denizaltıların yerini alıyor.
İHA’ların farklı görevleri var. Birkaç çeşitleri mevcut. Bazen hedefi doğrudan gören modern topçu silahıdır. Mümkün olan en akıllı topçu bombasıdır. Hatta gelecekte topçu silahlarının yerini İHA’ların alıp almayacağını merak edenler bile var.
Bilgi toplayan, düşman hareketlerini araştıran (Reconnaissance/Keşif) ve hatta saldırı için mümkün olan en kolay rotaları ve eksenleri araştıran bir İHA türü bulunuyor.
Hedefin üzerinde gezinen veya onu arayan ve onun üzerinde kendini imha eden (Loitering-Suicide / Kamikaze) İHA mevcut. ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı Amerikan Switchblade İHA’sı da bu çerçeveye giriyor.
Ayrıca, küçük bir patlayıcı yükü taşıyan, kalabalık bir grubun parçası olarak uçan (Swarming) küçük İHA’lar yani dronlarda var. Amaç her zaman hedefi bin kesimle (Death by One Thousand Cuts) öldürmek. Her biri birkaç gram patlayıcı taşıyan bin küçük drone düşünün. Arı sürüsü gibi birlikte uçarlar. Belirli bir hedefe yönelik ve birbirleriyle çarpışmayacak şekilde programlanırlar. Sizce bunlar konvansiyonel hava savunmalarıyla yok edilebilir mi?
İHA’lar aynı zamanda temel hava savunmalarını yanıltmak ve dikkat dağıtmak için de kullanılır. Bir İHA savunma sistemlerini işgal etmek ve dikkat dağıtmak için fırlatılırken asıl bombalama ağırlık merkezini oluşturan bir hedefe yapılır.
İHA’lar topçu birlikleri için kontrolör ve koordinatör görevi görür. Hedefi yeniden tanımlar ve koordinatları savaş alanının (Battlespace) kolektif komutanlığına iletir.
Yani İHA’lar göreve ve hedefe olan mesafeye bağlı olarak birbirlerinden farklılık gösterir. Savaş sahasının üç boyutu (stratejik, operasyonel ve taktiksel) olduğundan, İHA’ların bir uçuş süresi ve uygun bir yük taşıma kapasitesi vardır. Bu da İHA’ların kapsamını ve etkinliğini yansıtır. Mesafe ne kadar büyük olursa yük o kadar az olur.
Ülkeler İHA üretmeye veya edinmeye çalışıyor. Çünkü bu ülkenin modern teknoloji yarışındaki konumunu yansıtıyor. İHA üretmek, mevcut teknolojik devrimin ürünlerine, örneğin yapay zekâya ek olarak, sanayi devriminin ürettiği her şeyin kullanılmasını gerektiriyor. Eğer bu ülkeler bugün bildiğimiz İHA’ları üretemezlerse inovasyona başvurabilirler. Örneğin Kuzey Kore eski Sovyet uçaklarını kamikaze İHA’larına dönüştürdü.
Eski ABD Başkanı Barack Obama, terörle mücadelesini İHA’lar vasıtasıyla bazı suikastlar gerçekleştirerek sürdürdü. Kuşkusuz bu yöntem, ABD Kongresi’nin önceden onayını gerektiren savaştan daha ucuzdur. İHA faaliyetlerinin durdurulması siyasi bir yük getirmez. İran’ın Hürmüz Boğazı üzerinde İHA’sını düşürdüğü (teknik bir arıza nedeniyle düşmüş olabilir) Başkan Donald Trump döneminde olan da buydu. Peki, uçak konvansiyonel bir savaş uçağı olsaydı ve içinde savaş esiri olmuş bir pilot bulunsaydı, o dönemde durum nasıl olurdu bir düşünelim.
Savaşın kazananını İHA’lar mı belirliyor?
Cevap ‘hayır’ olabilir. Zira İHA’lar savaşı çözer ama savaşı bitirmez. Savaş ya düşman yenildiğinde ve yenilgiyi kabul ettiğinde sona erer ya da toprak işgal edilip çözüm dayatıldığında… Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı, Normandiya çıkarmalarına kadar sona ermedi. Japonya ile savaş, nükleer silahların kullanılmasına, Japonya’nın yenilgiyi kabul etmesine ve İmparatorun teslim olmasına kadar son bulmadı. Ancak İHA’lar bazı önemli savaşları sonuçlandırdı. Türkiye’nin Bayraktar İHA’sı Libya sahnesinin yeniden şekillenmesine katkıda bulundu. Türk İHA’ları, Ermenistan’ın Azerbaycan’la tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesindeki yenilgisine de katkı sağladı. Türk İHA’larının motorlarının Ukrayna’da, Rusya’nın yakın zamanda bombalayarak hedef aldığı Zaporijya bölgesindeki Motor Sich fabrikasında üretildiğini hatırlatalım.
Ukrayna savaşında İHA’ların etkinliği
Savaşın başında Rusya, İHA’lara hazırlıklı değildi ve şu ana kadar bu konuda hep acı çekti. Yoksa İran’a başvurarak İHA tedarik etmesinin ve İran’la İHA’ların Rusya’da üretilmesi konusunda anlaşmasının ne anlamı var?
Aslında Rusya, Ukrayna savaşında İHA’ları topçu yerine kullanıyor ve balistik füze eksikliğini telafi ediyor. Zira İHA’lar hazır ve füzelerden daha ucuz.
Diğer yandan Ukrayna, her türlü İHA’nın yaygın kullanımıyla öne çıkıyor.
