Yeni Soğuk Savaş Dönemi mi? (Üç Makale Tek Sonuç) - M5 Dergi
DünyaÖne Çıkan

Yeni Soğuk Savaş Dönemi mi? (Üç Makale Tek Sonuç)

Abone Ol 

Son dönemde yayımlanan üç önemli makale, ABD-Sovyet küresel mücadelesinin sona ermesinden bu yana angajman ve rekabet açısından Çin-ABD ilişkilerinin Soğuk Savaş aşamasına ulaştığını ortaya koyuyor.

Adem Kılıç tarafından M5 için çevrilmiştir.

Üç makale; Winston Churchill’in 5 Mart 1946’daki ünlü “demir perde” konuşması veya George Kennan’ın 1947’deki “X” makalesi gibi, başka bir “uzun alacakaranlık mücadelesinin” başladığını işaret ediyor. Şüphesiz bunun Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin savunma duruşları üzerinde de sonuçları olacaktır.

Foreign Affairs dergisinin son sayısında “Başarısız Olan Parti” başlıklı makale yer alıyor. Bu makale; Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) akademisinde yer alan eski bir Profesör olan Cai Xia tarafından yazıldı. Yazar ÇKP’den ayrıldı çünkü 2000’lerin başında Jiang Zemin’in liderliğinde Çin’in, anayasal bir demokrasiye dönüşeceğini ummuştu, ancak Jiang’ın halefi Hu Jintao “ters yönde” hareket etti. Yazar, Hu yönetimindeki Çin’in, “Sovyetler Birliği’nin Leonid Brejnev yönetiminde yaşadığı düşüşe benzer bir siyasi durgunluk dönemine girdiğini” yazıyor.

Mevcut ÇKP lideri Xi Jinping 2012’de iktidara geldiğinde, Cai Xia ve onun reform savunucuları, Xi’nin “liberal eğilimlerle” eski bir ÇKP lideri olarak tanımladığı babasını taklit edeceğini umdu. Bunun yerine Xi, Mao benzeri bir yapıyı teşvik etti ve Çin’e “neo-Stalinist” yönetimi dayattı. Yazar Çin’deki atmosferi, “baskıcı bir totaliter” devlet olarak tanımlıyor. Cai Xia, turist vizesiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmeyi başardı. O zamandan beri “Çin karşıtı” faaliyetlerle suçlanıyor ve geri dönmesi halinde tutuklanacak.

Büyüyen bir askeri güç ve dünyanın jeopolitik düzenleyicisi olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin yerini almak gibi uzun vadeli bir hedefle dünyanın karşısına çıkan Çin, Batı’nın dış politika analistleri tarafından da “otoriter kapitalist bir devlet” olarak tanımlanıyor.

İkinci makale, Wall Street Journal’da yayınlanan ve şu anki ABD Ulusal İstihbarat Direktörü John Ratcliffe’e ait.

Ratcliffe’in mesajı açık: “Pekin, ABD’ye ve gezegenin geri kalanına ekonomik, askeri ve teknolojik olarak hükmetme niyetinde.” ÇKP’nin açıkça hedefi; muazzam ekonomik ve teknolojik bir güç olmak için, siber casusluk ve enformasyon savaşıyla uğraşıyor ve “Çin’i dünyanın en önde gelen askeri gücü yapmayı” planlıyor.

Ratcliffe makalesinde; bu benzeri görülmemiş zorluğun üstesinden gelmek için istihbarat “kaynaklarının” Çin’e odaklanması gerektiğini belirtiyor ve “Diğer ulusları ÇKP’nin oluşturduğu tehdidi anlamaya”çağırıyor.

Ratcliffe makalesinde, Cai Xia’yı hatırlatarak şöyle yazıyor: “Dünyaya tamamen uyumsuz iki ideoloji arasında bir seçim sunuluyor. Çin liderleri, bireylerin haklarını Komünist Partinin iradesine tabi kılmaya çalışıyor.” Ratcliffe makalesini George Kennan’ın Foreign Affairs dergisindeki “X” makalesini anımsatan ve Kennan’ın Amerikalıları Sovyet komünizminin meydan okumasıyla güvenle yüzleşmeye çağırdığı bir paragrafla bitiriyor. “Amerikalıla, faşizmin belasını yenmekten Demir Perde’yi yıkmaya kadar her mücadelede başarıları ile yükseldiler. Bu nesil, Çin’in dünyayı kendi imajına göre yeniden şekillendirme ve baskın süper güç olarak Amerika’nın yerini alma çabalarına verdiği tepkiyle değerlendirilecek.”

“Cold War II” başlıklı üçüncü makale, İngiliz tarihçi Niall Ferguson’a aittir ve National Review’un güncel sayısında yer almaktadır. Ferguson bize, Soğuk Savaş’ın 1940’ların sonunda başladığını ve 1980’lerin sonunda sona erdiğini hatırlatıyor. Ve şimdi 2. Soğuk Savaş eşiğindeyiz diyor.

Küreselleşmenin büyük bir güç çatışması olmadan yeni bir dünya düzenini başlatmasını bekleyen analistler, akademisyenler ve devlet adamları, ÇKP’nin “sürdürülebilir ekonomik büyüme elde ederken aynı zamanda komünist siyasi sistemi sürdürme” yeteneğini küçümsediler.

Ferguson şu andaki durumu; “Xi Jinping, 2012’de iktidara geldikten sonra bu yaklaşıma meydan okuyarak, ekonomik modernleşmenin ardından siyasi liberalleşmenin geleceği inancı ile yoluna devam etti,” diye açıklıyor. Ve, “Amerika’da hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler bu şekilde kendilerini aldattılar.” diyor. Özellikle 2015 Ulusal Güvenlik Stratejisi memnuniyetle karşılanan Başkan Obama’yı eleştiriyor.

Ferguson makalesinde; Soğuk Savaş’taki Sovyetler Birliği gibi şu anda Çin’in de “hem bölgesel hem de küresel emelleri” olduğunu açıklıyor. ÇKP, “Doğu Asya’da üstünlük” arıyor ve Kuşak ve Yol Girişimi ile “eski Sovyet emperyalizmine çok benzeyen” jeopolitik hedefler arıyor. Sovyetler Birliği gibi Çin’in de, Batılı fikirlerin yayılmasını engellemek ve bunların yerine totaliter tek parti yönetiminin etkinliğini koymak gibi ideolojik bir hedefi var. Soğuk Savaş’ta olduğu gibi, Çin ve ABD bir silahlanma yarışı içerisinde.

Ferguson, çoğu Amerikalı yetkilinin ABD-Çin ilişkilerini Soğuk Savaş olarak adlandırmaktan çekinirken, Çinli yetkililerin bu kadar suskun olmadığını belirtiyor. Batılı liderleri,“soğuk savaş inkârınınız ne kadar uzun sürerse, o kadar muhtemel” diyerek uyarıyor. Ve “Batı; Komünist tehdidin ciddiyetini hafife almaya devam ederse sıcak bir savaş olur. ” tespitinde bulunuyor.

Soğuk Savaşı kazanmak için Birleşik Devletler, komünist saldırganlığı caydırmak ve Sovyet önderliğindeki komünist imparatorluğun altını oymak için ittifaklar oluşturdu, askeri, ekonomik ve politik gücünü kullandı.

Demokratik ülkelerin yanılsamaları bir kenara bıraktığı, hoş olmayan gerçeklerle yüzleştiği ve yaşam tarzlarına varoluşsal bir meydan okumayla yüzleşmek için cesaret ve iradeyi topladığı, dünya tarihindeki önemli anlardan birinde olabiliriz.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close