Rapor: “İnsanlık tarihinin en tehlikeli nükleer gerilimlerinden birine doğru sürükleniyoruz”
SIPRI tarafından ortaya konulan verilere göre, başta Çin olmak üzere birçok ülkenin nükleer cephanelikleri giderek büyüyor ve jeopolitik gerilimler arttıkça cephanelikler modernize ediliyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) direktörü Dan Smith AFP’ye yaptığı açıklamada, “Dünya çapında nükleer silah sayısının azalması ile ilgili sürecin sonuna vardık.” ifadelerini kullandı.
SIPRI’ye göre artışın büyük kısmı, stokunu 350 başlıktan 410 savaş başlığına çıkaran Çin’den geldi.
Rapora göre ayrıca, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore de stoklarını artırdı. Rusya ise, 4.477 olan savaş başlığını kısa süre içerisinde 4.489’a çıkardı.
Fakat rapora göre genel verilerde hala, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri tüm dünyadaki tüm nükleer silahların neredeyse yüzde 90’ına sahip olmaya devam ediyor.
Çin, 10 yıl sonra ABD ve Rusya’yı yakalayacak
SIRPI’nin son raporunda Çin’in nükleer cephaneliğindeki büyüme sayesinde Pekin’in on yıl sonra ABD ve ve Rusya’nın nükleer stokuna ulaşacağı uyarısı yapıldı.
SIRPI kıdemli araşırmacısı Hans M. Kristensen, “Çin’in nükleer cephaneliğini önemli ölçüde genişletmeye başladığını ve bunun dünyanın nükleer hesaplarını alt üst edebileceğini” ifade ederek, “Bu eğilimi, Çin’in yalnızca ulusal güvenliğini sürdürmek için gereken asgari nükleer kuvvete sahip olma hedefiyle bağdaştırmak giderek zorlaşıyor.” dedi.
SIPRI’deki araştırmacılar, nükleer silahların kontrolü ve silahsızlanma konusundaki diplomatik çabaların, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından gerileme yaşadığını da kaydetti.
Örneğin ABD, işgalin ardından Rusya ile “ikili stratejik nükleer anlaşmasını” askıya aldı. Şubat ayında ise Moskova, ABD ile yapılan Nükleer Kontrol ve Diyalog Anlaşması’na (New START) katılımı askıya aldığını duyurmuştu.
Aynı zamanda Smith, yeni savaş başlıkları geliştirmenin daha uzun zaman alması nedeniyle stoklardaki artışın Ukrayna’daki savaşla açıklanamayacağını ve artışın büyük kısmının, bu savaştan doğrudan etkilenmeyen ülkelerde yaşandığını belirtti.
Rapora göre Çin, ekonomisi ve nüfuzu büyüdükçe ordusunun tüm bölümlerine büyük yatırımlar yapıyor.
Smith, “Gördüğümüz şey, Çin’in askeri bir dünya gücü olarak öne çıkma sürecidir.” tespitinde bulundu.
Kaynak: M5