Analiz: 2022'de Avrupa'da yaşanan savunma politikası değişimleri ve 2023'de Avrupa'yı bekleyen tehlikeler - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Analiz: 2022’de Avrupa’da yaşanan savunma politikası değişimleri ve 2023’de Avrupa’yı bekleyen tehlikeler

Abone Ol 

2022 sona ererken, Avrupa ülkelerindeki savunma ortamı, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana herhangi bir zamanda olmadığı kadar dramatik bir şekilde büyük bir değişim yaşıyor.

24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlamasıyla birlikte Avrupa, yüksek yoğunluklu, büyük endüstriyel ölçekli bir savaş ortamının kıtaya dönüşüne tanık oldu.

Çatışmanın patlak vermesi, Avrupa çapında şok dalgaları oluşturarak, ülkelerin ve vatandaşların Ukrayna savaşına odaklanmasına neden oldu. Ayrıca, otuz yıl boyunca savunma kapasitelerine yeterli kaynağı sağlamayan birçok Avrupa ülkesi arasında derin bir yeniden yapılanma süreci başlattı.

Avrupa kamuoyu, Ukrayna şehirlerinin bombalandığını ve vatandaşların yer altı sığınaklarına saklandığını gösteren günlük haberlerle karşı karşıya kalırken, Baltıklardan İngiltere’ye ve İskandinavya’ya kadar hükümetler, savunma harcamalarını, savunma envanterlerini ve genel olarak askeri kapasitelerini yeniden değerlendirmeye başladılar.

Çok sayıda Avrupa ülkesininin 2025, 2030 yada 2033 yılına kadar savunma bütçelerini GSYİH’nın yüzde 1,5 veya yüzde 2’sine kadar artırmaya yönelik uzun vadeli planları, çok geçmeden yerini hızlandırılmış harcama planları, daha büyük kuvvet yapıları ve hızlandırılmış modernizasyon programlarına bıraktı.

Diğer yandan Ukrayna’nın direniş çabalarına yönelik askeri yardım ve mali destek, Avrupa’daki diğer tüm ülkelerin (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere dahil) yıllık savunma harcamalarını tam anlamıyla geride bıraktı.

Altı aylık bir süre içinde savunmanın önceliklendirilmesindeki bu ani değişiklik, Avrupa için oldukça çarpıcı bir hal aldı.

2022 yılına bakıldığında, Avrupa’da ortaya çıkan savunma ve güvenlikle ilgili başlıca gelişmeler şunlardı:

  • Tüm NATO-Avrupa üye devletlerinin yanı sıra NATO İttifakı dışındaki (Avusturya, Finlandiya ve İsveç gibi) bir çok devletin savunma harcaması taahhütlerinde keskin artışlar yaşandı.

Bunlar arasında; Polonya’nın 2023’te ulusal savunma bütçesini GSYİH’nın yüzde 3’üne çıkarma taahhüdü, Finlandiya ve İsveç’in GSYİH’nın yüzde 2’sine eşit olan ve NATO asgari yıllık savunma bütçesi standardını hedeflemesi gibi gelişmeler de yer aldı.

  • Finlandiya ve İsveç, her ikisi de uzun süredir devam eden askeri bağlantılı olmayan ‘tarafsızlık’ statülerinden vazgeçmeyi ve NATO İttifakına üyelik için başvuru yapmayı seçti. Ukrayna savaşı İskandinav Yarımadası’nın savunma duruşunu 2022 yılında tamamen yeniden şekillendirdi.

  • Eski Varşova Paktı ülkeleri, Soğuk Savaş döneminden kalma ve Rusya tarafından tasarlanmış askeri envanterlerini toplu halde Ukrayna silahlı kuvvetlerine bağışlayarak stoklarını boşaltma yoluna gitti. Buna küçük silahlar ve tanksavar füzelerinden, hava savunma sistemlerine, zırhlı araçlara ve helikopterlere kadar neredeyse her şey dahil edildi.
  • Çek Cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Polonya ve Slovakya gibi NATO üyeleri, eskiyen stoklarını bu şekilde eriterek yakın ve orta vadede kullanımdan kaldırılması planlanan teçhizatları bitirdi ve geleceğe yönelik yeni askeri alımları ve modernizasyon planlarını hızlandırdılar.
  • Avrupa, 2022’ye başladığında zaten pandemi nedeniyle yavaşlayan bir ekonomik ortam nedeniyle zorlanıyordu.Buna, Batı yaptırımları sonrası Rusya’nın enerji akışını keserek “AB’yi cezalandırma” hamlesi ve lojistik yollarındaki sıkıntılar dışında, savaş ile ortaya çıkan yüksek savunma sanayi harcamaları da eklendi. Bu şartların hepsini bir araya getirdiğinizde Avrupa, keskin bir durgunluk olasılığı ve giderek artan kamu huzursuzluğuyla karşı karşıya kaldı.
  • Avrupa’daki ülkelerin Ukrayna’ya ikinci el Rus tasarımı donanım göndermenin zincirleme etkisi, bu ülkelerin askeri yeteneklerinde boşlukları yarattı. Bu da halihazırda zorlanan savunma sanayii baskılarını daha da artırdı.Bazı durumlarda, bu tür boşluklar NATO müttefiklerinin kendi kullanılmış ekipmanlarını birbirlerine bağışlamalarıyla doldurulmaya çalışılıyor. Ancak görünen o ki, Almanya’nın Polonya ile yaşadığı son hava savunma sistemi krizinde olduğu gibi bu da yeterli olmuyor.

