İsrail’de hükümet ile ordu arasında Gazze Şeridi’nin işgal kararına ilişkin anlaşmazlığın gün yüzüne çıktığı bir dönemde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen bir grup siyasi figür ve strateji uzmanı, ordunun planının uygulanmasına karşı geniş bir kampanya başlattı.
Söz konusu isimler, kara saldırısının İsrail ordusu askerlerini Hamas operasyonları açısından risk altına sokacağı konusunda uyardı. ABD yönetimiyle anlaşmazlık tehlikesi yaratacağı, geniş bir bölgesel savaşa neden olacağı ve esirlerin hayatlarını tehdit edeceği savunuldu.
Kampanyayı yürüten isimler “Gazze’yi zaten kara işgalinden önce yerle bir ediyoruz. O halde kara harekâtına ne gerek var?” diye sordu. Sosyal ağlardaki paylaşımlarda uzaktan bombalamanın mümkün olduğu kadar çok binayı yok etmeyi amaçladığı kaydedildi. Hatta İsrail bombardımanından kaçan sivillerin sığındığı hastanelerin, okulların ve diğer yerlerin bombalanmasına destek verdiklerini şu ifadelerle ortaya koydular:
“Bunlar hastane değil, Hamas liderliğinin karargâhı. Burası barınak değil, füze deposu. Burası bir okul değil, bir tanksavar füzesi pususu. Çocuklarımızın hayatı daha önemli.”
Kampanya yönetimi
Bu kampanyayı medya ve stratejik danışmanlar Ariel Segal ve Erez Tadmor ile Likud Partisi’nden Knesset üyesi Amit Halevi yönetiyor. Finansman kaynağıysa bilinmiyor. Bu nedenle Yedioth Ahronoth gazetesi, bunun Netanyahu’nun yürüttüğü bir kampanya olduğunu belirten bir yazı yayınladı.
Ordu bu kampanyaya kara operasyonunu gerçekleştirmek için siyasi liderlikten izin beklediğini bildirerek yanıt verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Netanyahu’nun, orduda dışlanan ve işgalin en ateşli muhaliflerinden biri olarak kabul edilen emekli Tümgeneral Yitzhak Brick ile yeniden görüştüğüne dair haberler sızdırıldı. Brick’e göre bu harekât çok sayıda can kaybına mal olacak ve beş, belki de altı cephede geniş bir bölgesel savaş başlatacak (Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Yemen ve belki de İran). Brick, İsrail askeri liderliğini son yirmi yıl boyunca orduyu bu büyüklükte ve zorlu bir savaşa gerçekten hazırlamamakla suçluyor. İsrail siyasetini takip edenlere göre stratejik siyasi kararların yükünü hükümete, özellikle de başbakana yüklemek isteyen ordu yönetimi bu şekilde çalışıyor.
Netanyahu ile ordu arasında güven krizi
Yedioth Ahronoth gazetesinin iki önemli yazarı Nahum Barnea ve Ronen Bergman, ‘Netanyahu ile ordu arasında güven krizi’ başlığıyla bir makale yayınlamıştı. Makalede, sorunun savaşın yönetimine ilişkin profesyonel ve stratejik bir anlaşmazlık meselesi olmadığını, daha ziyade ordunun Netanyahu’nun savaşı kendi çıkarlarına göre yönettiğine olan inancından kaynaklandığını vurguladılar. Orduya göre Netanyahu, daha uzun süre iktidarda kalabilmek için savaşı uzatmaya çalışıyor.
Makalede şu ifadelere yer verildi:
“Netanyahu ile ordu arasındaki güven krizi, İsrail’in 7 Ekim’de uğradığı korkunç zarara bir yenisini daha ekledi. İçinde bulunulan durum, savaşa odaklanmayı ve acı verici kararlar almayı çok zorlaştırıyor. İsrail’in artık misyona odaklanmış etkili bir liderliğe ihtiyacı var. Evler yeniden yapılabilir. En zor şey güven inşa etmektir. 1973’te İsrail acı bir şok yaşadı ve ilk başta sert bir darbe aldı. Ancak liderliği, en azından büyük bir kısmı, görevlerini yerine getirmeye devam etti. Bazı liderler, düzenli kararlar alma sürecini ve sonunda galip geleceğimize olan güveni yeniden sağlamak için deneyime ve sükunete katkıda bulundu. Bugün İsrail harekete geçiyor ama görevlerini yapabilecek bir yönetimi yok. Bu 2023 tuzağıdır. Bu sefer, iyi niyetlerine rağmen, konsolidasyonun iki oyuncusu, Benny Gantz ve Gadi Eizenkot, en azından şu anda nihai sonuç üzerinde zayıf bir etki bırakıyor. Netanyahu ile imzaladıkları anlaşma gereği iki isim, Başbakan’ın izni dışında kabine görüşmeleri dışında yetkililerle görüşemiyor. Hamas’ın düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunun üzerinden 17 gün geçti. Sevdikleri Gazze’de bir yerlerde alıkonulan aileler için bu çok uzun bir süre. Bu aynı zamanda her gün ölülerini gömenler, kuzeyde ve güneyde askeri birliklerde emir bekleyenler ve tüm İsrail toplumu için de uzun bir süre. İsrailliler bu mücadelede başarılı oldular.”
