Analiz: ABD-Çin rekabetinde yeni perde "enerji" - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Analiz: ABD-Çin rekabetinde yeni perde “enerji”

Abone Ol 

ABD Başkanı Joe Biden’ın geçtiğimiz günlerde onayladığı ‘Enflasyonu Düşürme Yasası’ içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik sübvansiyonlar da yer alacak. Son on yılda yenilenebilir enerjide dünya lideri olmayı başaran Çin ile rekabet etme gücü arayan ABD açığı kapatabilecek mi?

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, ABD tarihindeki en büyük temiz enerji yatırım paketini onayladı. Söz konusu paketin içerisinde, rüzgar ve güneş enerjisi ile birlikte elektrikli araçları da kapsayan 370 milyar dolarlık sübvansiyon bulunuyor.

İklim krizi ile mücadele için ABD’nin attığı en büyük adımlardan birisi olan tasarı, Washington yönetiminin ekonomik ve jeopolitik olarak en büyük rakibi olan Çin’i yakalamak için de bir fırsat olarak görülüyor.

Peki, ABD Çin’i yakalamayı başarabilecek mi?

Çin, iklim krizi ile küresel mücadelenin en önemli aktörlerinden birisi konumunda bulunuyor. Ülkenin en büyük paradoksu ise dünyanın en büyük kömür üreticilerinden biri olması. Öte yandan Pekin hükümeti geçtiğimiz on yılda gerçekleştirilen büyük ölçekli yatırımları ile yeşil enerjide lider olmayı başardı. Çin, yeşil enerjiye hem kamu hem de özel sektör aracılığı ile toplamda 380 milyar dolar yatırım yaptı. Söz konusu rakam 2021 yılının en büyük yatırımı olarak listelendi.

Yatırımlarının yanı sıra güneş ve rüzgar panellerini en kısa sürede inşa edebileceğini kanıtlayan Çinli şirketler, iklim değişikliği ile mücadele endüstrisinde aldığı ödüller ile de adından söz ettiriyor.

Pekin hükümetinin ekonomik atılımlarının yanı sıra yeşil enerji yatırımları da Washington yönetimi tarafından yakından takip ediliyor. Uzun süredir beklenen iklim harcamlarını nihayet somut bir yasaya dönüştüren ABD, Çin ile rekabet etme gücünü bir kez daha ortaya koymayı hedefliyor. Washington yönetimi aradaki açığın kapatılmasını iklim, jeopolitik liderlik ve Amerikan ekonomisinin geleceği için de kritik olarak görüyor.

ÇİN YEŞİL ENERJİDE ABD’Yİ NASIL GEÇTİ?

Ülkenin kömür yataklarından kaynaklanan hava kirliliği nüfusun büyük bir bölümünü tehdit ederken özellikle büyük şehirlerdeki hava kalitesi hükümetin göz ardı edemeyeceği bir noktaya kadar gelmişti.

İlk olarak Almanya’nın sunduğu teşvikleri örnek alarak başlayan Pekin yönetimi, 2008 mali krizinin ardından alternatif enerji kaynaklarını yurt içinde gerçekleştirme kararı ile ülkenin yeşil enerji dönüşümünü başlatmıştı. Çin’in yeşil enerji yatırımlarının son on yılı dikkate alındığında, girişimcilik ve devlet sübvansiyonları ön plana çıkıyor.

Çin’in enerji politikaları üzerine araştırma yürüten Center for Strategic and International Studies’den Ilaria Mazzocco, hem iklim değişikliğinin hem de hava kirliliğinin dönüşüm kararında önemli rol oynadığına vurgu yaparak, “Belki daha da önemlisi, bunlar hükümetin stratejik olarak gördüğü sektörlerdi” ifadelerini kullanıyor.

Rüzgar ve güneş enerjisi için kapasite belirleyerek yola çıkan Çin hükümeti, özel şirketlere krediler açarak fosil yakıtlar ile mücadele edebilecek seviyeye kadar gelmelerini sağladı. Hükümetin desteği ile güneş ve rüzgar enerjisi üretimi artarken geçtiğimiz yıl ülkenin enerji ihtiyacının yarısı buradan sağlandı.

2022 yılında ise güneş enerjisi kapasitesini iki katına çıkarmayı hedefleyen yeni projeler ile dikkat çeken Çin en çok Qinghai eyaletindeki çölü kaplayan çok çeşitli güneş panellerinden faydalanıyor.

Çin ile kıyaslandığında ABD’nin yeşil enerji alanındaki ilerlemesinin bir hayli yavaş olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Amerika’daki güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarına vergi kredileri sağlansa da henüz Çin’e yetişmesi mümkün görünmüyor.

İki ülke arasında kıyas yapılmak için bakılan alanlardan bir tanesi de yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğin payı. Pekin yönetimi söz konusu yatırımlar ile yenilenebilir enerjinin 2005’te yüzde 16 olan elektrik üretimindeki payını 2021’de yüzde 28’e çıkarmayı başardı.

Fakat Çin’de hala çelik fabrikalarına ve çimento üretimi için kullanılan elektrik kömürden sağlanıyor.

Grid’de yer alan habere göre, Çin’in elektrikli otomobil üretiminde de ABD’yi geçmiş olması Washington’da dikkatle izleniyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı yatırımları ile büyük kazanımlar elde eden Çin’in elektrikli araçları da ilk kullanan ülkelerden birisi olduğu biliniyor.

Elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli araçları içeren endüstriyel yatırımlara 100 milyar dolardan fazla kaynak sağlayan Pekin yönetimi, vergi indirimleri ile de alıcılara destek olmaya devam ediyor.

2021 yılında Çin’de toplamda 3,3 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti. Bu rakam, Çin’deki toplam araç satışının yüzde 16’sına tekabül ediyor. Fakat aynı dönemde ABD’de yapılan satışlarda alıcılara verilen vergi indirimleri bekleneni karşılamadı. Bu nedenle 2021 yılında ABD’deki toplam otomobil satışlarının yalnızca yüzde 5’inin elektrikli olduğu belirlendi.

Çin’in yenilenebilir enerji endüstrisinde yakaladığı ivme, Washington’da alarm zilleri çalmasına neden oldu. Yasanın Kongre’den geçmesindeki en önemli etken de bu oldu.

Çin’in rüzgar, güneş, elektrikli araçlar ve diğer iklim dostu teknolojiler için çok fazla iç talep yaratarak yeşil enerji ürünleri için büyük bir pazar oluşturması küresel bir güç olmasını da sağladı. Bugün, ABD’de kullanılanlar da dahil yenilenebilir enerji panellerinin büyük çoğunluğu Çinli şirketler tarafından üretiliyor.

ABD, yalnız Tesla’nın sağladığı avantajdan faydalanmaya çalışırken Çin ile rekabet etme gücünü elinde bulundurmak için yeni yasa tasarısının getirilerinden umutlu.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Jonas Nahm ABD’nin alması gereken tavrı, “Malzemenin bazı ekonomik faydalarını da aldığımızdan ve sadece ithal etmediğimizden emin olmamız gerekiyor” sözleri ile ifade ediyor.

ABD’nin yeni tasarıdan beklentisi oldukça yüksek. Tüketicilere ve kamu hizmetlerine Amerika’da üretilen güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç bileşenleri satın almaları halinde daha büyük mali teşvikler sağlamak için tasarlan yeni mevzuatın üretimi genişletmesi bekleniyor.

ABD ve Çin arasında Asya – Pasifik’te yaşanan rekabetin yenilenebilir enerji sektörü ile de yeni bir alana daha taşınması bekleniyor.

Kaynak: IntellStrategy

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close