Bunun nedeni aşağıdaki maddelerden kaynaklanabilir:
– Birincisi, etkili uçak eksikliği. Zira Ukrayna’nın elinde Karadeniz’deki Rus filosuyla savaşmak için deniz silahları bulunmuyor. Ancak Rusya’nın iç kesimlerini İHA’larla hedef alma gücüne sahip. Ukrayna savaş uçaklarını Rusya toprakları üzerinde uçurmak hem pek olası değil hem de zor.
– İkincisi, İHA’lar, ister Batı’nın yardımıyla, ister yerel üretim yoluyla olsun, Ukrayna’da bol miktarda mevcut. Bu bağlamda The Washington Post, Ukrayna’daki İHA üretim dalgasına ilişkin uzun bir makale yayınladı ve bu makalede Ukrayna’nın İnovasyon, Bilim ve Teknolojiden sorumlu bir Başbakan Yardımcısı atadığını bildirdi. Ayrıca Ukrayna’da bu alanda çalışan 200’ün üzerinde firma bulunuyor.
Google’ın eski yöneticisi Eric Schmidt de Ukrayna şirketlerinin bu sektöre yatırım yapması için 10 milyon dolar ayırdı. Ayrıca Ukrayna’da bu sektörde eğitim alan on binlerce kişi bulunuyor.
Son olarak yapay zekâ, Ukrayna’daki İHA üretimine hızla girdi. Bu bağlamda bahsetmeye değer olan şey, deney ile geri bildirim (feedback) arasındaki sürenin kısa olması ve modernizasyon, modifikasyon ve bir buçuk yılı aşkın süredir devam eden askeri deneyim alanına çok hızlı bir dönüşün olduğudur. Bu bağlamda The Washington Post, Ukrayna’da yapay zekâ kullanan İHA’ların, Rus elektronik harbinin müdahalesini aşabildiğini belirtiyor. Bu İHA’lar, önceden yüklenmiş verilere göre birincil hedefe odaklanır. Operatör ile GPS üzerinden bağlantı kesilse bile intihar bombacısı ile görev tamamlanır ve hedef yok edilir.
İHA’ların planı dinamiktir
ABD, Ukrayna’daki Rus kuvvetlerine karşı bir karşı saldırıya hazırlık amacıyla 60 binden fazla Ukraynalı askeri eğitti. ABD ve NATO da bu güçleri Batı tarzında, yani birleşik silahlı mücadele (Combined Arms) için gereken her şeyle donattı.
Ukrayna saldırısı zayıflayınca Kiev, Ukrayna’daki ana savaş alanına üç saha daha eklemek için harekete geçti: Rus iç sahası, Karadeniz sahası ve Kırım sahası. Bu sahalarda çeşitli İHA’lar başrol oynuyor.
Peki, neden?
– Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşı yalnızca ‘özel bir askeri operasyon’ olarak değerlendirmesinden sonra, savaşı Rusya’ya taşımak ve Rusya’nın iç güvenliğinin kırılganlığını göstermek.
– Her gün Rus bombardımanına maruz kalan Ukrayna sokağını tatmin etmek, moralini yükseltmek ve Ukrayna’nın Rusya içinde aynı şekilde karşılık verme becerisini göstermek.
– Batılı hükümetler ve kamuoyu nezdinde karşı saldırının başarısızlığını hafifletmek ve askeri yardımın aynı hızda devam etmesini sağlamak.
– İHA’lar, Rusya’nın birçok ekipmandaki üstünlüğü açısından taktik ve operasyonel dengeleyici rol oynuyor.
– Karadeniz’de Ukrayna yapımı deniz İHA’ları güç dengesini değiştirdi ve Rus deniz filosuna yeni angajman kuralları getirdi. Hatta Ukrayna yakın zamanda Odessa’dan başlayarak Türk deniz yollarına, Romanya ve Bulgaristan üzerinden ihracat için bir deniz koridoru çizmeye bile cesaret etti.
– Ukrayna, bu yeni silahı kurumsallaştırmak için bir deniz piyade tugayı oluşturdu ve bunu geçtiğimiz günlerdeki Bağımsızlık Günü kutlamalarında ilan etti.
Ortak silahlı mücadele
Bu bağlamda ABD’nin yakın zamanda Ukrayna’dan, yeni Ukrayna kuvvetlerinin hazırlandığı eğitimin uygulanmasında ortak silahlı mücadeleye geri dönmesini istediği yönündeki raporları da belirtmeliyiz. ABD’nin çabalarını yaklaşık 900 kilometrelik cephe boyunca dağıtmak yerine, Kırım Yarımadası sınırlarına kadar bir gedik oluşturacak şekilde tek eksene odaklanması gerekiyor. Bu nedenle İHA’lar, Ukrayna’nın bu ortak silahlı mücadelesinde ek bir faktör olacaktır. Eğer Ukrayna cephede bazı başarılar elde ettiyse, bu kesinlikle yalnızca İHA’lardan kaynaklanmıyor. Aslında Ukrayna bugün, mevcut İngiltere Genelkurmay Başkanı Amiral Tony Radakin’in belirlediği, Starve, Stretch, Strike, 3Ss üçgenine dayanan bir prensibe dayalı bir stratejiye dayanıyor. Yani lojistik güçlerden mahrum kalmak, erişim alanını genişletmeye zorlamak ve ardından onu hedeflemek. Rusların çekilmek zorunda kaldığı Herson şehrinde de aynı durum yaşandı.
Sonuç olarak, gelecekte teknoloji ‘mikro’ atom bombası taşıyabilen bir İHA geliştirmedikçe, İHA’lar henüz savaşı çözebilecek gibi görünmüyor. Ancak kesin olan şu ki İHA’lar 21’inci yüzyılda savaşın özelliklerini değiştirdi.
Kaynak: Sarkul Avsat