Netanyahu ile Savunma Bakanı arasında gerginlik
Siyasi kaynaklar, Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant arasındaki ilişki sisteminin de ortak çalışmayı oldukça zorlaştırdığını bildirdi. İki isim arasındaki gerginlik, Netanyahu’nun ordunun ve Gallant’ın kuzeyde yapmak istediği askeri operasyonu veto ettiğine dair henüz detayları bilinmeyen haberlerin sızdırılmasıyla alevlendi. Joe Biden’ın ülkeyi ziyareti sırasında Netanyahu’nun, Gallant’ın tahminlerini ABD Başkanı’nın duyabileceği şekilde detaylandırmasını engellediği belirtildi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e başlangıçta Hizbullah’a saldırmak istediğini söylemekle yetindi ancak diğer tarafların kararıyla vazgeçti.
Barnea ve Bergman, yüzleşmenin sadece farklı planlar arasında değil, aynı zamanda kişisel bir arka plan üzerinde de olduğunu söylüyor. Netanyahu, sahadaki durum istikrara kavuşunca tüm şiddetiyle başlayacak kitlesel mücadeleye hazırlanıyor. Sosyal medyada Netanyahu’ya yakın olanlar, felaketin sorumluluğunu Gallant’tan Genelkurmay Başkanı’na kadar tüm güvenlik aygıtlarına yüklüyor. Ertesi gün gelecek fırtına korkusu, bakanların adımlarına da yön veriyor ve İsrail ordusunun komutanlığına da sızıyor. Müzakerelerde soruşturma heyetinin kurulacağı günü düşünmekten başlayarak protokolden bahsediyorlar. Bu, karar vericiler arasındaki dürüst ve anlayışlı konuşmayı olması gerektiği gibi çok zorlaştırıyor.
Savaşın hedefi
Hükümet, İsrail ordusunun ulaşılabilir olduğundan şüphe ettiği bir savaş hedefini açıkladı. Netanyahu ve Gallant çeşitli açıklamalarda Hamas’ı Gazze’den silme sözü verdiler ancak bu taahhüdün pratik anlamını açıklamadılar. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, “Yahya Sinvar yönetimindeki tüm organizasyonel altyapıyı ortadan kaldıracağız” dedi ama bu hedefe nasıl ulaşılacak? Bu son manevra mı olmalı?” diye sordu.
Sadece Gazze şehri mi yoksa tüm Gazze Şeridi mi tamamen kontrol altında tutuluyor? İsrail ordusu ve hükümeti İsrail’in gerçekten kazandığını ne zaman anlayacak? Ordu içinde ise hatanın ordu için net hedefler belirlemeyen siyasi liderlikte olduğu söyleniyor. Bu doğru olabilir ama savaş alanından nasıl çıkacağı bir yana, kazanıp kazanmadığını nasıl bileceğini bile açıklamadan savaşa giren bir ordunun en azından durumun bu olduğu konusunda uyarılması gerekir. Geçtiğimiz yıl yargı darbesi nedeniyle ortaya çıkan krizde ordu nasıl uyarı yapması gerektiğini biliyordu. Bu sefer en azından bildiğimiz kadarıyla sesi kısıldı. Ayrıca Hamas’ın tamamen bitirilmesinden sonra, Gazze’de gerçeğin ne olacağı sorusu bildiğimiz kadarıyla ne orduda ne de hükümette tartışılmıyor. İsrail, Gazze’den ne zaman, nasıl çıkacağını ve arkasında ne bırakacağını açıkça belirtmeden bölgeye girmeye çalışıyor.