Analiz: Çin'in tatbikatları işgal hazırlığı mı? Çin'in olası Tayvan'ı işgal planı ne? - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Analiz: Çin’in tatbikatları işgal hazırlığı mı? Çin’in olası Tayvan’ı işgal planı ne?

Abone Ol 

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Çin bölgede geniş çağlı tatbikat başlattı. Peki, 7 Ağustos’ta bitmesi beklenen tatbikat ile birlikte Çin Tayvan’ı işgal edecek mi?

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tavyan ziyareti sonucunda Pekin hükümeti tarafından başlatılan askeri tatbikatın süresi uzatıldı. Çin’in tüm tehditlerine rağmen Tayvan’ı ziyaret eden Pelos’nin bölgeden ayrılmasının ardından ilk olarak Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve iş birliği mekanizmalarını durdurma kararı aldı.

Çin basınında yer alan haberlerde, “Pelosi’nin işlediği 6 günah” ise şöyle sıralandı:

Hukukun üstünlüğünün ayaklar altına alınması,
Geçmişte verilen sözlerden dönmek
Barışı baltalamak
Çin’in içişlerine karışmak
Manipülasyon ve
Gücün bencil amaçlar için kötüye kullanılması

Hemen ardından Pelosi’ye yaptırım kararı alan Pekin yönetimi, ‘Adaya yönelik saldırı simülasyonları’ başlattı. Operasyonun ardından Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) Doğu Cephesi Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “denizaltı-savar ve havadan gemiye saldırılara odaklanacağı” özellikle vurgulandı.

İlk açıklamada, operasyonun tarihleri 4-7 Ağustos olarak verilirken uzatma kararı da kısa süre sonra duyuruldu. Pekin yönetimi Tayvan’ı, 66 savaş uçağı ve 14 gemi ile abluka altına alırken bölgedeki siber saldırıların sayısı da kısa sürede arttı. Çin, Tayvan çevresinde sekizi Sukhoi Su-30 savaş uçağı ve dört Shenyang J-11 savaş uçağı da dahil olmak üzere 12 uçak ile hava sınırını ihlal etti.

Tayvan medyası MND’nin aktardığı bilgiye göre, altı Shenyang J-16 savaş uçağı, üç Xian H-6 bombardıman uçağı ve bir Shaanxi Y-8 denizaltı karşıtı savaş uçağı da Tayvan’ın güneybatısında tatbikatlar gerçekleştirdi. Ayrıca, PLA’nın kuzey, güney ve doğu Tayvan’da 11 Dongfeng balistik füze ateşlediği duyuruldu.

Bölgedeki sivil gemilere ve uçaklara erişimi kısıtlayan Çin, özellikle altı bölge seçti. Seçilen bölgelerin, limanların tutulması, en önemli askeri tesislere saldırı ve Tayvan’a yardım edebilecek yabancı güçlerin erişiminin engellenmesi için kritik noktalardan oluştuğunu vurgulayan uzmanlar, Çin’in Tayvan’ı işgal etmeden de dış dünya ile bağını kesebileceği görüşünde.

CCTV’ye Çin operasyonunu değerlendiren PLA National Defense University’den Meng Xiangqing, seçilen altı bölgenin güneybatı yönünde izlendiğinde, Tayvan’ın hem Japonya’dan hem de ABD üslerinin bulunduğu Okinawa’dan ayrıştırılmasında rol oynadığının görülebileceğini vurguladı.

PLA’nın güneyde “Güney Çin Denizi”ne giriş çıkışın sağlandığı Bashi Kanalı’nı kontrol altına alabileceğine dikkat çeken Meng, “Bu, Tayvan Adası’nın eşi görülmemiş bir kuşatması” ifadelerini kullandı.

CNN’den Brad Lendon’ın aktardığı bilgiye göre, ABD Pasifik Komutanlığı’nın Hawaii’deki Ortak İstihbarat Merkezi eski Operasyon Direktörü Carl Schuster, Çin’in tatbikatlarını gerçekleştirdiği altı bölgenin ‘izolasyon’ amacı taşıdığını vurgulayarak, “Pekin’in önce Tayvan’ı izole edeceğini ve Taipei’nin siyasi iradesini kırma umuduyla hava ve füze saldırılarına başvuracağını gösteriyor. Pahalı bir işgal muhtemelen son çaredir” dedi.

