Çin-Tayvan anlaşmazlığının tarihçesi: 70 yılı aşkın süredir yaşanan askeri gerilimin sebebi ne?
Tayvan, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çin’de çıkan iç savaştan bu yana Çin ana karası ile Ada’daki hükümetler arasında egemenlik ihtilafı kaynaklı askeri gerilimlere sahne oluyor.
Anlaşmazlık, son olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Pasifik turunda Ada’yı ziyaret etmesiyle yeniden dünyanın gündemine geldi.
Pekin yönetimi, kendi parçası gördüğü bölgeye yapılacak üst düzey ziyareti “egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali” olarak değerlendirirken, “askeri karşılık” dahil sert adımlar atacağı uyarısında bulundu.
Batı Pasifik’in stratejik “daralma noktası”
Geçmişte Portekiz sömürgesi olup “Formoza” adıyla bilinen Ada, Pasifik Okyanusu’nun batı kıyısında, Amerikalı tarihçi ve askeri strateji uzmanı Alfred Thayer Mahan’ın büyük güçlerin deniz hakimiyeti stratejilerinin temelini oluşturduğunu öne sürdüğü, okyanusun dar geçitlere ve boğazlara bağlandığı “daralma noktalarının” en önemlilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Güney Çin Denizi ile Doğu Çin Denizi ve Filipin Denizi arasındaki kritik geçiş noktasında bulunan Tayvan, dünya ticaretinin yaklaşık üçte birinin güzergahı olan bir bölgenin merkezinde yer alıyor.
İç savaş ve sonrasındaki çatışmalar
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi ile Tayvan’da 1895’teki Birinci Çin-Japon savaşından bu yana süren Japon işgali son buldu.
Ada, o sırada Çin Cumhuriyeti’nde iktidarda olan Milliyetçi Parti (Koumintang/KMT) himayesine girdi.
Bu dönemde Ada’nın yerli halkı ile Koumintang yönetimi arasında gerilimler meydana geldi.
1947’de, “28 Şubat” vakası olarak anılan isyan girişimi Milliyetçiler tarafından kanlı şekilde bastırıldı.
O dönemde, ana karada Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile KMT arasında kanlı bir iç savaş patlak verdi.
Savaş, 1949’da Komünistlerin kesin zaferiyle sonuçlandı.
Mao Zedong liderliğindeki ÇKP, 1 Ekim’de Pekin’de Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) kuruluşunu ilan etti.
Yenik düşen KMT mensupları ise Komünistlerin deniz gücünün zayıf olmasından yararlanarak Tayvan Adası’na çekildi.
Çan Kay-şek önderliğindeki partizanlar, 1912’de kurulan Çin Cumhuriyeti’nin (ÇC) egemenliğinin Ada’da devam ettiğini belirterek Aralık 1949’da Taipei’yi geçici başkent ilan etti.
Taraflar arasındaki savaş hali 1979’a kadar sürdürdü.
İlk olarak KMT güçleri Haziran 1949’da tüm Çin limanlarının kapatıldığını ilan ederek, bölgeden geçen yabancı gemilere müdahaleye başladı.
O yıllarda Çin ana karasında demir yolu ağı yaygın olmadığından bu müdahale kuzey ve güney Çin arasındaki ticareti sekteye uğrattı.
ÇHC’nin ilanının hemen ardından Komünistler Ekim 1949’da Tayvan Boğazı’nda KMT kontrolündeki Kinmen (Quemoy) Adaları’na saldırı başlattı.
Milliyetçiler saldırıyı püskürterek Komünistlerin Tayvan’a ilerlemesini önledi.
Komünistler ertesi yıl düzenledikleri saldırılarda başarılı oldu.
Nisan 1950’de güneybatıdaki Hainan Adası’nı, mayısta Cıciang eyaleti açığındaki Couşan Adası’nı, ağustosta ise Guangdong eyaleti açığındaki Vanşan Adası’nı ele geçirdi.
Birinci Tayvan Boğazı krizi ve ABD’nin soruna müdahil olması
Koumintang, ana karadaki Fucien eyaleti kıyısında kontrol ettiği adaları, gelecekte Komünistlere karşı düzenleyeceği bir harekatın sıçrama tahtası olarak görüyordu.
Komünistlerin 3 Eylül 1953’te Kinmen Adaları’nı bombalamaya başlayıp aynı anda Doğu Çin Denizi’ndeki Daçen Adaları’nı tehdit etmesiyle Birinci Tayvan Boğazı krizi patlak verdi.
ÇHC’nin 20 Ocak 1955’te Doğu Çin Denizi’ndeki Yicangşan Adaları’nı KMT’den geri alması üzerinde ABD Kongresi, 24 Ocak’ta dönemin ABD Başkanı’na Çin Cumhuriyeti’nin deniz aşırı topraklarını koruma yetkisi veren “Formoza Kararı”nı kabul etti.
İkinci Dünya Savaşı boyunca Çan Kay-şek önderliğindeki Milliyetçi Parti güçlerini bilfiil destekleyen ABD, ilk kez Tayvan konusunda kendine bir tür garantör rolü biçti.
ABD hükümetinin bu tutumu benimsemesinde, aynı yıllarda Kore Savaşı’nda Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sovyetler Birliği ile Kuzey Kore güçlerini desteklemesi etkili oldu.
Kriz, Bağlantısızlar Hareketi’ne öncülük eden ülkelerin devreye girmesi ve Komünistlerin Mart 1955’te Kinmen bombardımanına son vermesiyle çözüldü.