Einstein’ın En Büyük Hatası, Nasıl Oldu da Fizik Kurallarını Yeniden Yazdı?
Einstein’ın geçmişte keşfettiği fakat inanmakta zorlandığı bir gizem, nasıl oldu da bugün Einstein’ın keşfinin aslında yanlış olmadığını ortaya çıkardı?
Astronomide birçoğumuzun duyduğu ‘karanlık enerji’, evrenin büyük çoğunluğunu etkisi altına alan gizemli bir enerji çeşididir. Einstein, 1917 yılında geliştirdiği izafiyet teorisinin aslında evrenin sürekli genişlediğini de gösterdiğini keşfetti. Ancak ilk başlarda kendisi bile bu keşfe inanmakta zorlandı.
Kendi denklemlerine güvenemeyen Einstein, bunun yerine kozmolojik sabit fikrini ortaya sundu. Kozmolojik sabit, sabit bir evren için gerekli olan yerçekimi karşıtı bir enerji çeşidiydi. Bu görüş, zamanında büyük bir kesim tarafından kabul gördü ve fiziği etkiledi.
Einstein’ın en büyük başarısızlığı aslında bir başarıydı:
1931 yılına gelindiğindeyse Einstein, kozmolojik sabit görüşünü terk etti. Bunun nedeniyse Edwin Hubble’ın ta kendisiydi. Edwin Hubble, evrenin genişlediğini kanıtlamayı başaran kişiydi. Einstein da daha önce terk ettiği izafiyet teorisini ‘en büyük hatam’ diyerek nitelemeye başladı. 1930’lardan 1990’lara kadar kozmolojik sabitin 0’a eşit olduğuna inanıldı.
Tarih günümüze yaklaştığındaysa yeni bir fikir ortaya çıktı. ‘Garip keşif’ olarak bahsedilen bu fikir, 2011 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan Saul Perlmutter tarafından ortaya atıldı. Saul’un yaptığı keşif, evrendeki kütle enerjinin %68’inin yer çekimine karşı gelen bir enerji çeşidinden meydana geldiğiydi.
Saul Perlmutter’in keşfi, yalnızca evrenin genişliyor olması fikrini desteklemiyordu. Keşif, aynı zamanda evrenin artan bir hızla genişlediğini de ortaya koyuyordu. Bu keşfin Saul Perlmutter’i ne kadar şaşırttığını görmek isterseniz Amazon Prime’daki ‘Mystery of Dark Matter’ belgeseline göz atabilirsiniz.
Bilim dünyasını şaşırtan gizem: karanlık enerji
Belgeselde keşfin neden bilim dünyasını şaşırttığına dair şöyle bir açıklama yer alıyor:
“Bilim insanları karanlık maddenin gizemini bir gün çözmeyi umuyorken başka bir gizemle karşılaşıyorlar: karanlık enerji. Bu, evrendeki enerjinin dörtte üçünü oluşturduğunu düşünülen bir enerji çeşidi ve herkesi şaşırtmayı başardı. Bu dev gizem, kozmologların kafasını karıştırdı.”
Keşfi yapan Saul Perlmutter, yaptığı keşfin ne denli korkunç olduğunu da aynı belgeselde aktardı. Saul, ortada zaten karanlık madde gizemi varken bu keşfin işleri dört kat daha kötüleştirdiğini belirtti. Aynı zamanda daha bu karanlık enerjinin ne olduğunu bilmediklerini bile ekledi.
Saul Perlmutter, evreni inceledikleri sırada böyle bir şeyle karşılaşacaklarını tahmin bile etmediklerini söyledi. Böylesine bir keşif, evrenin gizemlerini daha da artırmıştı. Bilim insanları, sürekli artan hızla genişleyen bir evrende nasıl yaşadığımızı sorgulamaya başladı.
Saul Perlmutter, karanlık enerjinin karanlık maddeden daha da gizemli olduğunu söyledi. Perlmutter’a göre bilim dünyası, karanlık enerjiyi, uzayın sürekli kendisini daha hızlı bir şekilde genişletmesini sağlayan bir mülkü olarak görüyor.
Kaynak: WebTekno