2022 yılında bunlar yaşanırken önümüzdeki yıl dikkat edilmesi gereken başlıklar ise şöyle özetlenebilir:

  • İlk olarak enflasyonun savunma üzerindeki etkisinin ortaya çıktığı bir süreç yaşanacak.

Normalde tüketici enflasyonundan daha yüksek olan savunma sanayi enflasyonu, zayıf bütçelerle karşı karşıya olan bu ülkelerin silahlı kuvvetlerini modernize etme sorununu daha da zorlaştıracak.

Hatta bazı noktalarda ‘para’ tek başına çözüm olmayacak. Zira; ABD ve İngiltere, uluslararası basına yansıyan bilgilere göre sadece son 3 ayda Batılı savunma sanayi üreticileri ile ‘üretimi artırmalarını talep eden’ iki toplantı gerçekleştirdi.

Diğer yandan ülkelerin savunma bakanlıkları 2022 yılında ortaya çıkan bu gerçeklikler nedeniyle, yüksek bütçeler ile donatılıyor ve bütçelerinden ciddi oranlarda nakit paralar harcıyor.
Ancak daha yüksek enerji maliyetleri, kırılgan tedarik zincirleri ve üretim darboğazlarıyla şiddetlenen savunma enflasyonist döngüsü, birim fiyatları daha da yukarı çekecek ve 2022’de satın alma gücünü engelleyecek.

  • Ülkeler üzerindeki borç ve cari açık baskıları artacak.

Avrupa Komisyonu ve çeşitli değerlendirme kuruluşlarının raporlarında detaylandırıldığı üzere AB, mali kurallarında yapılacak yeni değişikliklere hazırlanıyor. Bunlar, üyelerin GSYİH’nın yüzde 3’ü kadar bir bütçe dengesizliğinde veya altında kalmasını ve borcunu GSYİH’nın yüzde 60’ında veya altında tutmasını gerektiriyor. AB kurallarına göre, ülkelere bir defaya mahsus ihlalle izin verilirken, üyeler iki yıl üst üste bu toplamları aşamıyor.

Son sağlık krizinin ve COVID-19 pandemisi için verilen yardım paketlerinin maliyeti hesaba katıldığında, uluslararası raporlara göre 19 üyeli Avrupa Bölgesi ülkeleri birdenbire GSYİH’larının yüzde 95’i kadar devlet borcuyla karşı karşıya kaldı.

Uluslararası raporlara göre Yunanistan ve İtalya ise GSYİH’larının yüzde 150’sinin üzerinde borç yükü altında ve savunma sanayi harcamalarını devam ettirmeye çalışıyor. Bütün bu veriler doğrultusunda durgunluk ve resasyon korkuları büyürken, muhtemelen bu ülkelerde yakın gelecekte bir mali hesaplaşma dönemi başlayacak.

Bu noktada akla gelen soru; hükümetlerin savunma bütçelerini destekleme taahhütlerinden dönmeye başlaması ne kadar sürecek? Bu sorunun cevabını almak için uzun süre beklemeyeceğiz ve 2023-2024’te ortaya çıkacak.

  • Diğer bir soru, Ukrayna’daki savaşa ülkelerin ve halkın desteği sürecek mi?

2023’te ortaya çıkan en büyük soru, Ukrayna’daki savaşın nasıl sonuçlanacağıdır.  Savaşta bir tür çözüm mü yoksa sürekli savaş alanı karmaşası mı olacak?

Şimdilik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin işgalin devam edeceği ve geri dönüşü olmayacağı konusunda kararlı açıklamalar yapıyor. Hatta Putin; AB’nin Ukrayna’ya desteğinin, Rusya’nın kaynakları bitmeden sona ereceğini iddia ediyor. Bu da savaşın muhtemelen önümüzdeki yıl da devam edeceğini gösteriyor.

Şimdiye kadar, Ukrayna’ya askeri yardım sağlamak için Avrupa desteği hız kesmeden devam ediyor. Ancak önümüzdeki yıl keskin bir durgunluk ortaya çıkarsa ki verile bunu gösteriyor, o zaman farklı gelişmelerle karşı karşıya kalınacak.

Böyle bir gerçeklikte, Avrupa halkları hükümetlerinin Ukrayna mali yardım ve malzeme sağlamasını desteklemeye daha ne kadar devam edecek? Yakıt ve günlük mallar daha pahalıya mal olmaya devam ederken artan savunma bütçeleri halk tarafından nasıl karşılanacak?

Görünen o ki; 2023’te Avrupa’da izlenecek çok şey olacak ve kıtadaki savaş gerçeği, beraberinde siyasi irade gerektiren zorlu seçimleri ve hesaplaşmaları da beraberinde getirecek.

Adem KILIÇ
Siyaset Bilimci / Yazar

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close