Pekin’in gerçekleştirdiği tatbikatın, PLA’nın eğitim takvimindeki ‘standart’ uygulamalar ile aynı zamanda geldiğine dikkat çeken Schuster, Pelosi’nin ziyaretin tatbikatın büyütülmesi için zemin hazırladığının altını çizdi.

Pekin merkezli düşünde kuruluşu South China Sea Strategic Situation Probing Initiative (SCSPI) ise Çin’in tatbikatı sürerken yedi ABD savaş uçağının bölgede uçuş gerçekleştirdiğini sosyal medya ağı Twitter üzerinden paylaştı.

TAYVAN FİİLEN İŞGAL EDİLEBİLİR Mİ?

Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından yaşanan gelişmeler, Çin’in fiili bir işgal için hazırlanıyor olabileceği kaygısını artırırken, gelişmeleri Dünya’daki köşesinde değerlendiren Güven Sak, Pelosi’nin ziyaretin temmuz ayında kabul edilen “Çip Yasası” (CHIPS Act) ve haziran ayında açıklanan “Maden Güvenliği Ortaklığı” (Mineral Security Partnership) ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Küresel tedarik zincirinin yeniden yapılandırılmasının önemini vurgulayan Sak, Pelosi’nin ziyaretinin de bu noktadan değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Çin’in askeri tatbikatlar aracılığı ile ‘liderlik gücü’nü gövde gösterisine dönüştürmesinin Hindistan, Japonya ve Rusya’yı rahatsız edebileceğine dikkat çeken uzmanlar, ABD ve Avrupa’nın tek kutuplu dünyadan çok kutuplu yeni bir düzene geçilmesine direncinin Asya’da karşılık bulamayacağı görüşünde.

Zira, Japonya’nın Pelosi’nin ziyaretini destekleyen G7 bildirisine katılması ve Çin’in askeri operasyonunu kınaması da bunun göstergelerinden birisi. Fakat her şeye rağmen Pelosi’nin ziyaretinin güvenlik politikalarını zedelediği, milliyetçi görüşlerin görünür hale gelmesini ve silahlanma yarışını hızlanıracağı da kesin.

Asya-Pasifik’te ipler her geçen gün gerilirken esas sürpriz baştan Arjantin olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin ABD’ye gösterdiği tepki oldu. Geçtiğimiz on yıl içerisinde Pekin yönetimi ile hem askeri hem de ekonomik ilişkilerini geliştiren Latin Amerika ülkeleri, “Tek Çin” politikasının da en önemli destekçileri arasında.

Üstelik, Pelosi’nin Tayvan ziyareti yalnızca Çin’in egemenlik hakkı üzerinde değil, göreve geldiği ilk günden bu yana milliyetçi politikaları ile yükselen Xi Jinping’in liderliğini de yakından ilgilendiriyor. ÇKP’nin üst kademelerinde iç ve dış politikasına muhalif sesler olsa da, görev yaptığı sürede hem partinin hem de devletin kurumsal çerçevesine en fazla katkı yapan isim olarak öne çıkan Jinping’e yakın dönemde etkili biçimde muhalefet edecek bir oluşum henüz mevcut değil. Fakat Pelosi’nin konuşması sırasında, “kendi kaderini tayin hakkını”nın ABD-Tayvan ilişkilerinin temel değerlerinden biri olarak nitelendirmesi ve “Tayvan halkı” ifadesi, yalnızca diplomatik değil, ÇKP içerisindeki aykırı seslerin de tezahürü olarak nitelendirildi.

Fakat genel kanaat o ki; Tayvan sorunu özünde ÇKP’nin meşruiyeti ve Jinping’in kişisel gündemi ile iç içe olduğundan, Çin askeri denge ABD’nin lehine olana kadar doğrudan bir savaş başlatmayacak.

Kaynak: İntellStrategy

 

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close